Kazakisyan!
NAZARBAYEV'IN ülkesinde neler oluyordu?
Bunların Türkiye ile ne ilgisi vardı?
Bakalım...
Kazakistan'da Başbakan Askar Mamin başkanlığındaki hükümet, LPG fiyatlarına yapılan zamma karşı düzenlenen protestolar nedeniyle istifa etti.
Cumhurbaşkanı Tokayev, ek yeni önlemler açıkladı.
Buna göre LPG, benzin ve dizel yakıt ile temel gıda ürünlerinin fiyatlarına 180 günlük devlet düzenlemesi getirildi. Eylemler ise devam ediyor. Peki ülkeyi bir anda saran gösteriler nasıl oluyordu da böylesine büyüyor ve etkili sonuçlar veriyordu. Cumhurbaşkanı Tokayev, ülkenin "kurucu lideri" sayılan Nursultan Nazarbayev tarafından halef olarak seçilerek 2019 yılında göreve başladı...
1989'dan beri Kazakistan'ı yöneten Nazarbayev ise hâlâ güvenlik konseyi başkanı.
Siyasi ayrıcalıklarını ve dokunulmazlığını korumasına izin veren "Ulusun Lideri" unvanını taşıyor. Yani AYAKLANMA aslında NAZARBAYEV'e karşı gibi durmakta...
Açalım biraz... Oradan Türkiye'ye de gelelim...
Muhtar Ablyazov, 1963 doğumlu önemli bir isim.
Şimdi yaşananların ana kaynağı olan BTA BANK'ın başkanıydı. Yani Bank Turan Alem'in... Kazakistan Elektrik şirketinin de başkanlığını yapmıştı. Nazarbayev'e karşıydı. Enerji, Sanayi ve Ticaret Bakanı olarak görev yapmasına rağmen...
SİYASETİN içendeydi.
Parti kurarak kurdurarak mücadele ediyordu. Mart 2002'de dolandırıcılık ve siyasi suistimal suçlamaları nedeniyle hapsedildi. Bir yıl hapis yattı. Sonra, muhalefetteki resmi siyasi faaliyetlerini durdurdu. Ancak filmlere konu olacak hikaye daha yeni başlıyordu.
Ablyazov'un sahibi olduğu BTA, 2008 krizi bahane edilerek devlet tarafından kamulaştırıldı.
Ablyazov, o tarihten sonra ailesini Londra'ya gönderdi.
Nazarbayev'in damadı gibi...
Bir süre sonra Kazakistan devleti BTA'yı zarara uğrattığı ve bankayı hortumladığı gerekçesiyle peşine düştü.
Ablyazov bunun üzerine Londra'ya kaçtı. Fakat Kazakistan devleti peşini bırakmadı. 2009 yılında BTA'nın avukatları Ablyazov'a İngiltere'de dava açtı. Dava 2012 yılına kadar sürdü.
Aynı yıl Ablyazov ülke dışına çıktı. Avukatı Olena Tyshchenko davayı takip etti. Kazakistan İstihbaratı ise Tyshchenko'yu duruşma salonunun çıkışından sonra takibe başladı.
Tyshchenko, duruşmadan sonra soluğu Heathrow Havalimanı'nda aldı.
Oradan Nice'e geçti. Takip CANNES'deki villaya kadar uzandı. Bu aşamadan sonra Kazakistan Fransız yetkililerle irtibat kurdu. Fransız devleti 6 gün boyunca Ablyazov ve Tyshchenko'yu izlemeye aldı. Daha sonra bahçıvan kılığında gelen jandarmalar, 31 Temmuz 2013 tarihinde Ablyazov'u tutukladı. Ablyazov hakkındaki bütün suçlamaları reddetti. Bankadan aldığı iddia edilen 10 milyar doların sahibi olduğu söylenmekte.
