Tek yol
RUSYA'NIN Ukrayna'yı işgali gösterdi ki dünyada belli güç odakları çatışıyor ve savaşıyor.
Rusya din kardeşi olan UKRAYNA'ya daldı.
EŞLERDEN birinin Ukraynalı ya da RUS olduğu binlerce aile var. İç içe geçmiş iki toplum savaşıyor. Eğer mesele PAYLAŞIM ve KÜRESEL DÜZEN ise kardeşlik, arkadaşlık bir işe yaramaz.
SAVAŞIRSINIZ! Tarih böyle yazıldı zaten...
İkinci Dünya Savaşı'nda ABD ile SOVYETLER aynı saftaydı. Doğru mu?
Doğru... Peki kime karşı ittifak içinde savaştılar?
ALMANYA! Savaşın sonunda da YALTA'da dünyayı paylaştılar. Tez ile anti tez üzerinden yani DÜŞMAN KARDEŞLER MODELİYLE DÜNYAYI yönettiler. İKİ AYRI KUTUP oluşunca iki ayrı etki alanı da oluştu.
Sovyetler DOĞU'yu ABD de BATI'yı kontrol eder hale geldi.
Gorbaçov'la değişen ve yıkılan bu denge şimdi UKRAYNA SAVAŞI ile tekrar tesis edildi.
Belki de "en iyi model bilinen model" kuralı tekrar hayata geçiriliyordu!
Dün de bugün de alışkanlıklarımızın getirdiği yanılgılar vardı! ABD ile AVRUPA'nın kardeş olduğunu aynı soydan geldiğini kabul ediyor ve asla MÜCADELE içinde olamayacaklarını düşünüyorduk. Bu tezi satın alınca da ABD ile RUSLAR'IN düşman olduğuna inanmak çok daha kolay hale geliyordu.
Ancak gözümüzün önünde RUSLAR kardeş UKRAYNA'ya girerken gözlerimizi kapatıyorduk.
Bu çelişkiyi açıklarken zorlanıyorduk!
Dünya üzerinde savaşan güçler vardı. Bu nedenle SIFIR SORUN gibi yaklaşımlar doğası gereği sorunluydu. Türkiye gibi merkezde yer alan ve oyun değiştirici özelliği olan güçler kenarda kalamazdı. Bırakmazlardı.
ABD atom bombası attığı JAPONYA'ya savaştan sonra bilim-teknik-sermaye yolluyor ve MUCİZE meydana geliyordu.
Dünya Japonlar'ın yazdığı ekonomik destanı konuşuyordu. Oysa arkada patron ABD'ydi. Bu model tutmuştu. Japonya üretiyor, satıyor, parası ABD finans sisteminde kalıyordu. Ve bunun üzerine "Bu işlevi daha iyi yapacak, daha çok yapacak başka bir ülke var mı?" diye aramaya koyuldular.
Baktılar ki ÇİN var! Mutlu oldular. Bir tas pilava bir ay çalışacak insan bulmak mutluluk vericiydi! Daha kalabalık, daha ucuz, daha kontrol edilebilir bir dev...
ABD, Japonya'yı da Çin'i de SOVYETLER'i de İKİNCİ BÜYÜK SAVAŞTAN sonra büyüttü...
Mühendislik buydu. Bize düşen rol KOMÜNİZMLE MÜCADELE olduğu için 50 yıl kaybettik.
Kaybettirdiler. Oyunu anlamadık çünkü.
EKSEN demek, güç odaklarının ittifakı demekti.
ABD ile Rusya dün olduğu gibi bugün de DÜŞMAN rolünü oynayıp EKSENİ kuruyor ve tarafları kendine bağlıyorlardı. Dikkat edin Rusya'nın Ukrayna'ya girmesinden sonra ALMANYA devamlı manşetlerde.
Neden? Çünkü İKİNCİ BÜYÜK SAVAŞ'ın tekrarının yaşandığını biliyorlar. Almanya Başbakanı OLAF SCHOLZ en son "Silah veremeyiz. Ağır silah yollayamayız. Bunu yaptığımız zaman Ukraynalı askerlere eğitimi de vermeliyiz. Bu da bizi doğrudan savaşın içine çeker.." diyerek oyunu da kaygıyı da açıklıyordu. Bu hamle sonrası RUSLAR'ın doğrudan ALMANYA'yı hedef seçmesi kaçınılmazdı.
ALMANYA buna hazır değildi. Avrupa ise hiç!
Avrupa medeniyeti ile kültürü ile sanatı ile bilimi ile sporu ile kısaca her şeyi ile ABD'nin gerçek rakibiydi. Ne kadar üretirse üretsin ÇİN gerçek büyük rakip sıralamasında İKİNCİYDİ! ABD ile RUSYA kendileri için rakip gördükleri iki DEVİ kontrol etmek amacıyla sahaya iniyordu. Asker, silah, petrol, doğalgaz yetmezse NÜKLEER ile tehdit edeceklerdi.
AVRUPA'nın bu oyunu bozması, ENERJİ KARTINI eline geçirmesi şarttı. Rusya'nın elinden kurtulmaları gerekiyordu.
Gelecekleri ikinci kapı ise yıllarca üye olarak almadıkları TÜRKİYE'den başkası değildi. ORTA DOĞU ve AKDENİZ üzerinden enerji ile buluşmak isteyeceklerdi. Başka da şansları yoktu.
Ancak bizde de sıkıntı vardı. DEVLET sadece içeriye odaklı bir bakış açısına sahipti. Bölgeyle çevreyle ilgilenmiyordu.
Başkan Erdoğan'la bu değişti. KÜRESEL OYUNLARIN içinde yer alma isteğimizi gösterdik. Gücümüzü fark ettik. ARTIK BİZDE DİN KARŞITLIĞI
ŞEKLİNE BÜRÜNEN LAİKLİK'ten vazgeçtik. Konumumuz ve gücümüz gereği bölgenin başrolü olduk. Bölgenin ortak paydası olan İSLAMİYET ışığında yürüdük. Bu da bizi EKSEN'lerden birine doğru itiyordu.
Ya AVRUPA-ÇİN ya da ABD-RUSYA-İNGİLTERE ekseninde olacaktık. Avrupa ile olacaksak onları yaşatacak ve AB üyesi olacaktık. ABD-RUSYA ekseninde yer alacaksak da AVRUPA'NIN ENERJİ VANASI BİZE GEÇECEK, BİZ ONLARI KONTROL EDECEKTİK. RUSYA da DOĞU'ya dönüp ÇİN'i belirlenen kulvarda tutacaktı. Silah üstünlüğü ABD-RUSYA ekseninde olduğu için ENERJİ kartı çok değerli hale geliyordu. Bu nedenle Başkan Erdoğan da çok daha vazgeçilmez oluyordu. Türkiye ise iki büyük şıkkın bileşkesi oluveriyordu... Her iki eksen de TÜRKİYE ENERJİ üssü olsun isteyecekti...
Farklı sonuçları olacak bu isteğin tek kazananı TÜRKİYE olacaktı. Büyük bir savaşın getireceği sonuçlara gebe olan bu zaman dilimi bazılarını yukarı çekerken bazılarını alaşağı edecekti. Türkiye yukarı çıkan olacaktı...
En çok can yakan ise birilerinin ısrarla bunu anlamaması ya da bilerek düşmanlık etmesiydi...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.