Dola’r’şım!
OLAN biteni özetlemek kolay değil. Gelin deneyelim yine de... Karmaşık ve çapraşık bir konular yumağı... Bu kadar iç içe girmiş çözümü kolay olmayan konuları, NATO'yu, F-16'ya indirmek akıl dışı... Açalım ilerleyelim.
Önce kısa bir haber. Belki çok kişi okumadı bile... BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Putin'e, Ukrayna tahılının Karadeniz'deki limanlardan güvenli ihracatını sağlayan anlaşmanın süresini uzatması karşılığında Rusya'nın tarım bankasının bir alt kolunun uluslararası ödeme sistemi SWIFT'e bağlanmasını teklif etti. Moskova zaten Rus tarım bankası Rosselkhozbank'ın uluslararası ödeme ağı SWIFT'e yeniden bağlanmasını istiyordu. Israrla hem de...
Şimdi kurgunun başına dönelim. Oraya basarak ilerleyelim... Belki böylece nelerin olup bittiğini anlama şansımız olur... BÜYÜK SIFIRLAMA'yı unutmadan göz ardı etmeden giderek...
Larry Fink ve DAVOS'a katılan BÜYÜKLERİ izlemeye koyulduğunuzda küreselleşme sonrasında kapitalizmin artık eski haliyle sürdürülemez bir noktaya geldiğini söylediklerini görürsünüz. Yani sermaye sahipleri dilediği yere dilediği kadar parayı yollaması ve çekmesiyle oluşan tsunamiler DEVLETLERİ zor durumda bırakıyordu.
Devletler kendi para ve maliye politikalarını uygulamaktan uzak düşüyorlardı. ABD başta olmak üzere...
Küreselleşmenin getirdiği bu HAREKETLİLİK bir KULVARA GİRMELİYDİ!
BÜYÜK SIFIRLAMA'dan kasıt da buydu! Peki bunu kim yapacaktı? Bunun cevabı da KÜRESEL MÜCADELENİN ZİRVE NOKTASIYDI!
Açalım...
Çok kişi petrol, gaz ve kömür fiyatlarının aynı anda yükselmesi, alüminyum veya çelik gibi büyük endüstriyel tesislerin kapanmaya zorlanmasıyla küresel bir enerji krizi karşısında şaşkına dönüyor. Biden ve AB merkezli bazı odaklar bunun nedeni olarak Putin'in UKRAYNA'ya girmesini gösteriyordu. Putin bir sonuçtu! Oysa BlackRock ve Larry Fink savaştan önce YEŞİL GÜNDEM baskısıyla endüstriyel ekonomileri tasfiye etmek için düğmeye basıyordu.
Fink, Ocak 2020'de ünlü patronlara CEO'lara bir mektup yazdı.
Fink, "Finansın Temelden Yeniden Şekillendirilmesi" başlıklı mektubunda, kurumsal yatırımdan radikal bir şekilde ayrıldığını duyurdu. "Para yeşile döner... Her hükümet, şirket ve hissedar iklim değişikliğiyle yüzleşmeli.
Paranın yönü değişecek" dedi.
Kısaca... Larry Fink "Yüksek karbonlu yatırımlarda artık yokuz" çıkışıyla da paranın yönünün değişeceğini ilan etti. Petrol-gaz-kömüre yatırım azalacaktı yani...
Yüksek karbonlu üretime yakın duranları uyaran BlackRock CEO'su "İklim değişikliği, şirketlerin uzun vadeli beklentilerinde belirleyici bir faktör haline geldi... Finansın temelden yeniden şekillendirilmesinin eşiğindeyiz..." sözleriyle sık sık gündeme geldi. Wall Street bankaları ile State Street ve Vanguard gibi yatırım fonları da BLACKROCK'un peşinden gitti. Aksi mümkün değildi zaten. Dünyanın en büyüklerini çatısı altında toplayan Climate Action 100 de artık devredeydi.
