Kemal Bey zorda
DEPREMİN yaraları sarılırken siyaset sahnesi hareketlenmeye başladı. Ankara'da iç çekişmeler, dengeler, kontrol etmeler, fısıltılar, kulisler, rest çekmeler hiç bitmiyor.
Stadyumlara ulaşan protestolar sanatçıların sosyal medyadan muhalif tavır almaları, kulüp başkanlarının mesajları, deprem bölgesinden güvenli yerlere ya da yakınlarına koşan mağdurların acılarını yanında taşıması, şehirlerin yeniden inşası ve seçimlere giderken sertleşen siyasi dil...
AFAD üzerinden KIZILAY üzerinden askerin yardıma zamanında gitti gitmedi tartışması üzerinden büyük bir alan açılmaya çalışılmakta. Bir akıl özellikle kaybetmesi durumunda ERDOĞAN'ın canını sıkacak adımlar için şimdiden hazırlık yapmakta. Temel atmakta... Zaten pek çok tartışmanın altında kitleler bilmese de yatan gizli gerçek bu.
Neyse...
Seçimlere hele hele böylesine tarihi seçimlere iki sorunun cevabından bakarım. DIŞARISI NE DİYOR, KİMİ İSTİYOR?
TÜRK DEVLETİ NASIL TERCİHTE BULUNACAK? Belki önceleri TÜRK DEVLETİ'nin tercihi şimdiki kadar alan kaplamıyordu. Zayıf ve etkisiz olduğumuz dönemde DIŞARISI istediği gibi at oynatabiliyordu.
Belki gençler pek bilmez ancak CUMHURBAŞKANLIĞI seçimleri sürekli büyük gerilim atında yapılmıştır. Başına silah dayanan insanlar vardır, e-muhtıra vardır, ordunun tavrı vardır, yabancı güçlerin diş göstermesi vardır, İstanbul sermayesinin tavrı vardır... Yani öyle sandığa gidip OY kullanmak filmin son karesiydi. Öncesi ise pek bilinmezdi.
İsimler üzerinden örnek verirken bile OTURDUKLARI KÜRESEL EKOL üzerinden olan biteni aktarmaya gayret ederim.
Dün de bugün de.
1971'de Türk devleti İNGİLİZLER ile AMERİKALILAR arasında paylaştırıldı.
Okullarda çocuklara okutuldu mu bu? Peki 1960 darbesini kimin neden yaptığı? Ya 28 Şubat? YOK!
Ezberler hepimize yetiyordu. Düşünmeyi de sevmiyorduk. Ya DÜŞMAN ya DOST görüyorduk. Oysa hayat iki kelimeyle anlatılamazdı.
Anlamıyorduk. Iskalıyorduk.
İsterseniz seçimlere, adaylara, 6'lı MASA'ya gelelim... Öncelikle DIŞARISININ da TÜRK DEVLETİNİN de zaman zaman partiler kurarak YOLUN SELAMETLE geçilmesini sağladığı bilinir. Bir süre önce SİYASET yazdığım bir gün CUMHUR ya da MİLLET ittifakı denilen yapının TEMELİ, TOHUMU, OLMAZSA OLMAZI milliyetçi çekirdek DİYE NOT ETMİŞTİM. Devlet Bey, Başkan Erdoğan'ın yanında Meral Hanım da Kemal Bey'in...
Toplam oyları nedir bilemem ancak MİLLİYETÇİ OYLAR olmadan kimse seçim kazanamazdı. Geçit verilmiyordu. Bu BAŞKANLIK sistemindeki sigortalardan biriydi.
İKİ ÇELİK ÇEKİRDEK dağıtılmıştı yani...
Devam...
Dün yazdığım yazıda ADAYLARA, ilişkilere dışarıdan bakıyor, ilk kez MANSUR YAVAŞ isminin üzerindeki perdeyi aralıyordum... İKİ EKOL'ün kıyasıya rekabet içinde olduğu seçimlerde bir de TÜRK DEVLETİ'nin aklı ve gücü sahne alıyordu... Mansur Yavaş ismini buraya taşırken tesadüf bu ya dün kendisi de "ADAY OLABİLİRİM" diyordu. Oysa ÖNCELERİ GELEN TEKLİFİ GERİ ÇEVİRİYORDU. "Aday değilim" açıklamaları yapıyordu.
Kemal Bey için 6'lı MASA için çalışacağını dile getiriyordu. CHP lideri de kendisiyle ilgili sorulara "İşini yapsınlar" diyerek noktayı koyuyordu.
Ancak Mansur Yavaş neden şimdi öne çıkma gereği duyuyordu. Neler oluyordu? 6'lı MASA'nın adayı olabilir miydi? Böyle bir durumda Kemal Bey ne yapacaktı?
