Zirve!

UKRAYNA meselesi sadece Kiev ile Moskova arasındaki bir sorun değil.
Ukrayna'nın NATO'ya alınması, hem Kremlin'in kuşatma altına alınmasını sağlar. Hem de Türkiye'nin NATO'ya karşı mesafe koymasının önüne geçer. Haritayı önünüze alıp bakın!
NATO, Ukrayna ile birlikte AKDENİZ'den sonra KARADENİZ'de de hakim konuma gelecektir. UZUN MENZİLLİ SİLAHLARIN yerleştirildiği UKRAYNA'nın oynayacağı rol anında değişecektir.
Kaldı ki güney sınırımızda istenen OLUŞUM ile AKDENİZ'e açılması düşünülen BAĞLANTI bir çevreleme operasyonunun çıplak gözle görülür halidir. Belki bu nedenle Türkiye NATO toplantısına katılmasa da UKRAYNA'nın yanında sıcak bir şekilde yer aldı. Başkan Erdoğan, Volodimir Zelenskiy'i ziyaret ederek tavrını gösterdi. Bu KÜRESEL anlamda Türkiye'nin rotasını değiştirdiğini göstermez. Ancak gözü kapalı RUSYA'ya yanaşmadığı da ortada.
Kaldı ki ilişkilerin en iyi olduğu İNGİLTERE burada NATO ile birlikte RUSYA'ya karşı net tavır içindeydi...
Neyse...
Ukrayna meselesi üzerinden iç siyasete dönelim. CHP liderinin gayretiyle 6 muhalefet partisi yanlarına HDP'yi almadan bir araya geldi. Yuvarlak masada buluşuldu. NET olarak Avrupa Birliği vurgusu bulunmakla birlikte satır aralarından NATO'ya da bir mesaj gidiyordu.
Doğaldı. Normaldi. SIR da değildi. Hepsi birlikte AVRUPA'nın taşıdığı değerleri paylaşıyordu...
Daha önce de yazdığım gibi Erdoğan'a karşı bir ADAYIN O MASADAN ÇIKMASI ZORDU. Bence çıkmayacaktı da... 6 parti bir araya gelse de ADAY dışarıdan olacaktı. O masadan değil!
Ekrem İmamoğlu toplantının yapıldığı 12 Şubat akşamı 3, ertesi gün de 2 mesaj attı. İmamoğlu, 3'üncü paylaşımında 6 lideri aynı karede görmekten mutluluk duyduğunu söyledi. YUVARLAK MASA toplantısından sonra attığı tweet'inde ise "Dostlarımızla kazanacağız' diyerek yola çıkmıştı Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu. Ülkemizin güçlü parlamenter sistem, güçlü Meclis geleneğini canlandırmak için çalışan partilerimizin, Türkiye'nin önemli meselelerinin çözümüne de öneriler getireceklerine inancım tam" dedi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun zaman zaman kullandığı cümleler, KÜRESEL EKOL'ü temsil edenlerle çok benzer!
'Dostlarımızla kazanacağız' çıkışı da...
Burada İmamoğlu'nun YUVARLAK MASANIN uzağında kalmayışı önemliydi.
Hatta içten içe yukarıdan bakan bir tavır da yok değildi. Bu mesajları atan İmamoğlu, ANKARA'da bir araya gelen genel başkanların aksine DIŞARIYA gidiyordu...
Ajanslar "Münih Güvenlik Konferansı'nın sürpriz konuğu İmamoğlu..." haberlerini geçiyordu...
Dünya siyasetine ve ekonomisine yön veren liderler ile kanaat önderlerinin katıldığı Münih Güvenlik Konferansı "Uluslararası siyasetin Davos'u" olarak da tarif edilmekteydi. 18-20 Şubat tarihinde Münih'te yapılacak zirvede ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Charles Michel de olacaktı. Ancak bir ilginç katılımcı daha vardı.
O da İmamoğlu'nu İSTANBUL'da ziyaret eden ve Macaristan'da Viktor Orban'a karşı adaylığı gündeme gelen Budapeşte Belediye Başkanı Gergely Karacsony'du... O da Macaristan'da ORBAN'A KARŞI KURULAN İTTİFAKIN ADAYLARINDANDI...
Bence ilginç olan İmamoğlu'nun KASIM ayında Glasgow'da yapılan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'na katılması ve oradan Münih'e sıçramasıydı... Başkan Erdoğan'ın gerek görmediği için gitmediği Glasgow'a İmamoğlu gidiyordu... İmamoğlu, DIŞARIDA BOY GÖSTERİRKEN içeride 6 partinin genel başkanının toplanması arasında bir çelişki yok muydu? İmamoğlu'nun aldığı uluslararası DESTEK ortadayken 6 muhalif liderin bir araya gelmesi ve oradan ADAY çıkarması mümkün mü?
Bence durum göründüğünden daha farklı... KÜRESEL EKOL Erdoğan'ı tasfiye etmek istiyor. NET!
Ancak Erdoğan'ın onlara yaklaşması en büyük arzuları. Bunu da İmamoğlu'nu parlatarak yapma çabası içindeler gibi...
6 genel başkan 5.5 saat ne konuştu bilmiyorum ancak İmamoğlu attığı tweet'le PARLAMENTER SİSTEM vurgusu yaparak ADAY OLDUĞUNU "kızım sana söylüyorum gelinim sen anla" mantığıyla ilan ediyordu... 6 genel başkan bu işin neresindeydi bilmiyorum... Sanki konu o masayı çok aşacak gibi duruyor... Yuvarlak masa her şeyden önce İmamoğlu ile uğraşacak gibi durmakta...
İlk zirvesini 1963 yılında "Askeri Bilimler Buluşması" adıyla yapan Münih Güvenlik Konferansı'nı ve BAVYERA'yı önemsemek YUVARLAK MASA'nın ilk tercihi olmalı... Benden hatırlatması...