ERGÜN DİLER

Hodri meydan

TÜRKİYE hızla seçimlere giderken OLASI TEHLİKELER OLASI GERGİNLİKLER konu ediliyor.
Herkesin baktığı yere göre bir öngörüsü var. Doğal. Bir yanda 6'lı MASA, karşılarında tasfiye etmek istedikleri 20 yılık iktidarıyla bir Erdoğan var.
Amaç sadece seçim kazanmak mı yoksa KÜRESEL dengeleri temelinden sarsmak mı? Bunu yaşayıp göreceğiz. Erdoğan'ın zaferi dengeleri koruyacakken, MASA'nın adayı Kemal Bey'in kazanması her kulvarda değişim demekti. Açalım isterseniz. NATO-PAPA-MISIR- BABİL-TÜRKİYE-İNGİLTERE-AB ve RUSYA üzerinden ilerleyip sonunda ANKARA'ya dönelim...
Geçtiğimiz hafta yazdığım gibi SEÇİMİN KİLİT ADRESİ NATO'ydu... Fransa'da seçimler oluyor, önündeki 5 partinin lideri bir el tarafından bir şekilde sahadan alınıyor ve MACRON geliyordu. Genç lider geldikten kısa bir süre sonra AVRUPA ORDUSU fikrini ortaya atıyordu. Macron'un gelişi, seçilişi BREXIT ve Türkiye'deki 15 Temmuz Kalkışması'ndan sonradır.
Yani Türkiye NATO ile karşı karşıya kaldığı bir KALKIŞMA yaşıyor, aynı zaman diliminde İNGİLTERE AVRUPA'ya veda ediyordu. 15 Temmuz'dan sonra Türk Silahlı Kuvvetleri içinde tasfiye yaşanıyor ve NATO'cular uzaklaştırılıyordu.
Kimi kaçıyor, NATO'nun tasfiye edilen kanadına sığınıyordu.
ALMANYA gibi... Fransa seçimle Macron'u makama getiriyor o da bir süre sonra AVRUPA ORDUSU fikrini daha da öteye taşıyor ve "NATO'nun beyin ölümü gerçekleşmiştir" noktasına getiriyordu. Aslında bu sözün adresi doğrudan Türkiye'ydi. 15 TEMMUZ başarısız olup, sonuç vermeyince NATO'da değişim kaçınılmaz oluyordu. AVRUPA NATO'daki PATRONLUK iddiasından vazgeçiyor, bu LONDRA ile ANKARA'yı öne çıkartıyordu. 15 TEMMUZ Türkiye'yi KÜRESEL arenada da AVRUPA'dan uzağa itiyor bu gerginlik bu hayal kırıklığı bu TÜRKİYE'siz yapamama durumu AKDENİZ'de çok kez büyük bir sorun olarak önümüze çıkıyordu. Hatırlayın ALMAN ve FRANSIZ savaş gemileri, Türk gemilerinin önünü kesiyordu. Temel sebep, Türkiye'nin yeni yolunda AVRUPA'nın olmamasıydı.
MACRON bunu ilan ediyordu yani... 2016 ile başlayan YOLLARIN AYRILMASI hızla devam ediyordu. Mesela Başkan Erdoğan 2018'de 59 yıl sonra VATİKAN'a CUMHURBAŞKANI düzeyinde ilk ziyareti gerçekleştiriyordu. PAPA ile görüşmesi oldukça uzun da sürüyordu. PAPA, Erdoğan'a diğer liderlere krallara başkanlara kraliçelere ayırdığından daha fazla zaman ayırıyordu. Aynı yıl BAŞKAN Erdoğan, Kraliçe II.
Elizabeth ile görüşmek için de Londra'ya gidiyordu. O görüşme de tarihin "ÇOK ÖNEMLİ" klasöründeki yerini alıyordu.
Bazıları Kraliçe'nin BABİL KRALİÇESİ SEMİRAMİS'in soyundan geldiğini söyler...
Londra, o tarihi ve siyasi akımın merkezidir... Diğeri de MISIR olarak tarif edilir...
DEVAM...
PAPA Françis de Irak'a giden Vatikan'ın ilk ruhani lideri oluyordu. Bu ziyareti en çok Vatikan köpürtüyordu.
Papa doğal olarak orada Şİİ liderlerle bir araya geliyordu.
Başka temasları da oluyordu... Ancak kiminle ne için görüştüğünden çok IRAK'a, yani BABİL'e gitmiş olmasıydı. Bu KÜRESEL İTTİFAKTA bizlerin gözden kaçırdığı ayrışmayı da yeni oluşan dengeleri de anlatıyordu.
