Makale
CHP'DE savaş tüm hızıyla sürüyor. Sürecek de...
Partiye uzaktan bakıldığında bile ABD'yi, İngiltere'yi, Almanya'yı içeride görmek hiç zor değildi. Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden sonra ABD'nin Paris-Berlin- Brüksel hattındaki basıncını artırması doğal olarak CHP'nin AVRUPACI olup olmayacağını, kalıp kalmayacağını tartışma konusu haline getirmekteydi.
Zaten bu mücadele parti içindeki isimler üzerinden HD kalitesinde izlenebiliyordu.
Kemal Bey'in etrafına bakılınca, son dönemde tartışılan figürlere odaklanınca DIŞARIYA BAKAN YÖNÜ ağır basan şahısların önde olduğunu görüyorduk! Ve bunlar kavgalarını şiddetli bir şekilde veriyorlardı. GİZLİ MOTİVASYONLARI ait oldukları kampın ruhunu partide egemen kılmaktı...
Zaten siyaset de bu nedenle yapılıyordu çok kez...
İşte bu kavganın tarafları bilinse de Kemal Bey'in karşısına çıkan, çıkıyormuş gibi yapan tek İmamoğlu vardı. Aynı partide siyaset yapmanız aynı yolu yürüyeceğiniz anlamına gelmezdi. CHP'li olmak Türkiye'ye, Ankara üzerinden dünyaya aynı kadrajdan baktığınız anlamına gelmiyordu. Baykal farklıydı, Kemal bey çok farklı... Aynı şey diğer partiler için de aynıydı. AK Parti üzerinden bakıldığında da durum farklı değildi. Başkan Erdoğan kendi yolunu çizince kuruluştan beri partide yanında olanlarla ayrıştı. Tasfiyeler yaparak devam etti. Bu içeriye ve dışarıya bakışın getirdiği farklılığın sonucuydu. Son derece doğaldı.
İşte bu ayrışma Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu arasında artık iyice belirgin hale geldi. İmamoğlu net olarak ortaya çıkan, vuruşan ve rakibini alt etmek isteyen bir siyasi figür yerine dolana dolana gelen, acele etmeyen sakin kalarak sonuç almak isteyen bir profil çiziyordu.
Ancak İmamoğlu'nun rengi ve tavrı İSTANBUL SERMAYESİNİ NET OLARAK DESTEKLEDİĞİ gazeteye yazdığı makaleden sonra ortaya çıktı.
Siyasetten uzak durduğunu duracağını yayın politikasına yansıtan gazete bu adımla CHP'nin değişiminde MERKEZ olarak öne çıkmak istediğini ilan etti. Artık CHP'deki savaş İSTANBUL SERMAYESİNE uzanmış ve patronlar da İmamoğlu tarafına geçmişti. Yazının yayınlanmış olması bu sonucu görmemize yetiyor da artıyordu bile... İsimlere girmeden gitmeye konuyu anlatmaya çabalıyorum.
Biraz zor olsa da işimiz isimlerle değil.
Gazeteye desteğini esirgemeyen sermayenin İmamoğlu'nun yazısını görmemesi, bilmemesi mümkün değildi. Günlük siyasi tartışmalardan uzak durduğunu, duracağını söyleyen gazete bu hamleyle CHP'deki SAVAŞIN tarafı oluyordu...
Makalenin başlığı şöyleydi... İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu yazdı: Türkiye için yeniden Türkiye ve dünyanın içinden geçtiği bu dönemde karşımızda birçok risk ve zorluk var. Ama bu dönem bir o kadar da yeni imkan ve fırsatları önümüze seriyor... İmamoğlu bu girişle başladığı makalesiyle Türkiye'ye ve dünyaya nasıl baktığını nerede duracağını anlatıyordu. Önemli olan da buydu. İmamoğlu imzasıyla yayınlanan yazının tamamını İBB Başkanı mı yazdı pek emin olamadım!
Sanki son dönemlerde son seçimlerde yanılan ve bunu savunmakta zorlanmayan bir ANKET şirketinin önemli bir isminin oldukça katkısı var gibi geldi. VURGULAR ve yazını sürüklediği yer ANKETÇİ ismin altını çizdiği koordinatlara o kadar yakın ki!
Neyse...
Makalede önemli yerler vardı! İLAN EDİLEN noktalar demek daha doğru olacaktı..
"...Yenilikleri keşfeden bir Türkiye oluşturacağız.
Özgürce, hep beraber hayal edip geleceğimizi tasarlayacağız. İkinci yüzyılımızda yeni yolculuğa çıkmak için sabırsızlanıyorum..." "Türkiye dahil birçok ülkede siyasal rejimler kabuk değiştirirken, evrensel demokratik değerleri tehdit eden otoriter anlayışlar güçleniyor..." "Partiler topluma kapalı, liderin şahsi tercihlerinin ve etrafındaki dar çevrelerin etkili olduğu, dışlayıcı yapılara dönüştü ve küçülüyorlar..." "Cesur demokrasi için cesur liderlik gerekir. Demokratik liderlik başta Kürt ve Alevi sorunu olmak üzere yaraları iyileştirmek için gerekli zemini inşa eder..." Gazetenin de FLAŞ olarak ayırdığı kısımlar bunlardı. İyice okuyunca KEMAL BEY'in durduğu yere ciddi itirazı görüyordunuz.
Kürt meselesinden hareketle HDP'ye olduğu kadar ABD'ye seslenen bir frekans vardı.
İmamoğlu gazete üzerinden İstanbul sermayesini yanına alarak ABD'den uzak düşmeden Kemal Bey'e yükleniyordu.
Geçtiğimiz gün MOSSAD eski BAŞKANI Tamir Pardo Başbakan Binyamin Netanyahu'nun ordu ile Mossad'ı dağıttığını ve "İsrail'in ikiye bölünmüş bir ülke haline geldiğini" söyledi.
Pardo, ABD'de beyazların üstünlüğünü savunan ırkçı gruba atıfta bulunarak, "Ku Klux Klan'a benzer koşullardan geçiyoruz" dedi.
İKİYE BÖLÜNME HALİ HEMEN HEMEN HER ÜLKEDE HER DEVLETTE vardı. ABD'nin hali ortadaydı.
Çin'de DIŞİŞLERİ BAKANI ortadan kayboluyor, haftalarca haber alınamıyor sonra da değişiyordu. Nedeni İKİ PARÇALI yapıydı.
Rusya'da da durum farklı değildi. Putin'in Kremlin'de isyandan sonra WAGNER'in kurucusunu karşısına almasının nedeni de bu!
İşte bu durum şimdi CHP'de hiç olmadığı kadar netlik kazanmaktaydı.
İmamoğlu ABD'ye yakın durarak bölgeye dünyaya farklı bakacağını ilan ediyordu. KÜRT MESELESİ YARALARI
İYİLEŞTİRMEK tanımlarıyla KOORDİNATINI belli ediyordu. CHP içinde Londra'ya ve Berlin'e yakın duranlar buna şiddetle itiraz edecekti. Sonucun ne olacağını bilemeyiz. Ancak KÜRESEL bir mücadele bu makale ile CHP'de başlamış olan savaşı büyütecekti.
Acaba Kemal Bey, İmamoğlu'nun çıkışını böyle okuyabilecek miydi? Onu da göreceğiz...
NOT: Türkiye'de değişen ekonomik ritim, İmamoğlu ve arkasındakilere güç vermiş gibi görünüyor...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.