Silah
GELİN bugün sadece Kemal Bey'i değil Meral Hanım'ı da buraya misafir edelim. Sonra Devlet Bahçeli'nin konuşmasının sonuna sakladığı "İnşallah Türkiye değişmez" çıkışıyla ne anlatmak istediğine bir bakalım...
Ve Macar lider ORBAN'ın 28 Mayıs seçim değerlendirmesini de unutmadan ilerleyelim...
Yıllar önceydi. Rahmetli Mehmet Ali Birand genç bir gazeteciydi. 32. GÜN ekibinin lideri olarak Filistin lideri Yaser Arafat'la söyleşi yapıyordu.
Yanılmıyorsam TRT-1'de yayınlanıyordu. Söyleşinin tamamı hafızamda değildi belki. Ancak can alıcı kısmını hiç unutmuyordum. Röportajın sonlarına doğru geliniyordu.
Birand kendi üslubuyla biraz öne eğiliyor ve merak ettiğini hissettirerek soruyordu...
SAYIN ARAFAT SİLAHINIZ VAR MI? SİLAH TAŞIYOR MUSUNUZ?
Tabii Arafat da önemli bir isimdi. Önemli bir karakterdi.
Gülümseyerek "EVET" cevabını veriyordu. Birand bu cevapla daha da heyecanlanıyor ve anında ikinci soruyu yolluyordu.. PEKİ GÖREBİLİR MİYİZ?
Birand merakla ARAFAT'ın ne yapacağını beklerken daha doğrusu nasıl bir silah taşıdığını görmek istediğini gizleyemezken adeta gözbebekleri büyüyordu.
Ancak YASER ARAFAT'tan hiç unutmadığım ve not aldığım ders niteliğinde bir yanıt geliyordu:
SAYIN BİRAND ÇEKERSEM SIKMAM LAZIM...
Bunu niye paylaştım? Evet Meral Hanım'ın durumunu anlatmak için... İYİ PARTİ lideri belki "SEÇİLECEK ADAY" diye ısrar ederek Kemal Bey'in kazanamayacağını söylüyordu.
Bunu da değiştirmek istiyordu.
Haklıydı. Zaman zaten sonuçları ortaya koydu. Siyaseti ne kadar doğru okuduğu anlaşıldı. Ancak yetmiyordu! Kendisi ve partisi ile ilgili ise bir o kadar hatalı davranıyordu. KENDİSİNE BEL BAĞLAYANLARI göremiyordu.
6'lı MASA'da olmadan kendi yolunda ilerleyerek çok daha başarılı sonuçlar elde edeceği gerçeğini ıskalıyordu. Elindeki anketlerle MASA'ya oturuyor ADAY'ın belirleneceği gün kriz yaşanıyordu. Meral Hanım anketlere göre CHP liderinden ADAY olmamasını istiyordu.
Kemal Bey de buna şiddetle karşı çıkıp İYİ PARTİ LİDERİNİ MASA'dan adeta kovuyordu.
Kriz alıp başını gidiyor AKŞENER ekranlara çıkıyor ve siyasi tarihteki yerini alan konuşmasını yapıyordu.
DRAMATİK OLAN SİLAHINI ÇEKİYOR ANCAK SIKMIYORDU! Bunun tarifi yoktu! Ekranda söylediği pek çok şeyde haklıydı. Olabilir. Ancak bir lider CANLI YAYINDA HEM İMAMOĞLU'na hem YAVAŞ'a seslenip "GELİN ADAY OLUN" der mi? Hadi canlı canlı ADAY bulacaksın en azından birini seçip ona yüklenseydin! TEK BİR İSİM GEREKİYORKEN NEDEN İKİSİNE BİRDEN SESLENEREK KRİZİ DAHA DA BÜYÜTÜYORDUN? Siyasi AKIL zaten Kemal Bey'e karşı duracak olan insana bu işleri önceden halletmeyi emreder! İKİ BELEDİYE BAŞKANIYLA ayrı ayrı görüşüp GİZLİ GÜNDEMLE birini taşırdın!
Kemal Kılıçdaroğlu vazgeçmediği anda da bombayı çekip kucağına atardın! Bunu yapmadı. Masa'dan kalktı. Gitti. ADAY bulup devam edemedi. Sonra da dönüp MASA'ya geri geldi. Kendini de partiyi de eritti! Çok büyük haksızlık ve terbiyesizlikler yapıldı mı? YAPILDI! Doğru. Ancak liderlik böyle bir şeydi! Kitlelere göre hareket edeceksiniz size ne gerek vardı ki! Meral Hanım kendisi hakkında yanılırken Kılıçdaroğlu meselesinde ise tam 12'den vuruyordu...
