Zelen-Sky
RUSYA'NIN UKRAYNA içindeki kontrollü ilerleyişi tüm hızıyla sürüyor.
Çok kişi de "Rusya batağa saplandı", "Kiev'e giremez", "Putin burada iktidarını bırakır", "Yaptırımlardan dolayı yakında Moskova'da ayaklanmalar başlar" gibi yorumlar yapmakta.
Haklı olabilirler!
Ancak ben asla ve kat'a böyle düşünmüyorum.
En ince ayrıntısına kadar düşünülmüş tasarlanmış bir KÜRESEL OPERASYONLA karşı karşıya kalındığını görüyorum... Savaş öncesi yazdıklarım ile savaşın başlamasından bu yana yazdıklarım ne yazık ki beni haklı çıkarıyor... Keşke haksız olan yanılan ben olsam...
NATO, Ukrayna'yı neden içine alacaktı? Neden almadı?
Neden ortada bıraktı? AB niye uzakta kaldı? Neden herkes dramı izledi? 30 üyesi olan koskoca NATO'nun patronu RUSYA mı ki yeni üyenin UKRAYNA olamayacağına karar verdi.
Dediğini yaptırdı! Olacak iş değildi, ancak oluyordu!
Ve Rusya'nın ilerleyişi durdurulamıyordu. Adım adım geliyorlardı... Ve bence üzerine aldığı rolü iyi taşıyan Ukrayna Devlet Başkanı aralıksız saçmalıyordu...
Volodimir Zelensky, Kiev'in yaklaşık 250 kilometre güneybatısındaki Vinnitsia'daki sivil havalimanının Rus hava saldırıları sonucu tamamen kullanılamaz hale geldiğini duyurdu. Ardından sosyal medyada yayımladığı bir videoda "Biz insanız ve bizi korumak, insanları korumak sizin insani göreviniz. Ve bunu yapabilirsiniz. Eğer bunu yapmazsanız, en azından bize kendimizi korumamız için savaş uçağı vermezseniz, bundan tek bir sonuç çıkabilir: Siz de yavaş yavaş bizim ölmemizi istiyorsunuz demektir..." dedi.
Şaka gibi değil mi! Bir DEVLET BAŞKANI savaşın başlamasından 15 gün sonra bu yorumu yapar mı? Olan biteni anlamaz mı? Savaşa neden girildiğini neden önüne geçemediğinin analizini yapmaz mı?
BATI'nın kendisini Rusya'nın önüne attığını nasıl göremez, kestiremez... Uçakla savaşın yönünü değiştireceğini düşünmesi de işin traji KOMİK tarafı! Zelensky bir de sık sık "uçuşa yasak bölge" çağrısında bulunmaktaydı.
Ancak NATO buna da sessiz kalıyordu. Çünkü böyle bir karar alındığı an RUSLAR'ın uçakları hava sahasını ihlal ettiği düşürülecekti. Bu da SAVAŞIN büyümesi anlamına gelir ki AVRUPA ve NATO asla bunu istemiyordu.
UKRAYNA'nın sırtını sıvazlayanların hepsi sadece konuşuyor! "Kahraman" dedikleri UKRAYNA tek başınaydı... Zaten oyun bu değil miydi! Kurgu böyle işlemeyecek miydi!
Birileri RUSYA BATAĞA SAPLANDI dese de ilerleyişi sürüyor ve AVRUPA titriyordu. Önceki gün Macron da Putin ile görüştü. Putin'in verdiği cevap kısa ve özdü:
"Silahla ya da müzakerelerle hedeflerime ulaşacağım..." Bakın daha önce de yazdım. RUSYA bir eksen olacak ülke değildir. Ancak KÜRESEL PAYLAŞIMI ve oradan alacağı PAYI iyi bilmektedir. İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI'ndan sonra da şimdi de bunu yapmaktadır.
Bir BÜYÜK HAFIZASI vardır yani... Rusya'nın coğrafyası büyüktür. Kremlin'i zora düşürmek için gerçek anlamda bir YAPTIRIM yeter de artar bile. Ancak yaptırımlara PETROL ve GAZDAN başlanması gerekirdi! Savaş başlar başlamaz yazdım! "PETROL FİYATLARI UÇACAK. ARKA PLANDAKİ ABD, KREMLİN'İN SAVAŞ MASRAFLARINI ARTAN FİYATLARLA KARŞILAMASINI SAĞLAYACAK..."
