NELER oluyor, neler olacak?
Bugün soruyla başlayıp devam edelim isterseniz.
Dün yazdıklarımıza bakarak startı verelim... Dün buradaki satırlarda "Günün sonunda TEL AVİV, Pekin'den kopuyor uzaklaşıyordu. ABD istediğini alıyordu.
Yakında Biden'ı da TEL AVİV de görürdük" diye not düşmüştüm. Yazı yayınlandı. Erken saatlerde ABD açıklama yaptı:
BAŞKAN Biden çarşamba günü İSRAİL'de olacak... Geçen hafta son yazımızı da "Yakında ABD'de bir saldırı olur. Washington da buna karşılık verir" diye bitirmiştim. Öyle de oldu.
ABD'de 71 yaşındaki Joseph M. Czuba ismindeki bir ruh hastası 6 yaşındaki MÜSLÜMAN bir çocuğu 27 bıçak darbesiyle öldürdü. Buna cevabın geleceğini de dün yazdım. Ancak olmadı!
Aksine İngiliz istihbaratı durumu 2-0'a getirdi. Belçika'nın başkenti Brüksel'de pazartesi akşamı meydana gelen silahlı saldırıda iki İsveç vatandaşı öldürüldü. Bir kişi de ağır yaralandı. Polis, saldırının ardından kaçan Abdesalem Lassoued adlı zanlıyı vurdu. İSVEÇ konu olunca akla Türkiye ile olan gerilimi ve bekleyen NATO üyeliği geliyordu.
ABD, AVRUPA'yı baştan başa çevreliyor, DEDEAĞAÇ'a kadar geliyor GİRİT'teki üslerle devam ederek YPG'nin kontrol ettiği bölgeden HİNT'e kadar uzanıyordu. Bu büyük bir projenin önemli adımlarıydı. Dünyada bununla uğraşabilecek tek güç de İNGİLTERE'ydi. Yani City of London'dı! The City ya da Square Mile olarak da adlandırılan küçük bölge İNGİLTERE'nin GÜNEŞ BATMAYAN
İMPARATORLUĞUN kalesi, merkezi, simgesiydi. PARANIN kalbi de burasıydı. İşte günlerdir, haftalardır, aylardır yazmaya çalıştığım gibi asıl mücadele bu merkez ile Wall Street ve Pentagon arasındaydı. ABD İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Churchill'den İMPARATORLUK NİŞANINI alıyor yoluna TEK BÜYÜK olarak devam ediyordu.
Karşısına da kendi büyüttüğü SOVYETLER'i koyuyordu. THE CITY bunu geri almak istiyordu.
Bunun için de ÇİN hamlesi kaçınılmaz oluyor hayati önem taşıyordu. Çin'i büyütür ve istenilen seviyeye getirebilirse ABD bu rakip karşısında bir adım atamazdı.
PLAN buydu. ABD'yi kontrol etmek mümkünse bitirmek...
Bu savaş da çok eski savaşın yenilenmiş haliydi... İKİ EKOL diye binlerce kez yazdığım gerçek İSRAİL-HAMAS savaşında da karşımızdaydı. Dışına çıkılamazdı zaten. Mümkün değildi...
THE CITY yalnız değildi!
Masonlar da Bilderberg de Trilateral Komisyon da Rothschild de İsrail de yanındaydı! Diğer EKOL kimdi? Çok yazdık! TÖTON ŞÖVALYELERİ... Almanya'dan başlayıp Vatikan'a oradan da PENTAGON'a uzanan koca bir hattı. ABD'deki BÜYÜK LOCA da işin merkeziydi. Tapınak Şövalyeleri Hastane Şövalyeleri gibi pek çok yan destek de burada yer alıyordu. İşin üstünü iyice kazıyınca olay MISIR'a ve Babil'e kadar giderdi.
TÖTONLAR, ABD'yi kuran güçtü. İNGİLTERE ile bitmeyen bir savaşın içindeydiler. Oysa Türkiye'de koca koca adamlar ABD ile İngiltere'nin İTTİFAK İÇİNDE OLDUĞUNU DOST VE KARDEŞ olduğunu savunurdu.
Bu masala hiç ara vermezlerdi! EN BÜYÜK YANILGI DA BUYDU!
Türkiye'nin ABD'den kopuşu ve mücadelenin başlama tarihi Mayıs 2013'tü. O seyahatte OBAMA ile Erdoğan ve ekipler birbirinden kopuyordu. İlişkiler askıya alınıyordu. Ritim de doğal olarak hızlanıyordu. Orada başlayan savaş, GEZİ ile 17-25 ARALIK ile devam ediyor 15 Temmuz'a kadar geliyordu. Ankara da yine sık sık yazdığım gibi YALNIZ kalmamak için savunmasını güçlü tutmak için THE CITY'nin merkezinde olduğu İNGİLTERE ile yakınlaşıyordu.
Bu da hem iç hem dış siyasette de kendini gösteriyordu. Son derece doğal ve anlaşılır gelişmelerdi bunlar. Başka seçenek de yoktu.
