Akıl yolu
BU haftayı tamamen G20 ve orada alınan GLOBAL GATEWAY'e ayırdım. Bu bir başka açıdan, büyük savaşın tabelasıydı.
Küresel mücadelenin en tepede görünür hale gelmesiydi.
Çin'i karşıya koyan bir akılla buna itiraz edenlerin ve alternatif arayanların mücadelesi diye de özetleyebileceğimiz bir bilek güreşiydi bu... Kim ne elde eder kim kazanır kim ne kadar kaybeder bilinmez. Bunlar zamanın cevap vereceği sorular.
Gazeteci olarak uzun zamandır anlatmaya çalıştığım KÜRESEL MÜCADELİNİN ritmiydi. Haliyle Türkiye'nin bulunduğu yer, ittifakları, yürüdüğü yol beni ilgilendiriyordu.
Şu an gelinen noktada benim gibi düşünen yok biliyorum. Ancak Delhi'deki G20 en azından şimdilik Türkiye'yi dışarıda tutan bir tavırla yol almaktaydı. Aslında mesaj Türkiye'nin rotasına yapılıyordu.
Gelin bunu açalım... Hem yerel hem de küresel mücadeleyi anlayalım... Tercihleri de tavırları da...
Adım adım gidelim... Raporlar sıkıcıdır. Pek sevmem. Konunun anlaşılması için şart bu kez...
Avrupa Parlamentosu, 2022 Türkiye raporunu kabul etti! Ve "AB üyeliği mevcut şartlarda başlayamaz" dedi. Yani "Türkiye'nin AVRUPA BİRLİĞİ İÇİNDE YERİ YOK" dedi... Türkiye de DELHİ'de vücut bulan eksene zaten itiraz ediyordu.
Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş üzerinden AB'ye mesaj veriyordu: Aynı kulvarda değiliz ... Raporda Türkiye'nin ÜYE OLAMAYACAĞININ ALTI çizilirken, AB'ye üyelik yerine daha "gerçekçi" bir çerçeve bulmaya yönelik sürecin başlatılması tavsiye ediliyordu. Ticaret yapalım, yiyelim içelim, ancak Ankara üye başkent olarak aramızda olamaz denilmekteydi.
Aslında iki taraf da GELECEKTE BİRBİRLERİNİ YAN YANA GÖRMÜYORDU.
Bunu isimler olaylar ve raporlar üzerinden iletiyorlardı. Avrupa, Ankara'nın RUSYA-UKRAYNA savaşındaki arabulucu rolünü, tahıl anlaşmasındaki katkısını önemsiyor ancak "Yaptırımlarda bizimle aynı frekansta buluşmadı" diyerek ayrılan yolları not ediyordu. Ankara da, rapora itiraz ederek hakkını korumaya gayret ediyordu.
Devam edelim... Açarak gidelim...
Örneklerle ilerleyelim...
ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mark Milley, Afganistan'da 20 yıl süren savaşın ülkesinin istediği gibi bitmediğini belirterek, "Savaş kaybedildi" dedi.
Milley "Düşman, destek verdiğiniz başkenti işgal ettiğinde bu stratejik bir gerilemedir, stratejik başarısızlıktır..." itirafında bulundu. Milley gibi başkaları da, bunları söylüyordu. Ben asla ve kat'a böyle düşünmüyordum.
ABD'nin rakibi TALİBAN mıydı ki yenilsinler! ŞAKA MI BU! ABD'nin AFGANİSTAN operasyonu ve Irak harekatı İKİZ KULE SALDIRILARINDAN sonra olan eylemlerdi. DERİN ABD, dünya üzerinde rakip gördüğü derin EKOL'e savaş açıyor ve hayati hamleyi AFGANİSTAN ve IRAK üzerinden gösteriyordu. Bunun TALİBAN ile zerre ilgisi yoktu.
Milley de bunu söyleyemeyeceği için "KAYBETTİK" diyerek konuyu kapatıyordu. Değişen rotayı söylemiyordu!
Oysa daha önce sık sık yazdığım gibi DELHİ'deki G20'de ortaya konan ete kemiğe bürünen bir GLOBAL GATEWAY projesi sahne alıyordu. HİNDİSTAN'ı öne çıkaran YEŞİL DÖNÜŞÜMÜ orijininde başlatan ARAP COĞRAFYASINIİSRAİL'i- AVRUPA'yı içine alan koskoca bir küresel planla tanışıyorduk... Olaya buradan bakıldığında da AFGANİSTAN'dan neden çekildiklerini anlamak hiç de zor olmuyordu. İPEK YOLU'na sırtını döndükleri için ÇİN ve arkasındaki gücün yürüyüşünü kesmeye gerek kalmadığını düşündükleri için bu adımı atıyorlardı.
TV ve gazetelerde anlatıldığı gibi 20 yıl TALİBAN'la savaşan falan yoktu!
ABD'nin öncülüğündeki koalisyonun DÜŞMANI TALİBAN değildi!
Anlatılmayan ve anlaşılmayan da buydu!
Avrupa'nın gizli prensesi olarak bilinen AB Komisyonu Başkanı von der Layen, GLOBAL GATEWAY'i LATİN ÜLKELERİNE taşıyacaklarını dile getirirken "Temiz hidrojenden kritik hammaddelere, yüksek performanslı veri kablosu ağından en gelişmiş mRNA aşılarının üretilmesine kadar 135'ten fazla proje halihazırda yolda..." dedi. ABD Başkanı Biden bu projeye "BÜYÜK ANLAŞMA" diyordu.
