Yuvarlak masa
TÜRKİYE'Yİ ne bekliyor... Son dönemde pek istemesem de İÇERİDEN yazmaya gayret ettim.
Çünkü İÇERİSİ aynı zamanda DIŞARISIYDI! Bir yana Erdoğan ile Bahçeli'yi diğer yana ise 6 partiyi koyup aslında olan biteni aktarmaya çalıştım. Tabii bir de masada olmasa da "OLAN HDP" gerçeği vardı...
Bizim de yer aldığımız coğrafyada DUYGULAR öne çıkar. Mesela oy verdiğimiz partinin dış politikası ya da izleyeceği ekonomik program pek bizi ilgilendirmez.
Ülkeyi dünya üzerinde taşıyacağı eksen ise hiç! OYSA KONU BUDUR... Mücadele tam da bunun için yapılır.
Kaç zamandır AVRUPA ile TÜRKİYE'nin koptuğunu yazıyorum.
İçerideki siyaseti de AVRUPA'nın buradaki gücü üzerinden anlatmaya gayret ediyorum.
Zaman zaman Soros ve Osman Kavala üzerinden Ankara'nın AVRUPA'ya atış yaptığını da ekliyorum. Konunun anlaşılması açısından...
Açalım...
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun daveti üzerine, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Çankaya Belediyesi'ne ait Ahlatlıbel Tesisleri'nde bir araya geldi. Benim İRONİK şekilde "BİRBİRİNE BENZEMEYEN" diye tanımladığım partiler yuvarlak masa etrafında buluştu. Bu partilerin hepsi birbirine benziyordu. Aynıydı.
Aralarında bir fark yoktu.
Bizler ideolojilere ve kalıplara takıldığımız için yorumlarımız kısır oluyordu. Tanımlarımız eksik kalıyordu. Sık sık buraya taşıdığım gibi MUHALEFETTEKİ
BÜTÜN PARTİLER AVRUPA'cıydı.
Avrupa'nın taşıdığı değerleri temsil ediyordu...
Zaten muhalefetin 5.5 saat süren toplantısından sonra yapılan açıklamaya bakarsanız ne anlatmak istediğimi görecektiniz...
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'in ortak ve öncelikli hedef olduğunu vurguladılar.
NET. Ancak detay da verdiler... Mesela "... Türkiye'nin istişare ve uzlaşı ile çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur.
Önemli olan, tüm farklılıklarımızla beraber 'biz' düşüncesini, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği normları çerçevesinde temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, herkesin kendini eşit ve özgür vatandaş olarak gördüğü, düşüncelerini özgürce ifade edebildiği, inandığı gibi yaşayabildiği demokratik bir Türkiye'yi inşa etmektir..." ifadesi önemliydi. Toplantıdan iki gün önce Ahmet Davutoğlu bir açıklama yapıyor ve NATO üzerinden mesaj veriyordu... Davutoğlu, Rusya-Ukrayna krizinin ele alındığı NATO toplantısında Türkiye'nin temsil edilmemesine ''Türkiye'nin hak ettiği itibar bu olamaz'' açıklamasıyla tepki gösteriyordu.
İsterseniz Rusya'dan alınan S-400'ler üzerinden, isterseniz OSMAN KAVALA'NIN TUTUKLULUK HALİNİN DEVAM ETMESİ ÜZERİNDEN, isterseniz Mavi Vatan üzerinden, isterseniz George Soros'a karşı gösterilen tepki üzerinden, isterseniz Alman Firkateyni'nin Libya'ya giden gemimizin önünü kesmesi üzerinden, isterseniz de Fransız savaş gemileriyle donanmamızın çatışmanın eşiğine gelmesi üzerinden bakın...
Ya da ABD'nin F-35'leri vermemesi üzerinden...
Avrupa ile NATO ile karşı karşıya olduğumuz gerçeği değişmeyecektir...
KÜRESEL EKOL'ün anavatanı AVRUPA, Türkiye'nin şu anki konumuna ciddi derecede itiraz etmekte. Türkiye'nin konumunun değişmesi için İKTİDARIN DEĞİŞMESİ gerektiğini bilmekteler. İşte bizlerin gözden kaçırdığı bu. Biz siyaseti sadece içeriden okuyoruz. Oysa gerçek tamamen farklıdır.
Avrupa'nın bu tutumu sürerken içeride 6 parti (VE HDP) ittifakla Erdoğan'a karşı hamle yapmakta. Erdoğan'ın işini zorlaştıran en önemli aktör ise ABD Başkanı Biden... Trump döneminde AVRUPA'nın sorti'lerini rahat şekilde aşabilen Ankara, şimdi Biden'ın etkisiyle de mücadele etmekte...
Küresel Ekol'ün sahipleri Türkiye'de sadece Erdoğan'ı tasfiye etmek değil kurulan sistemi de bertaraf etmek amacında. Mücadele bu. PARLAMENTER SİSTEM denilerek anlatılmak istenen de bu sistem değişikliği! Bunun yapılabilmesi için de ERDOĞAN döneminde BÜYÜK KIRILMA yaşanması istenecektir.
Mesela ekonomide adım atılamaması gibi... Enflasyonun durdurulamaması gibi, döviz krizinin yaşanması gibi... Karşı taraf bu ve benzeri kartlara oynayacaktır. Sistemin değişmesi için içeride ŞİKAYETLERİN TAVAN YAPMASI şarttır... Güncel siyasetin KÜRESEL siyasetin önünü siyah tül ile kapatması gerekmektedir...
Türkiye'nin AVRUPA'ya yanaşması için atılan adımları bizler hayat pahalılığı, döviz kuru, cari açık gibi terimler üzerinden yaşayacağız.
Yaşadık da... Amaç başka olsa da biz başka unsurları tartışacağız... Ancak Erdoğan AVRUPA'ya ve o değerleri savunanlara geçit vermezse, alacakları bir şey de yoktur.
KÖRFEZ ÇIKARMASI Erdoğan'ın AVRUPA tabanlı çevrelemeyi kırma ve yarma harekatıdır... Olayları böyle değerlendirin... Erdoğan ekonomiyi sağlam tuttuğu sürece kazanan değişmeyecektir... Körfez'e inmeye de buradan bakın...
NOT: Halil Falyalı suikastının yankıları devam ediyor. Bir kaynağım "Falyalı büyük miktarda uyuşturucu yakalattı. İki grubun canı yandı. İnfazın nedeni bu!" dedi...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.