Türkiye’siz olmaz
UKRAYNA-RUSYA arasındaki gerilim doğal olarak dünyanın manşetlerinde.
Putin'e yüklenen, Zelensky'i kahraman yapan, kimyasal silaha işaret eden, Türkiye'nin BARIŞ çabalarına övgü yağdıran, yüzbinlerce insanın göçüne odaklanan, yıkılan şehirlerin altında kalan canlara el uzatmaya çalışanlar, kaçanlar kurtulanlar ve ölenler... Sakin kafayla düşünüldüğünde "2022'de bu olamaz" diyoruz. Akıl almıyor.
İnanılacak gibi değil. 2022'de İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI görüntüleri. Kabullenmek kolay da değil... Ancak oluyor! Hemen bitecek gibi de durmuyor...
Daha önce de altını çok kez çizdim! "HEDEF AVRUPA BİRLİĞİ" diye.
STRATEJİK olarak kanlı bir hamle yapıldı. Rusya buradaki görünen aktörlerden biri. Oysa hedef dünya dengesiydi. Ve pek çok ülkeyi de kapsıyordu bu... Biz dahil...
Açalım...
Daha ortada bir RUS saldırısı yokken, bir tehdit olduğu açık ve net olarak bilinmiyorken geçtiğimiz yıl Fransa Devlet Başkanı Macron çıktı, Rusya tehlikesine dikkat çekti.
"Gerçek bir Avrupa ordusuna sahip olmadıkça Avrupalılar'ı koruyamayacağız" dedi. Ve devam etti: ABD'ye bağımlı olmayan, egemen bir Avrupa Birliği ordusu kurmadıkça Avrupalılar güvende olamayacak...
Bu sözlerin arkasında ALMANYA olduğunu geçtiğimiz yıl da çok yazdım.
Macron konuşsa da AKIL ALMANYA idi... Ve son derece doğaldı. Savaşın başlamasıyla birlikte takip edenler bilecektir "ABDRUSYA NÜKLEER
DENGESİ kuruluyor. Önce Avrupa sonra Çin kontrol edilecek..." diye defalarca yazdım. Ancak kitleler savaşın sadece bir penceresine odaklanıyordu. Hamlenin stratejik tarafı pek yer bulmuyordu medyada...
Macron ya da ALMANYA, RUS tehdidinden söz ediyor ve sözü ABD'ye getiriyordu...
Avrupa'ya en büyük tehdit RUSYA ise neden ABD'den uzak durulması gerektiğini vurguluyordu!
Avrupa Birliği'nin, dünya tarihinde benzeri olmayan bir barış ve gelişme projesi olduğunu kaydeden Macron, "Ne olduğumuzun ve neyi yaşadığımızın bilincinde olmak gerekiyor. Avrupa'nın 70 yıldır içinde yaşadığı barış ve refah, bizim tarihimizde altın bir parantezdir" değerlendirmesinde bulunuyordu. Zaten bu nedenle HEDEF OLUYORLARDI...
Hatırlayanlar olacaktır.
Macron ABD Başkanı Trump'ı ziyarete gidiyor ve BEYAZ SARAY'ın bahçesine bir ağaç fidanı dikiyorlardı. O fidan sabah olduğunda yerinde yoktu!
Beyaz Saray'daki bir DERİN GÜÇ "ABD FRANSA ile yani AVRUPA ile dost olamaz" diyordu.
Bunu en iyi bilenlerden Macron da sık sık AVRUPA ORDUSU'NU gündeme getiriyordu. Avrupa iki dünya savaşı yaşamış sonra söylemese de ABD'ye meydan okumak için birleşmişti. Avrupa en büyük rakibin ABD olduğunu biliyordu. ABD de aynı şekilde Avrupa için aynı şeyi düşünmekteydi. Ancak ÇİN'in kontrolsüz büyümesi gelişmesi güçlenmesi yeni oyunu zorunlu hale getiriyordu. 70 yıllık BARIŞ AVRUPA'yı büyütüyor ve dünya üzerinde iddialı hale getiriyordu.