Larry Fink de... Trilyonlarca doları yönetenler yeniden şekilleniyordu. Bu rüzgar haliyle DAVOS'a kadar uzanmaktaydı.
Fink, Dünya Ekonomik Forumu'nun Mütevelli Heyeti'ne seçiliyor, Klaus Schwab da değişimi her fırsatta anlatıyordu!
Durum böyle olunca sadece 2022'de 1 trilyon dolar petrolgaz arama çalışmalarından kaçıyordu. Trump'ın tutumu biraz daha farklıydı. İKLİM DEĞİŞİKİLĞİ meselesine sıcak bakmıyordu. Petrolcülere de destek atıyordu. Biden bu nedenle öne çıktı. Seçimlerden önce Fink, Biden ile bir araya geldi. BlackRock CEO'su Biden'la sohbetine "Yardım etmek için buradayım" diyerek başladı. GİZLİ ZİRVENİN ardından Biden da "Fosil yakıttan kurtulmak isteyen" bir BAŞKAN ADAYIYDI... Biden Ocak 2021'de göreve başlamadan önce, BlackRock Küresel Sürdürülebilir Yatırım Başkanı Brian Deese'i önemli bir göreve getirdi. Deese 2015'te Başkan Obama için PARİS İKLİM ANLAŞMASININ hazırlanmasında kilit rol oynayan isimdi. Şimdi tekrar görevdeydi. Ve ENERJİ SAVAŞI başka bir boyuta geçmişti.
Tüm bunları gören Chevron'un CEO'su, "ABD'nin bir daha yeni rafineri inşa edeceğine inanmıyorum" diye konuşuyordu. Bu sözler aslında KÜRESEL DÜZLEMDE ne olup bittiğini anlatan önemli bir çıkıştı.
Özellikle İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI'ndan sonra yeni bir finansal sistem kurulmuş ve başına da ABD geçip oturmuştu. Fosil yakıtlardan OLUŞAN EKONOMİ DE KÜRESEL ÖLÇEKTE ÖNEMLİ BİR YERİ İŞGAL ETMEKTEYDİ.
Ekonominin kılcal damarlarına kadar giren bir enstrümandı.
Enerji üzerinden esecek bir rüzgar, Fink ve arkasındaki ailelerin istediği yeni düzeni getirebilirdi. Talep de buydu.
Bunun için de bir SAVAŞ hiç fena olmazdı. Rusya burada rol aldı. Ukrayna'ya daldı.
Maliyetler de hayat pahalılığı da tavan yaptı. Her ekonomi sarsılıyordu. Devletlerin PARA politikaları birbirleriyle çatışmaya başlıyordu!
BÜYÜK SIFIRLAMA için istenen şartlar oluşuyordu.
KİM GELECEKTİ? KİM ÇARKIN BAŞINA GEÇECEKTİ? Tüm akışı kim düzenleyecekti?
Burada kavga olsa da öne çıkan ABD'den başkası değildi. Yaşadığımız SİYASİ TÜRBÜLANSIN arkasından yeni EKONOMİK sistem talebi gelecekti.
Gelmekteydi. Bu nedenle yazıya "Rosselkhozbank'ın uluslararası ödeme ağı SWIFT'e yeniden bağlanması" talebiyle giriş yaptım. Savaşlar yeni ekonomik sistemleri getirir. Bu nedenle SAVAŞ vardır. Bütün devletler adına küresel PARA akışını daha sağlıklı daha derinden izlemek ve kontrol etmek için ABD sahne alıyordu. Aslında yaşanılan pek çok şeyin altında bu ekonomik gerçek yatıyordu.
Kendi rollerini GÜNCELLEYEREK devam etmek istiyorlardı.
Bunun için de bir KAOS hiç fena olmazdı... Gelişmelerin siyasi tarafına bakarken asıl bu tarafı gözden kaçırıyor gibiydik. ABD herkes adına kaynakları ve dolaşımı kontrol ederek karışıklığa son vermek istiyordu. NATO'ya da böyle bakmakta fayda vardı...
Ülkelerin aldıkları rollere de...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.