Panik başlıyor. Partiden istifalar geliyor ve genel merkez karışıyordu. Soğukkanlılık kayboluyordu. Acele ile ADAY arama telaşı başlıyordu. Canlı yayında Ersan Şen'e kadar uzanıp "Gelin konuşalım. Sizi aday yapabiliriz..." noktasına savruluyordu. Olacak iş değildi ancak oluyordu. MASA'nın iki ağır oyuncusu apranti hataları ile Başkan Erdoğan'ın karşısına çıkmaya çalışıyorlardı! Şaka gibi değil mi! Akşener MASA'nın Kılıçdaroğlu'nun ADAY'lığını KURGULAMAK için kurulduğunu anladığı halde kendi yolunu çizemiyordu...
Aslında o gün yeni bir yol açılıyor ne Meral Hanım ne İmamoğlu ne de Yavaş bunu görüyordu! Olayları okuyamayan deşifre edemeyen giderdi silinirdi. Muhtemelen bu isimler de Kemal Bey gibi siyaseten artık olamayacaklardı.
Erdoğan gibi bir liderle yarışa gireceksen ALGORİTMANIN çok sağlam olması şarttı.
Oysa MASA bir yıl oturup oturup dağılıyor bir ADAY bile belirleyemiyordu! 14 Mayıs'tan önce çöken ittifakın resmi açıklaması 28 Mayıs sonrasına kalıyordu.
Madalyonun bir de diğer yüzünü düşünün! Başkan Erdoğan 21 yıldır iktidardaydı.
Siyasi bilimcilere göre "YIPRANMIŞLIK" fazlaydı.
"OY KAYBI" sürpriz sayılmazdı.
Bunca yıllık iktidarda olmasına rağmen kendi partisini temizliyor COVİD-19 virüsünün getirdiği zorluklarla uğraşıyor, Rusya- Ukrayna Savaşı'nın arabulucusu oluyor, ekonomik olarak darbe alınmasını önlüyor, ABD ile ayrı AB ile ayrı konuşuyor dönüp bir de 6'LI MASA'yı tasfiye ediyordu. Bir ADAY belirleyemeyene karşı bi dünya iş yapan biri yani... DURUM BUYDU. Görülen de buydu...
İşte bu tasfiyeyi görenlerin başında Devlet bey geliyordu.
28 MAYIS akşamı yapılan seçimlerin sonuçlarını alınca ekrana çıkıyor ve anlamlı bir konuşma yapıyordu. Devlet Bey "Küresel lobi, çıkarcı, eyyamcılar, entrikacılar, provokatörler, tefeciler, bankerler, ABD'sinden AB'ye kadar tüm ülkeler zilletin fermanını okumuş Çanakkale ruhunu, milli mücadele duruşunu aşamamışlardır. 14 Mayıs seçimleri öncesi Türkiye dört bir koldan ablukaya alınmış her türlü iç ve dış mahreçli operasyonlar küstahça ilerletilip ihya edilmiştir..." sözleriyle seçimlerin KÜRESEL boyutuna dikkat çekiyordu. Finalde ise herkesin merak ettiği "... önümüzdeki dönemde çok şey değişecektir, her şey değişecektir.
Öyle gözüküyor. İnşallah Türkiye değişmez..." Peki DEVLET BEY burada ne demek istemişti. Bunu da Devlet Bey'i de partiyi de çok iyi bilen dostuma sordum...
Cevap küreseldi! Dostum, Devlet Bey'in o cümlesinin "28 Mayıs seçim sonuçları MİLLET İTTİFAKI açısından dayanılacak gibi değil. Sadece Kemal Bey değil diğer liderlerinde gitme, silinme ihtimali oldukça fazla.
Kaybedenleri bir şekilde biliyoruz.
Umarım yerlerine sürpriz isimler gelmez. Kurulmaya çalışılan sistemi çökertmek için savaş vermez..." Şeklinde yorumlanması gerektiğini belirtiyordu...
Gariptir aynı çizgiye yakın bir değerlendirme de Macar lider ORBAN'dan geliyordu!
Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Türkiye'de gerçekleşen seçimlere ilişkin konuştu.
Türkiye'deki Cumhurbaşkanlığı Seçimleri'nde Erdoğan'ın aldığı zaferin kendisinde çok büyük bir rahatlama yarattığını ifade eden Orban, "Erdoğan kazanmasaydı Soros'un adamı göçmenlere sınırları açardı, zafer için çok dua ettim" dedi. Kemal Bey'i de doğal olarak MASA'yı da aldı SOROS'un yanına koydu...
Sanırım Devlet Bey de bu kanattan gelecek, gelebilecek yeni dalgalara dikkat çekmek istedi.
Sık sık yazdığım gibi seçimlerin KÜRESEL SONUÇLARI olacaktı. Şimdi onları göreceğimiz zaman dilimi gelmekte...
Bekleyin...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.