Off-rika!
DÜN de not düştüğüm gibi bütün operasyonlar, İSTİHBARAT örgütleri tarafından yapılmakta... Gelişmeler peş peşe geliyor. Peki neler oluyor? Kimler kimlerle hesaplaşıyor?
Gelin bu soruların peşine düşüp koca bir tur yapalım... PAYLAŞIM SAVAŞI tüm hızıyla devam ediyordu çünkü...
Rusya-Ukrayna Savaşı'ndan girelim Gabon'a Paris'e Londra'ya kadar uzanalım...
Kremlin'in Ukrayna'ya gireceğini sadece ABD biliyordu. Zaten CIA Direktörü William Joseph Burns'un harekat öncesi MOSKOVA'da günlerini geçirdiği SIR değildi.
Savaşın en çok etkileyeceği ALMANYA ise olan bitenden habersizdi. Şubat 2022'de Almanya Ekonomi Bakanı ve Şansölye Yardımcısı Robert Habeck, Amerikalı ticari ATEŞE Katherine Tai tarafından ziyaret edildi. Tai'in yanında CIA'da çok üst düzey görevlerde bulunmuş isimler vardı.
Toplantının ardından Habeck'ten "gizli bir görüşme" talep edildi.
Yan odaya geçildi. Alman bakana "Rus işgalinin önümüzdeki gece başlayacağı" bilgisi verildi. Alman Bakan Ruslar'ın uçaklarına tanklarına kadar tüm bilgiyi CIA'dan alıyordu.
Şaşırdı. BND cevap veremiyordu.
Hemen Almanya Başbakanı Scholz'a ulaştı. Garip olan onun da böyle bir gelişmeden haberinin olmayışıydı!
Devam...
Herkes PASİFİK için öngörülerde bulunurken bazen "ORTA DOĞU ve AFRİKA çok değerli, sanki hedef saptırıyorlar" diye not düşüyordum.
Beni doğrulayan bir gelişme oldu.
Takip edenler bilecektir defalarca "YAŞAYAN ABD BAŞKANLARI BEYAZ SARAY'A DOLUŞSA HEPSİ BİRDEN ORTA DOĞU'DAN ÇEKİLİYORUZ EMRİ VERSE, BUNUN BİR ANLAMI OLMAZ" diye yazdım. Çünkü DERİN ABD asla ve kat'a ORTA DOĞU'dan çıkmazdı. Birkaç gün önce de ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley, Orta Doğu'nun kendileri için birçok açıdan önemli olduğunu vurgulayarak bu bölgeden ayrılmayacaklarını söyledi. Orta Doğu'nun birçok açıdan ABD için önemli bir bölge olduğunu belirten Milley, "Bu bölgeyle yakın bir dostluğumuz ve ortaklığımız var. Buranın istikrarlı olduğundan emin olmak istiyoruz. Bölge, tüm dünya için petrol ve enerji kaynakları açısından ana kaynak" ifadelerini kullandı. ABD için bir dayanak olması şarttı. Bu da IŞİD'ti... Bu nedenle Milley "İdeoloji henüz ölmedi.
IŞİD'li teröristler hala Suriye ve Irak çöllerinde dolanıyor, bu yüzden hala bizim için tehdit" değerlendirmesinde bulunuyordu.
Almanlar, CIA'dan RUSYA'nın operasyonunu öğrenirken Başkan Biden da YANLIŞLIKLA SAVAŞTAN önce baklayı ağzından çıkarıyordu: Rusya'nın küçük bir alanı işgal edeceğini düşünüyorum...
AVRASYA ve ORTADOĞU için renkler belli olurken AFRİKA büyük bir hızla bazı eller tarafından kaşınıyordu. SAHEL kuşağı ve Fransa, hiç olmadığı kadar PARİS KARŞITI eylemlerle sarsılıyordu.
Sabah erken kalkanın DARBE yaptığı bir KITA oluveriyordu koskoca AFRİKA... Fransa'nın AFRİKA'DAKİ gücünü bilmeyen yoktu. Bu gücü oraya taşıyan ve inşa eden tamamen FRANSIZ İSTİHBARATÇILARDI.
Kağıt üzerinde görevi ne olursa olsun orada bulunan her isim kesinlikle FRANSIZ İSTİHBARAT ÖRGÜTÜNÜN bir parçasıdır. Bu değişmez. Temelleri Charles De Gaulle ve arkadaşları tarafından kurulan BCRA (İstihbarat ve Eylem Merkez Bürosu) DGSS (Özel Servisler Genel Yönetimi) ve SDECE (Belgeleme ve Kontrespiyonaj Servisi) devamlı olarak gelişme göstermiş ve BÖLGEYE tamamen yayılmıştır...
Peki AFRİKA'da ve dünyanın çatısında neler oluyordu? Kimler kimlerle çatışıyordu? En son karışan yer GABON... Yine darbe oldu.
GABON'un Fransa yakınlığı SIR değildi. Peki yine Fransa mı kaybediyordu? Acaba bu kez ters bir durumla mı karşı karşıya kalınıyordu...
Gabon'u 1967'den 2009'a kadar 42 yıl yöneten Ömer Bongo, yıllar önce durumu özetliyordu: Fransasız bir Afrika, şoförü olmayan bir otomobil gibidir. Afrikasız bir Fransa ise yakıtı olmayan bir otomobil.