Açalım...
Mansur Bey'in ADAYLIK konusunda ismini ilk dile getiren Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ oldu. Adayının YAVAŞ olduğunu açıkladı. "Benim kadar Mansur Bey kendisini desteklemiyor" dedi. Mansur Bey bu çıkışların tekrar etmesinden sonra "Görüşüm alınmamış, konuşulmamış, üstelik aday da değilim demişim... Açıkçası rahatsız oldum..." diyerek konuyu kapattı. Dün de yazdığım gibi Mansur Bey ile ilgili diğer iddia ise Abdullah Gül Bey'e ait olduğu söylenen bir cümleden ibaretti....
"Bu makam çocuk oyuncağı değil.
Beypazarı Belediye Başkanlığı Cumhurbaşkanlığı için referans olmaz..." İddiayı sızdıranlar Abdullah Bey'in Kılıçdaroğlu için de "KAZANAMAZ" yorumunu yaptığını söylemekteydiler... Ancak ilginç olan Abdullah Bey'in fol yok yumurta yokken Mansur Bey'i saf dışı bırakma isteğiydi... Eğilimiydi...
Aynı çizgide olan bir lider daha vardı. O da Temel Karamollaoğlu'ydu. Temel Bey de "İmamoğlu'nu ya da Yavaş'ı istiyoruz, onlardan biri aday olursa mutlaka kazanır demek cahilce bir iddia. Erdoğan'ın politik birikimini hafife alıyorlar. Erdoğan buldozer gibi ezip geçer..." diyerek tarafını, tercihini net olarak göstermekteydi.
Yani Abdullah Bey'den ayrı düşünmüyordu.
Derken aradan zaman geçti.
Kemal Bey ile Meral Hanım gerildi. Ve önceki gün BARIŞ KAHVALTISI yapıldı. Ne konuşuldu bilinmiyor! Ancak 2 MART'ta MASA'nın adayını açıklayacağı söyleniyordu. Dünkü yazım ve Mansur Bey'in "GÖREV ALABİLİRİM" açıklaması "KAHVALTI" sonrasına denk geliyordu. Doğal olarak "Kemal Bey çekildi mi? Meral Hanım kazandı mı?" soruları peş peşe geliyordu.
İBRE, CHP liderinden kayıp uzağa mı gidiyordu? Buna neden olan neydi? Cevabını merak ettiğim iki soru buydu...
Elbette bir fikrim vardı! Cevap Türkiye'nin son yıllarda yaşadığı operasyonlarla çok ilgiliydi. Türkiye İKİ EKOL'e aynı mesafede durmak için bir hamle yapıyor ve Başkan Erdoğan'la yürüyordu.
Deprem elbette çok sarsıcı çok sürpriz bir gelişmeydi. Kimse bunu öngöremezdi. Her şeye rağmen ERDOĞAN kazanmaya çok yakındı. Depreme rağmen acılara rağmen çöken şehirlere rağmen.
Ancak DEVLETİN bir de B PLANI olmalıydı. İKİ EKOL'ün BEŞTEPE'ye sızmasını önlemek için... Akıl da bunu gerektiriyordu.
Devletin yoluna güvenle devam edebilmesi için Erdoğan'ın büyük sürpriz yaşanarak kaybetmesi durumunda veya Erdoğan görevini tamamladıktan sonra yerine ÇELİK ÇEKİRDEĞİN "EVET" diyeceği bir ismin gelmesi şarttı. DEVAMLILIK İÇİN...
GÜVEN İÇİN...
İşte bu nedenle kimseyle özel irtibatı olmayan, hiçbir cemaat, hiçbir grup, hiçbir dernek, hiçbir yapı ile yan yana gelmeyen bir isim olmalıydı bu. Mansur Yavaş bu tanıma uyan ender isimlerdendi.
Başkan Erdoğan'la AK PARTİ ile ayrı frekansta olmasalar da ortak paydaları çok az da olsa bir AKIL bir GÜÇ Mansur Bey'i Kemal Bey'e rağmen öne sürüyordu.
KÜRESEL EKOL'E YAKIN DURAN Abdullah Gül Bey bunu ilk gören isimdi... Yavaş aday olarak açıklanır mı bilemem! Ancak olursa KEMAL BEY, 6'lı MASA bunu nasıl ilan edecek... Erdoğan'ın karşısında HİÇ ŞANS VERİLMEYEN BİR İSME NASIL SARILACAKLAR...
NASIL ARKASINDA DURACAKLAR? Benimkisi sadece merak... Denge içinde denge... İzleyip görelim....
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.