PEK çok örnek var ancak birini seçerek ilerleyelim.. Yıl2019'du.
AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, ABD Başkanı Donald Trump için "AvrupaBirliği'nin karşıkarşıya olduğu enzorlu sınav" yorumunu yaptı. Alman dergisi Die Zeit'a röportaj veren Tusk, "Tarihte ilk defabirleşik bir Avrupa'yaaçıkça karşı olan birAmerikan başkanı var. Brexit'i destekliyor vebirliğin parçalanmasıiçin dua ediyor"ifadelerini kullanıyordu...
İki yıl öncesine gidelim.
Trump seçilmiş ve 2017'nin OCAK ayında resmen BEYAZ SARAY'a geçmişti.
Bu sırada Malta'da yapılacak gayri resmi AB zirvesi için TUSK, üye ülkelere mektup yolluyor ve TRUMP için DIŞTEHDİT nitelemesi yapıyordu. TUSK önemli değildi. Zaten bu AB'nin gizli gündemliydi. Sadece açık açık konuşulan bir konu değildi. Ancak ABD'nin AB'yi dağıtmak istediği yeni bir şey de değildi! AB zirvesi öncesi "Özellikle Washington'daki değişim, AB'yi zor durumda bırakıyor. Yeni yönetim, Amerikan dış politikasının son 70 yılını sorgular gibi görünüyor" yorumları yapılmaktaydı.
Yine final cümlesi ZİRVENİN İÇİNDEN ÇIKIYORDU: "AB'nin parçalanmasının, üye devletleri o efsanevi tam egemenliklerini yeniden sağlamalarına değil, ABD gibi süper güçlere gerçek ve fiili bağımlılığa götürecektir... Amerikan dostlarımıza kendi sloganlarını hatırlatmalıyız:
Birleşirsek ayağa kalkar, bölünürsek yıkılırız." Trump gelince sahne alanlardan biri de şimdi ALMANYA'nın CUMHURBAŞKANI olan eski Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier'di... Ve şimdilerde kimsenin hatırlamadığı çok önemli bir çıkışa imza atıyordu.
Frank-Walter Steinmeier, "Donald Trump'ınseçilmesiyle eski20'nci yüzyıl dünyasıtamamen sonaerdi. Ne tür bir yenidüzenin uygulamayakonulacağının, yarınınne göstereceğinin ucuaçık...'' Rusya'nın Ukrayna'ya saldırmasıyla başlayan DEĞİŞİM SONUCA GİDECEKTİR! AVRUPA bundan büyük zarar görecektir. İstenen, hedeflenen plan bu. Hedef asla ve kat'a UKRAYNA olmadı. Olamazdı da.
Savaş 50. gününe giderken AVRUPA hala çaresizce tepki vermekten öteye gidemiyordu. Dün de Polonya, Litvanya, Letonya ve Estonya cumhurbaşkanları, Zelensky ile görüşmek üzere Kiev'e gitti. Garip olan ise ALMANCUMHURBAŞKANI'nın pozisyonuydu. Bu liderlerle birlikte Kiev'e gitmek istediğini belirtiyor ancak UKRAYNA anında tepki veriyor ve Almanya Cumhurbaşkanı Frank- Walter Steinmeier'ı istemediklerini ilan ediyorlardı. Zelensky, Merkel gibi Steinmeier'i RUS DOSTU olarak görüyordu.
Aslında bu RUSYA'nın işgalinin sonuçlarından sadece bir tanesiydi.
Fransa'da da durum farklı değildi.
Fransa'da 24 Nisan'da ikinci turu gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aşırı sağcı lider Marine Le Pen'e karşı yarışacak olan Macron, rakibinin seçilmesinin tehlikeli bir sürecin önünü açacağı uyarısında bulundu. Marine Le Pen'in Fransa'yı Avrupa Birliği'nden çıkarma yönünde gizli bir projesi olduğunu söyleyen Macron, "Verdiğimiz mücadele sadece Fransa için değil, Avrupa için de. Aşırı sağ, Avrupa'dan çıkışın gizli olduğu bir projedir. Bu projeye tüm gücümle karşı çıkacağımı göreceksiniz.
Çünkü bu, milliyetçiliğin ve savaşın geri dönüşüdür.
Bu asla olmayacak" ifadelerini kullandı.
Le Pen ise "Amacım 'Fransız anayasasıAvrupa hukukununüzerindedir' ibaresini Anayasa'ya eklemektir" cevabını verdi. Öte yandan İSVEÇ ve FİNLANDİYA da NATO'nun kapısına doğru hızla yaklaşmaktaydı...
İsveç'i ziyaret eden Finlandiya Başbakanı Sanna Marin, NATOÜYELİĞİ KONUSUNDA kararın hızlı bir şekilde alınacağını söyledi. Marin gidişatı şu sözlerle açıkladı: RUSYA'nın Ukrayna'ya saldırısı AVRUPA'nın güvenlik yapısını tamamen değiştirdi...
İsveç'te de durum farklı değildi. NATOÜYELİĞİ bütün yönleriyle tartılıyor ve ilk seçenek olarak masada yerini alıyordu. Rusya bastırıyor AVRUPA karışıyordu yani.. Almanya bunu görüyor ve içeride de TEKSES olamıyordu. Dışişleri Bakanı Baerbock, "Şimdibahanelerin değil,pragmatizmin zamanı. Ukrayna'nın daha fazlaaskeri malzemeyeihtiyacı var, özellikleağır silahlara" diyerekASKERİ YARDIMIN ŞART OLDUĞUNU dile getirdi. Başbakan Scholz hemen çark etti. Çünkü Almanya'dan gidecek olan ağır silahlar ve Ukraynalı askerlere verilecek eğitim ALMANYA'yı savaşın resmi ortağı yapacaktı...
Uzun zamandır anlatmaya çalıştığım gibi ABD-İNGİLTERE-RUSYA ekseni AVRUPA'yı dağıtmak istiyordu. Bu DERİNAVRUPA tarafından da bilinmiyor değildi. Şimdi kartlar açık oynanıyordu. VE TEHLİKE TIRMANIYORDU!
Avrupa için tek çıkış yolu TÜRKİYE'yi yanlarına almalarıydı.
Başkan Erdoğan böyle açık ve sınırsız bir destek verecek gibi durmuyordu.
Bu nedenle bütün yollar MUHALEFETE çıkacaktı. Oradan yüklenip ANKARA'nın kapısını aralamaya çalışacaklardı.
Savaş medyaya yansıdığından çok daha yakıcı sonuçlar doğuracak gibi durmaktaydı. Binlerce kez yazdım! Tekrar etmekte fayda var! TÜRKİYE'SİZOLMAZ! Tam da bu nedenle bizim de her türlü operasyona karşı dikkatli olmamız şarttı!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.