BAZI önemli isimler, AÇIK ve NET konuşarak dengeyi mücadeleyi anlatır.
Sık sık yazdığım gibi bunların başında Fransa lideri Macron gelir... Avrupa Ordusu'ndan söz eden, "Çin ve Rusya'yahatta ABD'ye güvenemeyiz. Güvende değiliz" diyen hep oydu. AB'yi uyandırmaya gayret eden lider olarak hep önde yer aldı. İşaret ettiği pek çok şey gerçekleşti. Rusya tehdidin altına imza atan güçtü... Oysa SOVYETLER BİRLİĞİ yıkılıyor, parçalara ayırılıyor ve koca bir kısmının AVRUPA'ya katılması öngörülüyordu.
Bu nedenle SOVYETLER'e giren KÜRESEL A TAKIMI hızla ilerliyordu. Rockefeller da, Soros da, Rothschildler de oradaydı. Seçtikleri isimleri ceplerinde 5 kuruş olmasa da OLİGARK haline getirmeyi başarıyorlardı. Siyasi değişimi ekonomik değişimle besliyorlardı. Bunlardan biri de SOVYETLER yıkıldıktan sonra 1990'larda ÖZELLEŞTİRME ile büyüyen ve SİBİRYA PETROL alanına hükmeden Mihail Borisoviç Hodorkovski oluyordu.
2003 gibi Putin gücü eline geçiriyor ve YIKIMLA elde edilen servetleri geri alıyordu.
Hodorkovski ile ortağı Platon Lebedev de hedef oluyordu.
Yıllarca hapis yatıyorlardı. 10 yılın sonunda ALMANYA hem de DIŞİŞLERİBAKANI düzeyinde devreye giriyor ve PETROLZENGİNİ YUKOS'un sahibi HODORKOVSKİ'yi serbest bıraktırıyordu. YUKOS'un patronu uçağa atlıyor ve Berlin'e iniyordu. SOROS'un AÇIK TOPLUMVAKFI'nın gönüllü üyesiolarak PUTİN'e Moskova'yasavaş açıyordu. İsviçre dedesteğini esirgemiyordu...
Bunu bilenlerin başında Macron geliyordu... Tansiyonun çıkacağını ilk gören Fransa lideri, Merkel'le görüşmesinde "Rusya ile ortak tarihi vecoğrafyamız bulunuyor. Rusya Avrupa'dadır. Rusyaile sürekli ilişkimizin olmasıçıkarımızadır..." diyordu. Veardından "Bunu ŞansölyeMerkel ile ayrı ayrı veberaber yapıyoruz. Bunundevam etmesi önemli..."diye de not ekliyordu. Asıl cümlesonradan geliyordu: Stratejikolarak Rusya ile diyalog olmazsaAvrupa'da barış, güvenlik veistikrar sağlanamaz... Demek kineymiş? AVRUPA'nın güvenliğiiçin AB-RUS dayanışmasınaihtiyaç varmış. Peki bu oldu mu?
Elbette olmadı. ABD göstere göstere geldi, KUZEY AKIMBORU HATLARINI patlattı. "Yapacağım" dediğini yaptı. SOVYETLER'İN yıkılmasıyla AB İLE BÜTÜNLEŞMESİ İSTENEN RUSYA'YI aldı karşı kutba koydu. Doğru mu?
Kesinlikle... Yani Macron'un AVRUPA ORDUSU istemekle ne kadar haklı olduğu ortaya çıkıyordu. Europa 1 radyosuna verdiği demeçte gerçek bir Avrupa ordusu kurulmadan Avrupalılar'ın kendilerini savunamayacaklarını söyleyen Macron, "Avrupa sınırlarındayükselen ve yenidensilahlanan otoriter güçleredikkat..." diyordu. Savaştan önce... AVRUPA üzerinden bir oyun kurulduğu ortadaydı. SİLAHI elinde tutanlar KÜRESEL EKOL'e geçit vermek istemiyordu. Bu çatışma her önemli BAŞKENTTE yaşanmaktaydı... Türkiye de bundan payını alıyordu.
Daha önceleri KOALİSYONdönemlerinde bu iki EKOLbir ya da daha fazla koldanoluşumun içinde yer alırdı.
