Çelik çekirdek!
GERİDE bıraktığımız haftayı bitirirken, son yazımda Windsor ile Habsburg HANEDANLARININ savaşını aktarmaya gayret ettim.
Etrafımızda ve içeride yaşanan pek çok olayın kaynağı bu çekişmeydi çünkü...
Bu yazıdan bir gün sonra Windsor ŞATOSU'nda garip bir olay gerçekleşti...
İngiltere Kraliçesi II.
Elizabeth'in Noel'i geçirmek üzere geldiği Windsor ŞATOSU'na ait araziye silahlı bir genç izinsiz girdi. 19 yaşındaki zanlının Southampton'lı olduğu ve yerel saatle 08.30'da kaleye girdiği açıklandı. Daha önce video çeken zanlının hedefinin KRALİÇE olduğu ilan edildi. Sık sık buraya taşıdığım önemli bir konu vardı!
BREXIT!
Kraliçe, Parlamento'nun kapanmasına bile onay verdi.
Hatırlayın! "BREXIT gerçekleşsin" diye.
Avrupa ile kopuş olduktan birkaç ay sonra gece yarısı Buckingham Sarayı'nda ilginç bir olay yaşandı. Gece uyku tutmayan Kraliçe gezintiye çıkıyor ve yakın koruması olan biri, II. Elizabeth'i tanımıyor silahına davranıyordu...
Kraliçe şans eseri kurtuluyordu! İngiliz medyası haberi böyle veriyordu... Gerçekte olay çok daha ciddiydi!
Günlük hayatımızda hiç şahit olmadığımız küresel bir savaş yaşanmaktaydı. Bunun bir tarafı KRALİÇE ELIZABEHT'ti!
Buckingham'daki silahlı koruma da Windsor'a tabancayla dalan genç de aynı kavganın unsurlarıydı. KRALİÇE TEHDİT ediliyordu...
Bu sancıyı içeride görmek istediğinizde de bakacağınız parametreler vardı.
Mesela...
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu; dün Merkez Bankası eski Başkanı İYİ Partili Durmuş Yılmaz ile ekonomi üzerine yorum yapan 4 isim hakkında suç duyurusunda bulundu... İYİ PARTİ ve Meral Hanım, KÜRESEL ANLAYIŞI temsil eden önemli bir siyasi isimdi. Durmuş Yılmaz'ın açıklamalarına da buradan bakmakta fayda vardı... "Peki küresel savaşın içerideki ikinci adresi neresi?" diye sorsanız cevap basitti! İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ...
İçişleri Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde çalışan yüzlerce personelin "terör örgütleri ile iltisaklı olduğu yönündeki ihbar ve tespitler üzerine" özel teftiş başlatıldığını duyurdu. Bakan Soylu, "Bu konu siyasi değil, bir güvenlik meselesi" dedi. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ise belediyede çalışan 86 bin personelin yanında olduğunu söyledi, Soylu'yu görevini yerine getirmemekle suçlayarak istifaya çağırdı.
İşinde gücünde olan insanlar bunu içeride yaşanan bir detay olarak görse de işin aslı böyle değildir... Türkiye, GEZİ EYLEMLERİ ve 17-25 Aralık operasyonlarını yaşadıktan sonra 15 Temmuz'a giden yol açıldı. DEVLET orada duruma el koydu.
Yeni DEVLET ANLAYIŞI Erdoğan'ın da içinde olduğu ilk dönemden farklıydı.
DEVLET KÜRESEL ANLAYIŞA YAKIN olan isimleri, örgütleri, grupları, dağıtıyordu.
Yeni rotasında bunlara yer yoktu. Tehdit olarak görüyordu.
Peki DEVLET bu kararı alıyordu da karşı taraf tamamen siliniyor muydu? Elbette hayır!
MUHALEFETİN tamamına yakını KÜRESEL ANLAYIŞI temsil eden HABSBURGLAR'ın güncelleştirilmiş yüzüne dokunan yapılardı...
İngiltere BREXIT ile AVRUPA'dan nasıl ayrılıyorsa Türkiye de 15 Temmuz'la AVRUPA'ya veda ediyordu... Ve bu savaşı iyice büyüten bir hamleydi... Zaten 15 Temmuz sonrası yaşanan gelişmelere bakınca pek çok kişi, AVRUPA'ya sığınıyordu. Bunu görmek zor değildi. Aynı şekilde Avrupa menşeili HANEDANLIĞIN ABD'ye uzanan kolu da devredeydi... İşte AVRUPA merkezli bu güç, KÜRESEL bir akımı sırtlandığı gibi Türkiye'de de MUHALEFETE ruh veriyordu. Muhalefet, ERDOĞAN'ı tasfiye ederek ülkenin konumunu BERLİNPARİS eksenine oturtmak istiyordu.
Oysa Erdoğan bunlarla olamayacağını görüp Londra'dan uzanan eli tutuyordu. Mesela bu mücadeleyi SOROS'a karşı sert çıkan Ankara'nın tutumunda görüyorduk.
Defalarca yazdığım gibi Erdoğan olsa da olmasa da, DEVLETİN İÇİNDEKİ ÇELİK ÇEKİRDEK muhalefete izin vermek istemezdi.
Ülkenin konumunun değişmesini istemezdi.
Çünkü çok zorluklardan sonra buralara gelinmişti.
CHP'li belediyelere TERÖR TEFTİŞİ yapılması, dövizdeki hareketlilik, ekonomistlerin yorumlarının BDDK'yı rahatsız etmesi, muhalefetin döviz üzerinden erken seçim talebi, TÜİK'e gidip kapıya dayanılması, Merkez Bankası'nı ziyaret etme gibi bütün adımlar en tepedeki bu DENGE ile ilgiliydi...
Türkiye'nin konumu son derece değerli olduğu için de ANKARA'nın koordinatları KÜRESEL DENGEYİ etkiliyordu...
Özellikle bölgeyi... Belli ki yeni yıla yüksek tansiyonla girip devam edeceğiz... Gördüğüm kadarıyla DEVLET AVRUPA MERKEZLİ oluşumlara göz açtırmak istemiyor.
Olan biteni anlamak için de siyasi isimlere temsil ettiği akım açısından bakmakta fayda vardı...
CHP'li belediyeleri de bu kadraja oturtun.
Ve öyle bakın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.