Zaten görev gelir gelmez işe koyulan bir irade söz konusuydu. Hatırlayanlar olacaktır Biden, 2 Kasım 2021'de Glasgow'da düzenlenen COP26 BM İklim Zirvesi'nde bir özel toplantıya katıldı. Orada "Daha İyi Bir Dünyayı Yeniden İnşa Etme" sloganına sarıldı. Öncesinde G7 ülkelerinin onayını alan Biden, bu MOTTOYU dünyayla tanıştırdı. "Build Back Better World" adı verilen yol haritası, G20'de DELHİ'de açıklanan GLOBAL GATEWAY'in babasıydı.
ABD İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra özellikle AVRUPA'ya Marshall Planı kapsamında geliyor ve ülkelerin savaşla tükenen alt yapılarını tekrar inşa ediyordu.
Haliyle BORÇ veriyordu. Emir verebilmesi için önce PARA vermesi gerekiyordu. Bu da dünya için o zaman yeni bir metot'tu! Çin de bunu iyi etüt ettiği için arkadaki İNGİLİZ AKLININ katkısıyla pek çok ülkeye İPEK YOLU kapsamında PARA yolluyordu! GRİ alanlar çok olsa da ÇİN böyle yoluna devam ediyordu. Bu nedenle ABD yeni bir adımla gelmek istiyor ve bunu da "Build Back Better World" ile ilan ediyordu. DAHA İYİ BİR DÜNYAYI YENİDEN İNŞA'dan söz ediyordu! ABD derin devletinin en çok rahatsız olduğu ÇİN'in YATIRIM STRATEJİSİYDİ.
Bunu engellemeye çabalıyorlardı.
Eski Başkan Yardımcısı Mike Pence, 2018 yılında yaptığı bir konuşmada Çin lideri Xi Jinping'i "borç tuzağı diplomasisi" yoluyla nüfuzunu genişletmekle suçluyordu.
Konunun kabaca özeti buydu...
Devam...
2021'de ROMA G20'ye ev sahipliği yapıyordu. Türkiye her zamanki gibi orada da ilgi görüyordu. Zirveden sonra liderler ise GLASGOW'a geçecek COP 26'da bir araya geleceklerdi. Zaten o toplantı "Build Back Better World" mottosunun ilanıyla sonuçlanıyordu.
Yine hatırlayanlar olacaktır. Büyük ses getirmişti çünkü. Başkan Erdoğan, Glasgow'daki Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'na yani COP 26'ya gitmekten son anda vazgeçti. Roma'dan doğruca İstanbul'a dönen Erdoğan uçaktaki gazetecilere "Güvenlik taleplerimiz yerine getirilmeyince Glasgow'a gitmekten vazgeçtik. Bu sadece kendi güvenliğimizle ilgili değil, ülkemizin itibarıyla da ilgili bir meseleydi" dedi.
Erdoğan'ın bu kararını destekleyen en önemli isim de İngiltere Başbakanı Boris Johnson'du... Sanırım Başkan Erdoğan uçaktan Johnson'u arıyordu... Yani Biden'ın geleceği tarif ettiği, edeceği toplantıya hem Türkiye hem de İNGİLTERE muhalefet ediyordu. Açık ve net olarak. Sık sık yazdığım gibi 15 Temmuz'dan sonra Türkiye ve İngiltere büyük ortak gibi pek çok konuda el ele kol kolaydı.
Birlikte yürüyorlardı... Bretix bunun içindi zaten...
Delhi'de GLOBAL GATEWAY kararı "Build Back Better World"ün üzerine geliyordu. Glasgow'a gitmeyen Türkiye bu nedenle ilk aşamada projeye dahil edilmiyordu.
Dışarıda tutuluyordu. Yani ne ANKARA'nın tepkisi, ne BATI'nın adımları kendiliğinden olmuyordu.
KÜRESEL İTTİFAKLAR ve MÜCADELENİN SONUCUYDU... ABD, Biden'dan sonra Rusya savaşı ile AVRUPA'yı tamamen yanına alıyor Hindistan'ı kadroya dahil ediyor ve Londra'ya dolayısıyla Pekin'e mesaj yolluyordu...
Türkiye şimdilik İngiltere ile olan bitene dışarıdan bakıyordu.
Elbette mücadele sürecek akıllar yarışacaktı... Büyük ihtimal kavga çok şiddetlenecek ve filizlenecekti...
Güney sınırlarımıza taşınma ihtimali de hiç az değildi.
Tam da bu evrede yine garip bir karar alınıyordu. SOROS manşetlere çıkıyordu... 90'lı yıllardan itibaren öncelikle Doğu Avrupa'nın ve dünyanın pek çok ülkesinin siyasi çehresinin değişmesinde önemli rol oynayan Açık Toplum Vakfı ve kuruluşlarının Avrupa'dan çekileceği açıklandı. Yani Soros, AVRUPA'dan çıkıyordu. Afganistan kararı gibi bu da GLOBAL GATEWAY'e denk geliyordu! Sanırım olaylara böyle bakınca taraflar ve mücadele net olarak anlaşılıyordu... Zaten bunlar medyada olmazdı... Türkiye'nin konumu ve ittifak seçeneği içerideki siyaseti de belirlerdi... Bakalım neler olacak...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.