Şimdi ise BAŞKANLIKSİSTEMİ'nin getirdiğimodel dolayısıyla daha çokMİLLET İTTİFAKI içindeyükselmekteydi. DÜN yine bir açıklama oluyor ve KEMAL BEY ile 6'lı MASA'nın durduğu duracağı yer görülüyordu. Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu'nun dış politika danışmanı Ünal Çeviköz, iktidara geldiklerinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına rağmen cezaevinde tutulan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Gezi davasında tutuklu bulunan Osman Kavala'nın serbest bırakılacağını söyledi.
Cezaevinde tutulan Demirtaş ile Kavala'nın serbest bırakılacağını söyleyen Çeviköz, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Avrupa ile izlediği zıtlaşma politikasına son verilmesi için diplomatik sürecin yeniden başlatılmasının önemine dikkati çekti. "Bu durum Türkiye'nin hemen AB üyesi olacağı anlamına gelmiyor" diyen Çeviköz, "Fakat bu bir süreç meselesi ve önemli olan da süreçtir. Ülkemizin, uygar uluslar topluluğunun bir parçası olarak demokratik bir ülke olmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.
Çeviköz açıklamalarında NATO'dan da uzağa düşmüyor ve İTTİFAK içinde kalmanın avantajlarını sıralıyordu...
Ortaya çıkan tablo bir bakışta anlaşılacak gibi değildi. Macron ve arkada gizlenen ALMANYA,AVRUPA ORDUSU istiyor, ABD'ye de RUSYA'ya da güvenmiyordu. Bunu duyan Trump, "Biz gelmedenönce Paris'te ALMANCAöğrenmeye başlamıştınız" cevabı veriyordu. İngiltere BREXIT ile yolunu ayırıyor, ABD ve Avustralya ile AUKUS'u kuruyordu.
Macron'un "OTORİTER"olarak tanımladığı Putin,Ukrayna'ya giriyor ve ABiçin tehdit olmanın çokötesine geçiyordu. BİRLİĞİDAĞITMANIN İLK ADIMINI ATIYORDU. Türkiye'de KÜRTLER ÜZERİNDEN PKK üzerinden kendisini bölmeye çalışan AB ile araya mesafe koyuyor, Londra'ya yakın Paris-Berlin'e uzak bir koordinat seçiyordu. Bu EKSEN belirleme haliyle burada da KAVGAYI beraberinde getiriyordu. Demirtaş ve Kavala da bunun sonuçlarını yaşamak zorunda kalıyordu. İKİ İSİM ÜZERİNDEN TÜRKİYE'NİN KONUMU ANLATILIYORDU... Yani Türkiye, ÜNAL ÇEVİKÖZ'ün belirttiği çizginin dışında başka bir yerdeydi... İlan edilmeyen ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI başlamıştı artık. İttifaklar ve eski ezberler bozulacaktı. 14 Mayıs'taki seçimin sonucu da BÜYÜK SAVAŞTA ÜLKEYİ KİMİN YÖNETECEĞİNİNtespitinden başka bir şeyolmayacaktı. BAHAR'daSAVAŞIN BOYUTUNUN DEĞİŞECEĞİ söylentisi boşa değildi. ABD Ordusu'nun Screaming Eagles (Çığlık atan Kartallar) adıyla bilinen 4 bin 700 kişilik 101. Hava İndirme Tümeni'nin UKRAYNA sınırına gelmesi ve aylardır orada hazırlanması da... Kontrollü bir OPERASYONLA kitleleri ait oldukları kamplara yollayan bir formata hazırlık var gibi görünmekteydi... ABD NORMANDİYA'ya gelirken bu TÜMENİ kullanıyor, hem sükse yapıyor hem de AVRUPA'nın kontrolünü ele alıyordu... BELLI KI şimdi yeni bir HAMLE düşünülmekteydi...
Umarım yanılırım ancak seçimlerin sonuçlarına göre vitesin çok artacağı ortada.
Böyle durumlarda GÜÇLÜLİDERLER ülkelerini alıpsırtlarlar... NOT DÜŞEYİMİSTEDİM... Unutanlar varsa dahatırlatmak istedim...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.