BUGÜN İSRAİL-HAMAS üzerinden bambaşka bir konuyu ele alacaktım. Ancak atılan garip adımları görünce "İŞLER DE PLAN DA
DEĞİŞİYOR" hissi uyandı bende.
Hemen olan biteni taradım. Tansiyon zaten yüksekti.
Acaba burada kalacak mıydı yoksa bütün bölge cehennemi mi yaşayacaktı? Bu soruyu sizlerle paylaştıktan sonra gelişmeleri alt alta koyalım... Ve rotayı görmeye çalışalım...
HAMAS'ın düzenlediği operasyondan sonra İSRAİL sert karşılık verdi. KATLİAM başlattı. Bekleniyor muydu?
Kesinlikle... Çoluk çocuk demeden öldürdü. ABD de sanki İSRAİL'in gücü yetmiyormuş gibi Gerald R. Ford uçak gemisini, donanmasının incisini AKDENİZ'e yolladı. Bunları yazdım. Gerekçeleri de nedenleri de sıraladım. Ancak bu rüzgar devam etti. Ediyor da... Oraya geçelim şimdi...
ABD'nin en büyük uçak gemisi olan Gerald R. Ford, 11 Ekim'de Doğu Akdeniz'e ulaştı.
USS Eisenhower uçak gemisi ise 15 Ekim'de bölgeye intikal için demir aldı. 19 Ekim'de ise ABD Donanması'na ait 6. Filo USS Mount Whitney komuta ve kontrol gemisi, Doğu Akdeniz'deki ABD güçlerine katılmak üzere bölgeye doğru yola çıktı. Bunlar yetmezmiş gibi bir adım daha atıldı. Bu kez sahneye CENTCOM çıktı.
Yani ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı... CENTCOM da İsrail-Filistin çatışması nedeniyle gerilimin yüksek olduğu Ortadoğu'ya ilave bir F-16 savaş uçağı filosunu konuşlandırdı!
494. Seferi Avcı Filosu'na bağlı F-16 savaş uçaklarının, CAYDIRICILIĞI artırmak için gönderildiği söylendi. Hiç inandırıcı değildi bu... Ayrıca CENTCOM, 14 Ekim'de F-15E Strike Eagle savaş uçaklarının ABD'nin konumunu güçlendirmek üzere Ortadoğu'ya ulaştığını duyurmuştu...
Ayrıca haberler arasında yer almıyor ancak Pentagon ORTADOĞU'da tüm üslerindeki uçak sayısını 2 kat artırıyordu! Hummalı bir çalışma vardı. Hazırlık vardı. HAVA GÜCÜNE yüklenen ABD uçak gemileriyle de bilgi savaşı için hazırlık yapıyordu. UÇAK GEMİLERİ son derece etkili silah olsa da Hawkeye Havadan Erken İhbar ve Kontrol uçakları ile erken uyarı sistemi devreye giriyordu. Uçak gemileri, hava sahasını izliyor, yönetiyor ve yalnızca düşman uçaklarını tespit etmekle kalmıyor, aynı zamanda Amerikan uçaklarının ve kuvvetlerinin de sevk ve idaresini sağlıyordu. Bir de yapılan bu yığınakla birlikte İSRAİL'in sahip olduğu DEMİR KUBBE Savunma Sistemi ABD Hava Kuvvetleri'ne entegre edilmekteydi...
Bu işin silahlanma tarafıydı, Pentagon'un bölgeye büyük güç yığma hamlesiydi. HAMAS için olmadığı ortadaydı. Tartışılacak tarafı yoktu. Pentagon böylesine bir karar alırken bir başka sızıntı da sahneye konulmaktaydı.
ABD DERİN DEVLETİ, İsrail-HAMAS savaşı nedeniyle bölgedeki ülkelerde bulunan 600 bin AMERİKALI'YA ulaşıyor ve "ACİL olarak evinize dönün! Bölgeyi terk edin" UYARISI YAPIYORDU.
Gemilerin gelmesi, uçakların cirit atmasından sonra bu adımın atılması gerçekten "NEREYE GİDİYORUZ?" sorusunun sorulmasını zorunlu kılıyordu. Herkes "İsrail, HAMAS'a karşı İsrail KARA HAREKATI yapacak mı?" sorusuna cevap ararken böylesine büyük HAYALET BİR OPERASYON için hazırlıklar yapılmaktaydı...
Başka gelişmeler de vardı.
