Tarihi viraj
KAZAKİSTAN'DAKİ İSYAN ve bunun kısa sürede önüne geçilmesi, Çin'deki KIŞ OLİMPİYATLARI'nın bitiminden hemen sonra SOVYETLER'in arka bahçesinde kalan sorunu ALMATI'dan KİEV'e taşıdı.
Demek ki Rusya da Putin de KÜRESEL BİR KAVGANIN tarafıydı. Ve o büyük savaş Sovyet bakiyesi üzerinde görülmekteydi. Burada önemli olan RUSYA'nın alacağı rol ve üsleneceği görevdi. Kriz yeni yeni baş göstermeye başlarken, ALMANYA'da bir farklı ses duyuldu. Alman Deniz Kuvvetleri Komutanı Kay- Achim Schönbach, Rusya- Ukrayna meselesine ilişkin yaptığı yorumlar nedeniyle istifa etti.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in tek arzusunun "göz hizasında saygı görmek" olduğunu savunan Schönbach, "Kendisine istediği ve muhtemelen hak ettiği saygıyı sunmak kolay...
Kırım Yarımadası yitip gitti ve asla geri gelmeyecek...
Çin'e karşı Rusya'ya ihtiyacımız var... Putin ateist ama fark etmez. Bir demokrasi olmamasına rağmen bu büyük ülkenin ortak olarak yanımızda olması, Çin'i bizden uzak tutar" demişti.
Geçtiğimiz gün de yazdığım gibi belki KUZEY AKIM-2 de bu ihtiyaçtan doğuyordu..
Avrupa'ya daha doğrusu ALMANYA'ya eklemlenen RUSYA üzerinden sınırlar PEKİN'e kadar genleşecekti. Askeriekonomik güç olarak ÇİN'i bu merkez kontrol edecekti. Bu haliyle ABD'nin çöküşü resmen başlıyor demekti. Bu nedenle BREXIT ile başlayan YENİ SİSTEMİ getirme çabaları 15 TEMMUZ KALKIŞMASIYLA tavan yapıyordu. Eğer 15 Temmuz başarılı olsa UKRAYNA'da şu an yaşananlar olmayacaktı.
Rusya'nın işi, hiç olmadığı kadar zorlaşacaktı. Türkiye üzerinden AVRUPA ile BÜTÜNLEŞMEYE "HAYIR" dediği zaman da parçalanma sürecine girecekti. Atlas Okyanusu'ndan Doğu Çin Denizi'ne kadar olan alan ALMANYA'nın daha doğrusu FRANKFURT'un yani KÜRESELCİ EKOL'ün aklı ile yönetilecekti. Sonra bu güç ABD içindeki ortaklarıyla Washington'ı esir alacaktı...
Kazakistan'da yaşanan son OLAY 15 Temmuz'un kardeşi görünümündeydi. Rusya gidip bastırdığına göre, merkezi AVRUPA'ydı!
Zaten KAZAKİSTAN'daki sisteme muhalif bütün isimler, AVRUPA'da yaşamaktaydı...
Forma aşkından sıyırılıp bakıldığında YENİ KÜRESEL DENGENİN kurulması için TÜRKİYE'NİN devamlı hedef olduğu ortadaydı... 17-25 Aralık da, Gezi de, 15 Temmuz da TÜRKİYE'nin konumunu değiştirmek ve belirlemek için atılan adımlardı. Biz içerideki isimlere takılıp duruyorduk.
Oysa arka plandaki fotoğraf hayal gücümüzü fazlasıyla zorlayacak kadar büyüktü. Ya AVRUPA, ABD içindeki uzantısıyla DİJİTAL KÜRESEL
İMPARATORLUĞU kuracak ya da Kraliçe'ye yakın olan ABD, yanına Türkiye'yi de Rusya'yı da alarak buna cevap verecek ve AVRUPA BİRLİĞİ'ni tasfiye edecekti. Kazakistan'daki olaylar da, Ruslar'ın Ukrayna'ya girmesi de Türkiye'nin 2013'ten beri yaşadıkları hepsi aynı kulvardaki DEĞİŞİK SANCILARDI. Sanırım anlaşılmayan buydu. Oysa içeri dönüp bakıldığında BAŞKAN Erdoğan'ı ya seviyorlar, ya nefret ediyorlardı.
Binlerce kez yazdığım gibi konu bu değildi!
Başkan Erdoğan yaşadığı olayların sonucunda ülkeyi başka bir kampa götürüyordu. Görülmesi ve değerlendirilmesi gereken buydu. İngiltere'nin BREXIT ile Türkiye'nin de 15 Temmuz ile AVRUPA'dan ayrılması BÜYÜK PLAN için çok önemli hamlelerdi.
Avrupa'nın AVRASYA üzerinden ÇİN'e uzanma hedefi 15 Temmuz KALKIŞMASI ile sonlanıyordu. Son bir hamle daha vardı! O da Ukrayna... Putin ordularını yollayıp o hayali de bitiriyordu.
Hatta "Kazakistan'da yaptıklarınızı biliyoruz. Bu da faturası" der gibi hareket ediyordu. Başkan Erdoğan ve Putin aynı kadraja girmeseler de yanlarında Biden ve Kraliçe'yi buluyordu. Avrupa'nın, Almanya'nın, Frankfurt'un hedefi Washington- Londra-Moskova-Ankara tarafından biçiliyordu.
Almanya durdurulduğu gibi geri itiliyordu. Çin'e uzattıkları el biçiliyor ve Pekin bu 4'lü merkez tarafından kontrol edilir hale geliyordu.
Ukrayna bu dengenin kurulması için, Almanya ve Avrupa'nın durdurulması için belirlenen KURBANDI. Zaten AUKUS ile denizleri NÜKLEER ile donatarak ilk hamleyi yapıyorlardı.
Rusya'nın yaptığı KARA'dan kuşatmayı tamamlamaktı. Türkiye yakında yerini, tarafını belirleyecekti. Yaşananlar Washington-Londra- Moskova üçgenine yakın olduğunu fazlasıyla göstermekteydi. EN azından Erdoğan kendisine yönelik saldırıların merkezini biliyordu. Ankara da...
Bu nedenle gidişatı değiştirmek isteyen AVRUPA hem Putin'i hem Erdoğan'ı tasfiye etmek isteyecekti. Buradaki durum netti. Muhalefetin tamamı AVRUPA ile Almanya ile Frankfurt ekolü ile yürümeyi ilk tercih olarak görüyordu. Rusya'da ise ORDU içinde bunu öncelik olarak gören ve UKRAYNA müdahalesini baltalayan isimler çoktu.
Çok kez olayları ŞUCU-BUCU diye değerlendirdiğimiz için olan biteni ıskalarız. İdeolojik kalıplarımız GERÇEK FOTOĞRAFLA yüzleşmemizi engeller.
Benim gördüğüm Washington-Londra- Moskova, Ankara'ya büyük rol ve pay veriyor.
Ancak FRANKFURT EKOLÜ'nden şimdilik PİŞMANLIKTAN başka gelen bir şey yok. Türkiye, BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI'ndan sonra yaşadığı en kritik dönemde. Tarafını, ittifakını ve geleceğini belirleyecek...
Birileri de KISA DEVRE yapmak için fırsat kollayacak. Bakalım neler olacak. Kararlar nasıl şekillenecek.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.