Herkes ordulara silahlara para yağdırırken, AVRUPA kenarda durarak EKONOMİSİNİ büyütüyordu. Ve ilan etmeseler de ABD'nin karşısına dikiliyordu. Ancak Cenevre'deki Biden-Putin zirvesinden sonra işler değişti. Kremlin silaha sarıldı. Adeta "Barış sadece AVRUPA'ya Çin'e yarıyor.
Buna izin veremeyiz" dedi.
Ve askerlerini UKRAYNA'ya soktu. 70 yıldır BARIŞ içinde yaşayan AVRUPA titremeye başladı. İstenen de buydu.
İyi polis ABD, kötü polis ise Rusya'ydı. Putin'in gücünden kaçanlar korkanlar doğal olarak ABD'nin yönettiği NATO'ya sığınıyordu. Savaş strateji olarak ön görülebilir bir durumdu bu. Rusya'nın Ukrayna'ya girmesinin ekonomik, siyasi, askeri ve stratejik sonuçları olacaktı.
Oluyordu da.
Mesela Almanya, hava kuvvetlerinin modernizasyonu kapsamında eskimiş Tornado uçaklarının yerine Lockheed Martin'in F-35'lerini satın almaya karar verdi. Üç yıl önce Alman ordusunun modernizasyonu için Boeing üretimi F-18'ler ve Avrupa yapımı Eurofighterlar'da karar kıldığı ve F-35 seçeneğini tamamen devre dışı bıraktığı açıklanmıştı!
Merkel'in koltuğuna oturan ve dün tarihi bir ziyaret için ANKARA'ya gelen Başbakan Olaf Scholz ise 35 adet F-35 alıyordu.
Almanya, Fransa ve İspanya'nın üzerinde çalıştığı geleceğin Hava Muharebe Sistemi (FCAS) çerçevesinde yeni bir savaş uçağı projesinin hayata geçmesini önlüyordu!
Yani, Rusya'nın UKRAYNA hamlesi AVRUPA'nın kimyasını bozuyordu. Bütün dengeleri sarsıyordu. ABD, Kremlin'e ORTA ASYA kartını teslim ederek alanını genişletiyor, Avrupa da içine kapanıyordu. Kapanırken de ABD'ye duydukları ihtiyacı ilan ediyorlardı! Çaresizce...
İşte bu iklimde ALMANYA BAŞBAKANI Scholz Türkiye'ye geliyordu. Başkan Erdoğan'la görüşüyordu.
Belki çok açık ifade edilmese de TÜRKİYE'YE ÜYELİK İÇİN GEÇİŞ ÜSTÜNLÜĞÜ TEKLİF edilecekti. EN azından hissettirilecekti. AVRUPA'nın başka da çaresi yoktu. Gölgede kalan ABD'nin öne sürdüğü RUSYA'ya karşı başka bir enstrümanı da kalmıyordu. Ne yapıp edip ANKARA'yı ikna etmeye gayret edeceklerdi. Ancak hiç kolay değildi. TAŞLAR yerinden iyice oynamıştı.
Cevabı kolay bir soru değildi bu. ABD-RUSYA kıskacındaki AVRUPA Türkiye ile nefes alabilirdi.
Türkiye "HAYIR" derse yapay solunum, hayatlarının gerçeği olurdu. Son dönemde herkes ABD'nin merkezini, ÇİN DENİZİ'ne kaydırdığını söylüyor, yazıyor.
Doğru... Ancak asıl merkez AVRASYA. Buraları yani.
Bundan hiç vazgeçmediler ki! Çin'in en büyük partneri AVRUPA'yı kontrol edemezlerse KÜRESEL DENGEYİ kuramazlardı!..
ABD bunu biliyor... NET!
Adımlarını da buna göre atıyor. NET!
"Türkiye kim yanında yer alırsa maçı o kazanır..." diye binlerce kez yazdım.
Ankara şimdi bunun kararını verecek... Türkiye'nin gücünü, büyüklüğünü ve kapladığı alanı bilmeyenlere sözümüz yok. Ama oyunu kuranlar her şeyin farkında. TÜRKİYE'siz olmaz. OLMAYACAK da...
İzleyin görün...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.