Çok önemliydi!
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Katar Başbakanı ve aynı zamanda Dışişleri Bakanı olan Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani'ye İngilizce yayın yapan El Cezire TV kanalının 'Filistinİsrail çatışmasına ilişkin' haberlerinden rahatsız olduklarını söyledi. "EL ATIN" ricasında bulundu. İSRAİL, KATAR'ın finanse ettiği kanalı daha önce 'HAMAS'ın propaganda aracı ve sözcüsü' olmakla suçlamıştı. Gazze Şeridi'ne yönelik toplu cezalandırma politikalarını kınadıklarının altını çizen Al Sani ise "Bu krizde çifte standartlı yaklaşımları tümüyle reddediyoruz.
Sivillerin öldürülmesi bir tarafta kınanıp da diğer tarafta haklı bulunamaz" diye konuştu. Bu görüşmeden sadece 12 saat sonra El Cezire'nin Gazze Büro Şefi Vail Dehduh'un eşi, oğlu, kızı ve torunu İsrail hava saldırısında öldürüldü. BÜRO ŞEFİNİN Nuseyrat'taki evi İsrail hava saldırısında hedef oluyordu.
Diğer taraftan ABD sarsılıyordu! Amerika Birleşik Devletleri'nin Maine eyaletindeki Lewiston kentinde bir barda ve bowling salonunda ateş açan bir kişi en az 22 kişinin ölümüne ve onlarca kişinin yaralanmasına neden oldu.
Geçen yıl toplam 29 kişinin öldürüldüğü şehir katliamla sarsıldı. Otomatik silahla katliam yapan 40 yaşındaki Robert Card için yakalama çalışmaları başladı. Ancak katilin deniz yoluyla KANADA'ya geçtiği ileri sürüldü. Polis de ABD Ordusu Yedek Eğitim Tesisi'nde ateşli silah eğitmeni olarak çalışan CARD'ın tüm bilgilerini saat 19:48'de paylaştı...
Saatin İSRAİL'in kuruluşuyla doğrudan bir ilişkisi var mı bilemiyorum! Saldırıdan 48 dakika sonra herkes KATLİAM yapan ismi biliyordu.
Biri eline silahı alıyor hiç tanımadığı görmediği insanlara kurşun yağdırıyordu. Perde arkasını hiç bilemeyecektik.
Geçtiğimiz hafta İsrail-HAMAS savaşı tırmanırken, ABD'de öldürülen Müslüman küçük kızın hikayesi gibi. ÖLDÜRME EMRİNİ KİM VERİYORDU?
İSTİHBARAT ÖRGÜTLERİ BU İŞİN NERESİNDEYDİ?
Devam...
Dünya genelinde mücadele eden ABD ile İngiltere bunu sokaklara taşıyabilir mi?
Pekala... "ABD'nin bölgede attığı adımlara içeriden karşılık veriliyor olabilir mi?", "İngiltere oradaki gücünü kullanıyor olabilir mi?" Sorulması gereken sorular bunlardı. Cevapları öyle kolay da değildi!
Böylesine dikkatle izlenmesi gereken adımlar atılırken, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası faiz kararını açıkladı.
Başkan Erdoğan'ın bir önceki gün yaptığı konuşmadan sonra ilgiyle beklenen kararla Merkez Bankası politika faizini 500 baz puan artırdı. Ankara, siyaset ile ekonomiyi ayırıyordu. Dün de altını çizdiğim gibi eleştirilerini esirgemiyor, ABD ve İsrail'in yüzüne haykırıyordu. Ancak PARA POLİTİKASINDA onlardan uzağa düşmüyordu.
Politik olarak Londra dengesini tutarken ekonomik olarak da ABD'ye sırtını dönmüyordu. Zor bir dengede oyun kuruyordu.
Dönelim başa...
Aktarmaya çalıştığım gibi ABD bölgeye gücünü yığmış durumdaydı. Bunun HAMAS için olmadığı belliydi. Peki ne yapacaklardı? Kimi hedef alacaklardı? Bölgede sivil ABD'li kalsın istenmiyordu. "PASİFİK için burada fazla kalmayacaklar" tezimizi rafa kaldırıyorlardı.
OYUN değişiyordu. Ne olacaktı? Buna bakılmalıydı?
Hem de çok dikkatlice...
NOT: İsrail Başbakanı Netanyahu, "Bu iklimde" Yeşaya Kehaneti'nden söz ediyordu.
Neden?