İşte son gelişmeyle BONGO AİLESİ tasfiye edildi. 12 askerden oluşan KOMUTANLAR KOALİSYONU yönetime el koydu. Ali Bongo'nun kazandığı seçimin iptal edildiğini ve bütün sınırların kapatıldığını açıkladı. Askerler, hükümet, senato, ulusal meclis, anayasa mahkemesi ve seçim kurumu gibi devlet kurumlarını feshettiklerini ilan etti.
Ülkede cumartesi günü seçimler yapıldı. Bongo ailesi, 56 yıllık iktidarını uzatmaya çalışırken muhalefet ise petrol ve kakao zengini ancak yoksulluk çeken ülkede değişim için bastırıyordu. Cumhurbaşkanlığı, parlamento ve senato seçimlerinin ardından huzursuzluk korkusuyla tansiyon yükseliyordu. ŞEFFAF bir seçim olmadığı gerekçesiyle ortalık karıştı. Tansiyon fırladı. Asker geldi!
Ali Bongo, 2009 yılında koltuğu babası Ömer Bongo'dan alıyordu.
Baba ölünce yönetim ailede kalıyordu. Ömer Bongo sömürgecilik sonrası dönemde Fransa'nın en yakın müttefiklerinden biriydi.
Muhalefetin iddia ettiği gibi, aile yolsuzlukla anılıyordu. Soruşturmalar peş peşe geliyordu. Ali Bongo'nun sahip olduğu emlak portföyü müdavimi olduğu PARİS'in gizli gündemlerindendi.
Son üç yılda beş Afrika ülkesi daha darbelerle sarsıldı: Mali, Gine, Sudan, Burkina Faso ve Nijer...
Şimdi de GABON... Ömer Bongo, yönetimindeki Gabon, Fransa'nın ticari ayrıcalıklar ve özellikle doğal kaynaklara erişim karşılığında Afrikalı liderlere siyasi ve askeri desteğini vermesini içeren "Françafrique" sisteminin temel taşı olarak görülüyordu. BONGO AİLESİ 370 FRANSIZ ASKERİ TARAFINDAN KORUNUYORDU... Gabon, Afrika'nın en büyük petrol üreticilerinden biri ve aynı zamanda çelik ve pil yapımında kullanılan uranyum ve manganez de ihraç ediyordu. Yani karışıklık için gereken zenginliğe sahipti.
Ali Bongo geldikten sonra Fransa ile ilişkiler BABASININ dönemi gibi değildi. Giderek soğuk esen rüzgarlar vardı. Ve geçtiğimiz yıl önemli bir adım atıldı.
Geçtiğimiz yıl yani 24 Haziran 2022'de Ruanda'nın Kigali kentinde düzenlenen İngiliz Milletler Topluluğu Hükümet Başkanları Toplantısının (Commonwealth) açılış töreninde İngiltere Prensi (şimdi Kral) Charles önemli bir konuşma yaptı. İngiltere Başbakanı Boris Johnson'ın da hazır bulunduğu toplantı çok ses getirmişti.
Commonwealth'in 75 ülkeden oluşan bir yapı olduğunu söyleyenler olsa da kağıt üzerinde 54 ülke vardı.
Ruanda'daki liderlik zirvesinin son günü önemliydi. Çünkü GABON da üye olarak birliğe alınıyordu. TOGO ile birlikte... Fransızca konuşulan Batı Afrika devletleri, Ruanda'dan bu yana İngiliz Milletler Topluluğu'na katılan ilk yeni üyelerdi. İlk adım 2009'da atılmıştı. Ruanda'yla... Darbe ile indirilen Ali Bongo karardan sonra Twitter'da yaptığı açıklamada, "Bağımsızlığından 62 yıl sonra ülkemiz yeni bir sayfa açarak atılım yapmaya hazırlanıyor... Bu, Gabon için ekonomik, diplomatik ve kültürel düzeyde fırsatlarla dolu bir dünya..." dedi. Britanya İmparatorluğu'ndan doğan Commonwealth, insanlığın üçte birini temsil ediyordu. Afrika, Asya, Avrupa ve Amerika'daki ulusları kapsıyor. Eski bir Portekiz kolonisi olan Mozambik, 1995 yılında katıldığında Britanya ile tarihi bağları olmayan ilk İngiliz Milletler Topluluğu üyesi oldu.
Şimdi de GABON geldi. Ancak bir el bundan rahatsızdı. NİJER'deki sıkıntıların sarstığı en önemli merkez PARİS'ti. AFRİKA'dan atılmak istendiğini gören Macron da elindeki güçle NİJER'in rövanşını alıyor ve Commonwealth üyesi GABON'u karıştırıyor daha doğrusu geri alıyordu...
Nijer'de insanların ellerindeki birkaç RUS BAYRAĞI olması DARBENİN KREMLİN tarafından yapıldığını anlatmaya yetmiyordu...
Brexit'le birlikte en çok sevinen ülkeler arasında GABON da bulunmaktaydı. AB ile arasına mesafe koymak isteyenler özellikle Fransa'nın kıskacından kurtulmak isteyenler İNGİLTERE'ye yanaşıyordu...
Bu dalga dalga sorun demekti.
Şimdi görülen de sanırım bunun sonucuydu... Paylaşım savaşları tüm hızıyla sürüyordu, sürecekti.
Nereden bakarsanız bakın hedef AB'ydi... Öyle ya da böyle bütün mücadele etrafımızda dönüyordu.
Kayıtsız kalma şansımız hiç yoktu...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.