Son teklif!
BUGÜN çok değişik bir bilgiyi sizlerle paylaşacağım. Sanırım sadece burada okuyacağınız bir gelişme bu... Çok ama çok şaşıracaksınız...
Ancak öncesinde Kemal Bey'in iki gündür yazmaya gayret ettiğim değişimine, değişme çabasına odaklanmamız şart...
Kılıçdaroğlu'nun seçimin ertesi gün çektiği masayı yumrukladığı paylaşım zaten pek çok ipucunu da barındırmaktaydı. "SANA SÖZ" diyerek bahardan çiçekten böcekten söz eden Kemal Bey, vitesi artırıyor ve bambaşka bir kulvara geçiyordu.
"MİLLİYETÇİLİK" ana eksen olduğu için doğrudan SIĞINMACI kartını açıyor, hem AVRUPA'ya hem Ankara'ya mesaj veriyordu.
Paris-Berlin hattında AB'nin uykularını kaçıracak bir perde aralıyordu. Belli ki gereken desteği görmediğini düşünmekteydi...
Kılıçdaroğlu masaları yumruklamaya başlayınca haliyle BATI MEDYASI buna kayıtsız kalmadı.
Kalamazdı da... İngiltere'nin saygın gazetelerinden Financial Times, "Türkiye'de muhalefet lideri, Erdoğan'a vurmak için mültecileri evlerine gönderme sözünü verdi" başlığını attı. Gazete SIĞINMACI kartını analiz ederken de "Muhalefet lideri Kılıçdaroğlu, rakibi Cumhurbaşkanı Erdoğan'a milyonlarca mülteciyi ülkeden gönderme sözü vererek yüklendi. Ankara'daki genel merkezde yaptığı heyecanlı konuşma da ilk tur seçimindekinden çok daha karanlıktı..." ifadelerine yer verdi. Kemal Bey'e gaz veren Fransız medyası da geri durmadı. Mesela AFP de, "Erdoğan'ın rakibi tonunu sertleştirerek Türk milliyetçileri ikna etmeye çalışıyor" başlığını kullandı.
Ajans "Kılıçdaroğlu, ilk turdaki daha kapsayıcı tonu daha da sertleştirdi..." şeklindeki notunu da servis ediyordu...
İngiliz haber ajansı Reuters da Kılıçdaroğlu'nun mültecilerin gönderilmesine yönelik açıklamalarını öne çıkardı. "Erdoğan'ın rakibi, mülteciler konusundaki tonunu sertleştirdi ve 28 Mayıs'ta seçildikten sonra bütün mültecileri göndereceğini açıkladı" çıkışına yer verdi. Reuters, "Kılıçdaroğlu'nun son açıklamaları cumhurbaşkanı seçimi yarışında üçüncü olan adayın desteğini almak için yapıldı" yorumunu yazdı. Zaten bizim konumuzda bu!
Kemal Bey, daha önce hiç yapmadığı bir tavır sergileyip Erdoğan gibi bir lideri yenebileceğini düşündü. Ya da buna inandırıldı. Bilemem.
Ancak Ekmeleddin Bey ve Muharrem İnce isimlerini öne çıkarırken partisine bile haber vermeyen Kılıçdaroğlu, şimdi yarışa kendi soyunuyordu. Kendi giriyordu. "Kazanacak aday" diyen Meral Hanımı da masadan kovuyordu.
CHP'de "AV MEVSİMİ" başlarken neler olup bittiğini öğrenmek istiyordum. Çok uzun zamandır görmediğim bir dostumu aradım. O da İstanbulda'ymış. Israr ettim.
Buluştuk. Tek bir amacım vardı. Olan biteni öğrenmek istiyordum.
Uzatmadan söze girdim...
Dostum hafif gülümsedi.
Daha çok can sıkıntısını hissettiriyordu...
"Hangisinden başlamalıyım.
Bilmiyorum" dedi.
"Bizleri şaşırtman yeter.
Hangisinden istersen başla" şeklinde cevap verdim...
Derin nefes alıp devam etti...
"CHP'de az kişi, seçimlere İKİ ADAYLA katılmanın doğru olduğunu savundu. Kemal Bey ile birlikte Ekrem İmamoğlu da girecekti. İkinci TUR'da Kemal Bey, İMAMOĞLU lehine çekilecekti. Bu çok tartışıldı. Ancak Kemal Bey, 'YASAK VAR. EKREM BEY'İN ÖNÜ AÇIK DEĞİL. BU RİSKİ ALAMAYIZ' sözleriyle buna karşı çıktı. İmamoğlu şıkkı böylece ortadan kalktı...
Çok şey oldu. Ancak ben senin işine yarayacakları sıralamak isterim.
Buyurun lütfen...
Seçimin kaybedildiği anlaşılınca moraller sıfırın altına düştü. Çözüm aranıyordu. Tablo ortadaydı.
Sonuçlar tahlil ediliyordu.
İşte o noktada İKİ BAŞKAN Mansur Bey ile Ekrem Bey öne çıktı. Kılıçdaroğlu ile görüştüler. Durumu anlattılar. MİLLİYETÇİ tavır rüzgara dönmüş, sandıkları patlatmıştı. İKİ BAŞKAN net bir tavırla Kemal Bey'e dönerek "Sinan Oğan lehine çekilin..." teklifinde bulundular...
Bu mu istendi?
Evet! İKİ BAŞKAN bunu istedi. Başka türlü şansları olmadığını düşünüyorlardı. Kemal Bey yine çıldırdı. Söylem değiştirdi. İmamoğlu'na geçit vermeyen Kılıçdaroğlu doğal olarak Sinan Oğan'a "EVET" diyemezdi. Demedi de... Hemen ertesi gün bu zorunlulukla MİLLİYETÇİ ATAKLARA başladı...
Son derece şaşkındım.
İnanamıyordum olan bitene... Yine de bir soru daha sormak istedim...
Onursal Adıgüzel, kağıt üzerinde görevini bıraktı.
Ancak teknik olarak bırakma ihtimali yok.
Hiçbir ekip 10 günde onun bıraktığı yeri dolduramaz.
28 Mayıs gecesi o ve ekibi görev alacak. Seçimin sonuçlarına göre zaten kartlar yeniden dağıtılacaktı.
O saate kadar herkes görevinin başında... 28 Mayıs'tan sonra çok başka şeyler konuşuruz. Ancak bunları bilmen yeterli diye değerlendiriyorum.
Sonrasına bakarız...
Sinan Oğan teklifini kafamda çevirirken son bir cümle ile veda etti...
Kemal Bey ve CHP'nin MİLLİYETÇİ dönüşümünde, benim de katkım var. Seçimden sonra oturur detayları konuşuruz.
Bugünden itibaren BÜYÜKŞEHİRLERE dikkatle bak. Her yer, her araç TÜRK BAYRAKLARIYLA donatılacak. Büyük bir hazırlık yapıldı. Bunun görülmesi sağlanacak...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.