Savaş başlamadan önce 70 DOLAR'larda olan PETROL önce 90'ı sonra 100'ü geçti.
Dün de 140 DOLAR'a dayandı.
2008'den sonraki en yüksek fiyata ulaştı. SAVAŞ sürüyor, Ruslar ilerliyor ve kasasına para akıyordu. Doğal gaz için de aynı kural geçerliydi.
Ukrayna'da atılan her adım AVRUPA'ya karşıydı. Ancak AVRUPA, silahla karşılık vermeyi bırakın, ENERJİ KONUSUNDA bile köşeye sıkışmıştı. Oligarkların evine, arabasına, yatına el koymanın adı YAPTIRIM olur mu! Güney Fransa'daki malikanelerinin kapısına kilit vursan ne olur vurmasan ne?
Şaka mı bu!
Oyunu kuran ABD olduğu için ve sahne arkasında kaldığı için daha dün "PETROL YAPTIRIMINI" gündeme getirdi. Ancak denklemi bildikleri için ilk "HAYIR, OLAMAZ" cevabı ALMANYA'dan geldi.
Berlin "Bu adım sürdürülebilir değil" dedi. Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, "Üç hafta sonra Almanya'da kullanılacak birkaç günlük elektriğimiz kaldığını görürsek bu yaptırımın bir yararı olmaz. Almanya'da ve Avrupa'da elektrikler giderse bu tankları durdurmaz..." dedi. Almanya, petrolünün yüzde 42'sini, doğalgazın ise yüzde 55'ini Rusya'dan ithal ediyordu. SAVAŞI kurgulayanlar bunu bilmiyor olabilir mi? Elbette hayır...
Doğal gazda dün YÜZDE 60'lık bir artış oluyor, petrol de rekora doğru koşuyordu. Fiyatının 139,13 DOLAR'a çıkmasının yanı sıra "BELİRSİZLİK" de beraberinde geliyordu. Ve Avrupa ile Çin gibi büyük tüketiciler zarar görüyordu.
Biz de tabii... Bütün bütçeler patlıyordu. Pandeminin bıraktığı yerden SAVAŞ devam ediyordu. Kimse yarını göremiyor, panik iyiden iyiye yayılıyor ve enflasyon durdurulamaz bir hal alıyordu... Moskova sınırlarını Kazakistan'dan Odessa'ya kadar uzatıyor, Türki Cumhuriyletleri'ni de kontrol altına alıyor, büyük güç olarak tarihteki rolüne dönüyordu. Avrupa şiddetle kaybeden taraf oluyordu. Çin uzaklarda çevrelenen güç olarak yoluna devam ederken, Ankara da TARAFSIZ POZİSYONDA ilerliyordu.
UKRAYNA ve RUSYA ile YAPTIRIMLARDAN DOĞAN TİCARİ NEFES DARLIĞINI AŞMAYA çalışarak yeni role soyunuyordu. Stratejik akılla üzerinde düşünülmesi gereken bir noktaydı bu. İŞTE bu virajda AVRUPA yapabilirse burada iç siyasete müdahale etmek ve RUSYA'nın nefes borusu olma ihtimali bulunan Türkiye'de siyasi iklimi değiştirmek isteyecekti. Hem çok hızlı düşünüp hem de temkinli olmamız gereken bir dönemden geçiyorduk.
ABD-İngiliz yapımı bir kurgu dünyayı değiştirecekti. Biz de BÜYÜK PAY almalıydık...
DOĞU ÇİN DENİZİ'nden ATLAS OKYANUSU'na kadar olan alana yani DÜNYANIN KALBİNE, yeni format atılıyordu.
Silahların gölgesinde EKONOMİK sonuçlar elde etmek için... Savaşlar zaten ne için yapılırdı ki! Siyasi-askeri dengeyi değiştiren BÜYÜK EKONOMİK SİSTEMİ KURMAK İÇİN...
Olan bu...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.