BABİL ziyareti PAPA'nın LONDRA'ya diğer bir deyişle Türkiye'ye aynı zamanda yeni NATO'ya yaklaştığını göstermekteydi.
Yani 15 Temmuz yaşanıyor ve sonrasında KÜRESEL bir çatırdama ile yeni sistemin yeni dengenin startı veriliyordu.
Macron'un gelir gelmez "AVRUPA ORDUSU" demesi NATO'ya yüklenmesi bir başka kanaldan oyuna dahil olan RUSYA'nın UKRAYNA'ya girmesinin önünü açıyordu. Fransız lider Macron, bir yıl sonra "NATO konusunda yanlış anlaşıldım" diyordu! Oyunu gören Merkel ise hep farklı düşündüğünün altını çiziyordu...
DENGELER kurulurken ve AVRUPA BİRLİĞİ VATİKAN'sız bir şekilde zayıflarken, Paris-Berlin hattı tehlikeyi görüyordu. İşte bu nedenle ayın başı gibi ALMAN BAŞBAKAN son kez, olan biteni görüşmek için Biden'ın yanına Beyaz Saray'a gitti.
Kimseyi yanına almadan.
Baş başa yapılan bir GİZLİ GÖRÜŞME gerçekleştirdi.
Olaf Scholz ziyaretin amacını gizli tutarken ülkesinde TERÖR EYLEMİ gerçekleşti. Hamburg şehrindeki Yehova Şahitleri'ne ait bir merkezi hedef alan silahlı saldırıda 7 kişi öldü. Saldırı Gros Borstel semtindeki Deelböge Caddesi'nde meydana geldi.
Eylemi gerçekleştirenin YALNIZ olduğu ve intihar ettiği açıklandı.
Bu terör eylemi büyük olasılıkla BEYAZ SARAY'daki GİZEM DOLU GÖRÜŞMEYE karşı atılan bir adımdı. Bir güç, her ne şartta olursa olsun MISIR EKOLÜ'nün taşıyıcısı olan ve KÜRESELCİLER diye tanımlanan oluşuma nefes aldırmıyordu. Fransa da Almanya da her geçen gün sürpriz olaylarla başa çıkmak zorunda kalıyordu. Avrupa'nın diğer ülkeleri gibi... Öyle bir kavga vardı ki kimse dışında kalamıyordu. Daha önce sık sık yazdığım Jeffrey Epstein'in öldürülmesi de, Silikon Vadisi'ndeki yatırımları da, ABD'nin dijital dünyasına arka kapıdan giren Carbyne teknoloji şirketinin de patronu Ehud Barak da, şimdi İsrail'de karşı karşıya oldukları Netanyahu da, batan Silikon Vadisi Bankası da, Carbyne ile sıkı bağlantılı olan İsrail askeri istihbarat birimi Unit 8200 de mücadelenin alanlarından bazılarıydı. İKİ EKOL ÇATIŞIYOR ancak bütün olayları tek tek ele alıyor ya da ıskalıyorduk. Carbyne teknoloji şirketinin gizli sahiplerinden biri de Epstein'di...
Bu şirket ABD'nin gizli bilgilerini alıp kime nasıl veriyordu!
Kavganın boyutunu düşünün. Bir de Epstein'in DOSTLARININ yer aldığı deftere Sergey Brin, Facebook'un sahibi Mark Zuckerberg, Tesla CEO'su Elon Musk, Microsoft'un sahibi Bill Gates ve Linkedin kurucularından Reid Hoffman'ın ismini ekleyin... Başkan Erdoğan ile Mısır'da darbe ile iktidara gelen SİSİ'nin yıldızının bir türlü barışmamasını da ekleyin...
MURSİ kalsa yaşayabilse EKOLLER de TEK'e inmek zorunda bırakılacaktı... Ya da küçülecekti. Olmadı...
NEYSE... İşte bu denklemde seçimler TÜRKİYE'de olsa da sonuçları DÜNYAYI sallayacaktı. GERİLİMLER olabilirdi. Her türlü sürpriz yaşanabilirdi. Ancak Türkiye'nin özelikle 15 Temmuz'dan sonra dahil olduğu Başkan Erdoğan'ın nabzı büyük başarı ile elinde tuttuğu İTTİFAKIN kazanma şansı çok fazlaydı. Kemal Bey ve MASA da bunu değiştirmek için yollarda... Durum ortada...
Bakalım görelim...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.