Serseri mayın
RUSYA-UKRAYNA savaşı başlayalı bir ayı geçti... Silahlar hala susmadı.
Pazarlıklar sürse de ortada henüz sonuç yok. Başkan Erdoğan özel çaba göstererek tarafları DOLMABAHÇE'de bir araya getirdi. Devamı da gelecek gibi durmakta.
Ancak savaş bu! Küresel sonuçları olan bir mücadele.
Haliyle İSTİHBARAT ÖRGÜTLERİ de işin içinde. Uzatmadan konuyu MAYIN'lara getirmek istiyorum. Bulunan ve imha edilen mayınlar medyada yer alıyor! Haber yapıp geçiyoruz. Peki küçük bir olayla mı, yoksa koca bir tehditle mi karşı karşıyayız?
Arka planla ilgili ne biliyoruz?
HİÇ! Açalım... Ve üzerinde düşünelim...
Mayınlar TÜRKİYE'nin gündemine gelmeden önce iki önemli olay gerçekleşti... Savaşın hemen başlarında KARADENİZ'in karışacağını gösteren iki adımdı bu. Önce Japonya'da bir firmaya ait 'Namura Queen' isimli 229 metre uzunluğundaki PANAMA BAYRAKLI dökme yük gemisi füzeyle vuruldu.
Üzerinde çok kişi durmadı.
Sonra tansiyonu yükseltecek ikinci hamle geldi. Mart ayının hemen başında bu kez ESTONYA GEMİSİ hedef oluyordu. Estonyalı VISTA Shipping Agency AS'ye ait olan ve Panama bayrağı altında seyreden HELT isimli gemi mayına çarpıyor ve batıyordu.
Buralara uzanmasa da RUSYA ile ESTONYA arasında siyasi krize dönüşüyordu bu... Ruslar'ın ODESSA'ya girerken bu gemileri KALKAN olarak kullandığı ileri sürülüyordu.
Tersini de söyleyen çoktu.
Gemi özellikle mi seçildi bilinmez ama rotası ilginçti!
MAYINLA batan gemi Odessa-Bartın-Samsun üçgeninde işliyordu!
Ve daha sonra ilginç bir şekilde MAYINLAR TÜRKİYE'nin hem denizlerine, hem gündemine giriyordu! 26 Mart ve 28 Mart günleri, biri İstanbul Sarıyer, diğeri Kırklareli İğneada açıklarında iki mayın tespit ediliyordu. Doğal olarak panik de başlıyordu... Türkiye olaya anında müdahale ediyor ve " Mayın avlama gemilerimiz, deniz karakol uçaklarımız hepsi teyakkuz haline geçiyor... Alınan her ihbar, anında değerlendiriliyor ve gereği yapılıyor. Tespit edilen mayınlar emniyetli bir şekilde anında imha ediliyor" açıklaması yapılıyordu. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar mayınların menşei ile ilgili bir soruya "Ukrayna'da döşenen mayınlar mı geldi yoksa başka mayınlar mı devreye girdi; bu konuda emin olmadan bir şey söylemek doğru olmaz.
Bununla ilgili çalışmalarımız devam ediyor" cevabı veriyordu.
YANİ MAYINLARI KİMİN ATTIĞI VE NEREDEN GELDİĞİ BİLİNMİYORDU! Akla ilk gelen şıklar UKRAYNA ve RUSYA olsa da bu tam olarak netleşmiş değildi!
Karadeniz'in kuzeyinden İstanbul Boğazı'na doğru inen mayınların tam olarak nereden geldiğini saptamak güçtü. Bölge ülkelerinin çoğunda Sovyetler Birliği döneminde yapılmış olan mayınlar bulunuyordu.
Tansiyonu fırlatan ise Rusya'nı açıklamasıydı...
