YAŞANANLARI ister istemez NATO üzerinden de okumak zorunda kalıyoruz.
Ukrayna-Rusya savaşı silahların aslında hayatımızdan gitmediğini gösterdi.
Rusya bir ADA devleti değildi. Bu nedenle attıkları adımı binlerce kez düşünmüşlerdir.
UKRAYNA'ya girmenin, orada kalmanın, savaşı uzatmanın, iktidarı değiştirmenin maliyeti vardır. Bunu hesap ederek SAVAŞI PLANLARSIN... Bir de bu operasyonu AVRUPA'nın kirpikleri üzerinde yaparsan haliyle bütün dengeler sarsılır.
Doğaldır. SAVAŞLA ilgili hesaplarda gizli metinlerden biri bence buydu...
Daha önce de yazdığım gibi 14 Haziran Brüksel NATO ZİRVESİ çok önemliydi. Zirve öncesi NATO GENEL SEKRETERİ Jens Stoltenberg, Beyaz Saray'da ABD Başkanı Joe Biden ile bir araya geldi.
Biden, BRÜKSEL'e geçmeden önce DİREKTİFLERİNİ oraya ulaştırıyordu.
Genel Sekreter de sorular üzerine "Başkan Biden ile ÇİN'i görüştük!
NATO Zirvesi'ndeki gündemlerden biri bu ülke olacak" açıklaması yaptı. Devamında ise "Çin dünyanın en büyük ekonomik gücü olmaya aday. Ancak silahlanma konusunda iletişim halinde olmamız şart" diyordu. Yani "Dünya ekonomisini canlı tutmalarında bir sakınca yok. Bunu biliyoruz. Ancak silahla fazla buluşmaları sıkıntı.
Kontrol edilemez hale gelmelerine göz yummayız" demek istiyordu.
Stoltenberg, Beyaz Saray'dan Brüksel'e dönüyor ve ZİRVE SONRASI Cenevre'de Biden-Putin buluşmasını "Rusya ile diyalog zayıflık göstergesi değildir. Biz güçlüyüz, bir aradayız" sözleriyle açıklıyordu.
CENEVRE'de UKRAYNA'nın konuşulduğunu belki 50 yıl sonra öğreneceğiz. Ancak NATO'nun canlanması, bir araya gelmesi, çatlak seslerin kısılması ve yeni bir hedef belirlenmesi için "ÖTEKİ" şarttı. Bu şimdi Çin'e giden yolda RUSYA oldu. Ve bunun temeli CENEVRE'de atıldı. ABD de NATO da Çin'i "Bizimle aynı değerleri paylaşmıyor" diyerek uzağa itiyordu...
Bu HAZİRAN 2021'deki gündemdi...
Rusya'nın UKRAYNA'ya girmesi, sınırlarını canlandırması ve Avrupa'nın unutmaya çabaladığı kabusu hatırlamasına yol açtı. İkinci Dünya Savaşı'ndakilere benzer görüntüler AVRUPA'yı uykusuz bırakmaya yetiyor da artıyordu bile...
Şimdi oluşan şartların üzerine NATO yine sahne alıyor Stoltenberg, "Rusya tüm dünyanın güvenliğini tehdit ediyor" diyordu.
Türkiye'ye gelen NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, "Türkiye değerli ve kilit bir NATO müttefiki" dedi. Türkiye'nin BARIŞ ve ARABULUCULUK konusunda attığı adımları göklere çıkaran GENEL SEKRETER, Başkan Erdoğan ile görüşmeden önce verdiği söyleşide "Türkiye burada kilit bir rol oynuyor. Ukrayna'ya önemli kapasiteler de sağlıyor. SİHA'lar bu noktada önemli...
Bütün NATO müttefiklerinden Rusya'ya yaptırım uygulamalarını bekliyoruz. Bu konuyu Çavuşoğlu'na ilettim" diye konuşarak aslında TÜRKİYE'den ne isteyeceğini açık ediyordu!
Biden CENEVRE'de Putin ile görüşüyordu!
Ancak bundan birkaç ay önce garip bir çıkışa imza atıyordu. ABD Başkanı Biden, hiç yeri ve zemini yokken Putin'e "KATİL" diyordu. Putin de "KATİL" sözüne "Sağlıklı olsun. Ona sıhhat diliyorum. Şaka yapmıyorum, kinaye yapmadan söylüyorum bunu" cevabıyla karşılık veriyordu...
ABD, Rusya ve Putin üzerinden "ÖTEKİ"ni inşa ediyordu. Kitleler hazırlanıyordu. "ABD seçimlerine Rusya hile karıştırdı Trump'ı seçtirdi" ilk adımdı!
ÖTEKİ olarak sahaya inen Kremlin unutulan gücünü gösteriyor, Doğu da BATI da korkuyordu.
Avrupa NÜKLEER GÖLGEDE yaşadığını hatırlıyor, ABD'nin taşıdığı NATO'nun önemi ve kuracağı güvenlik şemsiyesinin vazgeçilmezliği anlatılıyordu. Bu oyuna start verilince de her ÜLKE kendisi için hazırlanmış kampa koşarak giderdi.
Stoltenberg'in de Türkiye'nin Ukrayna'ya verdiği SİHA'ları diline dolaması ve RUSYA'ya uygulanan yaptırım kervanına katılmasını istemesi
SAVAŞIN GETİRDİĞİ EN BÜYÜK SONUÇLARDANDI...
Daha önce de yazdığım gibi Türkiye'nin konumu eşsizdi. Bunun için gelecekler, kendi taraflarına çekmeye çalışacaklardı.
Türkiye'nin konumu, kiminle yakın olacağından kiminle nasıl ticaret yapacağına, hangi ittifakta olacağından İSLAM DÜNYASI içindeki rolüne kadar koca bir yelpazeyi barındırıyordu. Yakın zamanda bunun cevabını isteyeceklerdi.
Türkiye'nin alacağı bu karar sadece bizi değil dünyayı da etkileyecekti.
İçerideki siyaset de buna göre şekillenecekti...