İngilizler de buna dünden razıydı...
İşte bu ittifakı İPEK YOLU'nda da İsrail-HAMAS savaşında da, AKDENİZ'deki gerilimlerde de görüyorduk. THE CITY, ÇİN ile yoluna devam ederek ABD'yi sıkıştırıyordu. Türkiye de burada ALANINI KORUYUP destek oluyordu.
Havalimanlarımızı ve köprülerimizi bu nedenle yapıyorduk. SAFLAR netti. Zaten DEMİR İPEK YOLU PEKİN'den Londra'ya UZANIYORDU. Bu tamamen ABD'ye karşı bir hareket tarzıydı.
SAVAŞ İLANIYDI! Aradaki figürlerin hiçbir önemi yoktu.
ABD DENİZLERİ KONTROL ETTİĞİ için kimse onlarla okyanuslarda baş edemeyeceği için çare KARA-DEMİRHAVA yolunu kullanmaktı. Bu doğal olarak Washington'u hedef alan çaresiz bırakan bir akıldı!
Pentagon da bunun üzerine işi uzatmadı. Yolu kısalttı. RUSYA'ya "UKRAYNA'YA GİRİN" dedi.
GİRDİLER. Bu adım ile ÇİN'e gözünü kırpan AVRUPA BİRİLĞİ korkudan kendini ABD'nin kollarında buldu. ABD'siz yürüme şansları kalmadı. Gönülsüz de olsalar tek sığınacakları liman orasıydı. Aksi halde RUSYA nükleer kullanacaktı. Bu durum karşısında İngiltere ve THE CITY aklı devreye girdi. Progojin'i devşirerek PUTİN'i yıkmak istedi.
CIA izin vermedi. Uçak patladı Putin'in haberi oldu! Yani AKIL ve istihbarat savaşıyordu...
Mesela Katar'da kocaman bir ABD üssü vardır. Fakat THE CITY etkilidir orada. Aynısı İSRAİL için de geçerliydi.
Günlerdir yazmaya çabaladığım gibi İSRAİL, ÇİN ile olağanüstü yakınlaşma içindeydi. ABD'nin GÜVENLİK SORUNU olmuştu.
Son iki yıldır bu iletilse de TEL AVİV durmuyordu. Anlamıyordu.
Vazgeçmiyordu. MOSSAD'ın önemli isimleri ABD'de ABD'li yetkililere "Size mi soracağız" diyorlardı. Tempo bu kadar yüksekti anlayacağınız. Durum böyle olunca gazeteci olarak ABD'nin operasyon yapması gerektiğini görüyorsunuz!
Oluyordu da. HAMAS'la geliyorlar DONANMAYI yolluyorlar İSRAİL'i kısıtlıyorlardı. Ayrıca 2 bin ABD askeri İSRAİL'in kalbine yerleşiyor ve İŞGAL ediyorlardı.
Biliyorum MEDYADA olayları böyle anlatan aktaran yok. Yine de siz gerçeği bilin. Türkiye hem kendini koruyup hem yoluna devam etmek isteyen önemli, değerli koca bir ülke. İşin garibi İKİ GÜCÜN de yani THE CITY'nin de PENTAGON'un da sonsuz ihtiyacı var bize... EN büyük şans da Başkan Erdoğan ve büyük tecrübesi. Defalarca yazdığım gibi İKİ DENGE arasında durabilen yön tayin edebilen tek liderdi. Rusya ABD'nin yanındaydı. İngiltere'nin karşısında. Fakat Erdoğan bunu dengeliyordu... Beceri de başarı da buydu zaten...
Devam...
ABD 2 bin KOMANDOYU İsrail'e getirerek SAVAŞIN KARADA sürmesini ve yayılması önleyecekti. NET! TEL AVİV artık ABD'nin istekleri dışında adım atamazdı. NET! Çin ile bağlantı koparılmış atılmıştı.
NET! BELÇİKA'daki saldırı bu nedenle gerçekleşiyordu. NET!
ABD saldırıya saldırı ile cevap verecekti. NET! Çin hedef olmaya, THE CITY de oyunu bozmaya devam edecekti. NET! Çatışmalar, büyük sarsıntılar olacaktı. NET!
Türkiye akıllı davranırsa kazanarak çıkacaktı. NET! İşte bu nedenle ilk başından bu yana olanlara İSRAİL-HAMAS denkleminde bakmıyorum... Siz de bakmayın.
Konu başka çünkü...
Gerisi masal...
NOT: CHP'deki gelişmelere de aynı pencereden bakacaktık. İKİ EKOL orada isimler üzerinden kapışıyordu. İmamoğlu'nun önü açılırsa başka, Kemal Bey'le devam edilirse başka sonuçlar doğuracaktı.
ABD, İTALYA'da siyasete müdahale ederek elde ettiği başarıyı burada da istiyordu! Ayrıca yakında yeni parti gelirse şaşırmamak gerekir!