Bakanlık yaptığı dönemde 17 şirketi dolandırdığı ileri sürülmekte. Mahkeme Ablyazov için iade kararı verse de CONSEİL d'ETAT yani Fransa'nın en yüksek idari mahkemesi olayı siyasi sığınma şeklinde değerlendirdi. İADE GERÇEKLEŞMEDİ...
İşte bu bilek güreşi şimdilerde KAZAKİSTAN'ı karıştırdı...
Fransa'da serbest kalan Muhtar Ablyazov Liberation'a konuşuyordu.
2005 yılında Kırgızistan'da 'Lale Devrimi'ni finanse ettiğini söylüyordu.
"2005 yılının başında Kırgızistan'daki rejimin devrilmesine katkıda bulunmak için bu ülkedeki muhalefeti finanse etmiştim. Maksadım, eski Sovyet Cumhuriyetleri'nin birinde demokratik sürecin başlatılması ve bu ülkede gereken reformların uygulanmasıydı" diyordu.
Yakın tarihi hatırlayanlar DEVRİMLERİN isimlerini de bilecektir. GÜL DEVRİMİ, TURUNCU DEVRİM, KADİFE DEVRİM gibi isimler öne çıkıyordu. Arkadaki beyin ise SOROS'tu. Zaten bunu saklamıyordu... Kırgızistan üzerinden LALE DEVRİMİ üzerinden SOROS ile yolları kesişiyordu.
Abliyazov, Sovyetler Birliği'nin çöküşüyle birlikte iş hayatına atıldı.
İlk işi bilgisayar ve fotokopi makineleri alıp satmaktı.
1991 yılında Abliyazov ilk şirketini kaydettirdi ve şirkete kızının adı olan "Medine"yi verdi.
Daha önce de yazdığım gibi Soros Macaristan'a damga vuran bir isimdi...
Kurduğu vakıf, ilk iş olarak eğitim kuruluşlarına 50 bin kitap aldı. Yasaklı yazarların eserlerinin de bulunduğu ekonomi, siyaset, sosyoloji kitapları kütüphanelere dağıtıldı. Kitaplar kapışılınca ardından ikinci ilginç hediye geldi. Fotokopi cihazı... Rejim bilgiyi tekelinde tutuyordu.
Açık Toplum Enstitüsü bunu delmenin yolunu, üniversitelere 200 fotokopi makinesi dağıtmakta buldu.
Soros, "Xerox"la devrim yapıyordu. GARİPTİR, Macaristan'daki olaylardan birkaç yıl sonra Ablyazov da aynı işe giriyordu!
Neyse...
Muhtar Ablyazov ve damadı İlyas Khrapunov sahne aldı. Damadın babası Victor Khrapunov ALMATI eski Belediye başkanıydı. Güçlü karakterdi.
İlyas üvey oğluydu! O da İSVİÇRE'ye kaçanlardandı...
Muhtar Ablyazov ve damadı İlyas Khrapunov'un uzun yıllardır yanında olan Esberdy Asauov'a görev verildi. 3 OCAK gecesi 6 bin protestocu ile meydanlardaydı. Hükümeti istifaya davet eden grup, bölgedeki iki hükümet binasının girişini yaktı. Olaylar daha da şiddetlendi. İddiaya göre KAZAKİSTAN'ın karışmasının kararı, Courchevel kayak merkezinde alınıyordu...
Muhtar Ablyazov sıradan biri değildi. İş yaptığı karakterlere bakıldığında Felix Sater'in de en yakınında bulunan isimlerden olduğu görülmekteydi...
"Doğal gaza ZAM GELDİ" diye başlatılan olaylar nerelere geliyordu.
"Enflasyon önümüzdeki 3 ay tavan yapacak..." diye konuşanları görünce dikkatli olmakta fayda var diye düşünüyorum...
NAZARBAYEV ve Kazakistan Devleti'nin ÇİN ile olan yakınlığı fitili ateşleyen asıl mesele gibi durmakta... "DIŞ GÜÇ nedir?" diye sorup cevap arayanlar dönüp KAZAKİSTAN'a bakabilir...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.