18 Mart'ta yayımladığı NAVTEX mesajında "Batı Karadeniz'de mayın tehlikesi" uyarısı yapıyor arkasından RUS İSTİHBARATI FSB bir gün sonra "Fırtınalı hava nedeniyle kopan yaklaşık 420 mayın Karadeniz'de sürükleniyor..." bilgisini paylaşarak gerilimi artırıyordu. Biz ÇANAKKALE
ZAFERİ'ni kutlarken gündeme MAYIN düşüyordu! Asıl ilginç olan 420 SAYISININ KAYNAĞIYDI! Kim nasıl bunu biliyordu! Kim saymıştı ya da kim salmıştı?
Mayınların SOVYETLER dönemine ait olduğu kesin olan tek bilgiydi! Ancak bu mayınların Ruslar tarafından ya da envanterlerinde bulunduğu için UKRAYNA tarafından salındığı anlamına gelmiyordu. ÇÜNKÜ MAYINLARIN ÜZERLERİNDE BULUNAN Kod'ların silinmesi ÇOK ZOR DEĞİLDİ. BU DA MALIN SAHİBİNİN KİM OLDUĞUNU BULMAYI GÜÇLEŞTİRİYORDU!
Romanya da Bulgaristan da mayın buluyor ancak onlar da menşei açıklamıyordu!
Mayın dökmek öyle kolay bir işlem de değildi. KIRIM'ın ilhakından sonra zaten RUSYA UKRAYNA'ya denizlerde göz açtırmıyordu.
Bir de yaklaşık birkaç aydır UKRAYNA için denizlerde hazırlık yapan bir RUS KUVVETİ vardı. Bu denklem içinde Ukrayna nasıl mayınları döşeyecekti? 420 mayın da zincirlerinden kopan bölümü temsil ediyordu. Yani suyun altında ne kadar mayın vardı bilmiyorduk!
Demirli MAYINLARIN mekanizmalarından kopması çok olası değildi! Çok kalın zincirleri var. Baklalarla mekanizmaya bağlanıyorlar, denize dökmeden önce de doğal olarak yük testlerine tabi tutuluyorlar. Tam sayıyı bilmemekle birlikte 420 serseri mayın herkes için büyük tehlikeydi! BİZİM İÇİN DE! İşin bir başka boyutu daha vardı! Bu da mayınların rotası...
UZMANLARA göre mayınların önce Bulgaristan, Romanya ve Rusya'ya gitmesi gerekiyordu. KOPTUĞU söylenen zincirlerinden boşaldığı söylenen mayınlar 360 DENİZ MİLİ SÜRÜKLENİP TÜRKİYE'ye geliyordu. İŞTE BURADA KAFALAR KARIŞIYORDU!
Aklı başında herkes bu kadar mayının zincirlerinden kopmayacağını biliyordu.
Mayınların koptuğunu ve sürüklendiğini düşünsek de neden bunlar bize doğru geliyordu? Mayınlar üzerinden kim kime ne mesaj veriyordu? Hedef neydi? Daha açık soralım...
Türkiye'nin TARAFSIZLIĞI KİMİ RAHATSIZ EDİYORDU? TÜRKİYE'yi kim ateşin içine çekmek için adım atıyordu? Barış için çaba harcayan Türkiye'yi mayınlarla kim uzağa itiyordu? Rusya ve Ukrayna'nın mayınlarla ilgisi olduğunu düşünmüyorum! Rusya da Ukrayna da TÜRKİYE üzerinden DÜNYAYA mesaj verebiliyor, konuşabiliyor ve bir masanın etrafında toplanabiliyordu! İki ülkenin bindiği dalı kesmesi kadar akla uzak ihtimal yoktu...
O zaman TÜRKİYE'ye mayınlarla saldıran kimdi?
Allah göstermesin mayınla büyük bir kaza yaşansa ne olacaktı? Türkiye nasıl bir tavır belirleyecekti? Birileri, İSTANBUL BOĞAZI'na gelen mayınlarla Ankara'ya "Dön iç işlerine bak. Küresel meselelerle uğraşma" mesajı yolluyordu... Türkiye de "PATLATARAK" yoluna devam ediyordu...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.