Ayrışma!
DAHA önce hiçbir döneme benzemeyen bir zaman diliminden geçiyoruz. Merkel görevi bırakmadan önce başka şeyler duymak isteyen insanlara, "2022
Covid-19'un en etkili yılı olacak. Aman dikkati elden bırakmayın...
Önümüzdeki yıl 2021'den çok daha zorlu geçecek" diyordu. Bu şimdilerde kapanmalara yasaklara dönüşüyordu. Tüm AVRUPA bu yasaklardan payını alıyordu.
Sanki bir akıl bir güç HÜKÜMETLERİN üzerinden HÜKÜMETLERE emir veriyordu. Uzaktan bakınca durum buydu.
Geçtiğimiz PAZAR günü Rusya Devlet Başkanı Putin'in de yer aldığı bir belgesel yayınlandı.
1991'de Sovyetler Birliği'nin çöküş dönemini anlatan Putin, olayı "Tarihsel Rusya'nın Sovyetler Birliği adı altında çözülmesi" olarak tanımladı. Batı ülkelerinin Rusya'dan daha fazla ülkenin ayrılacağına inandığını da ekledi. Asıl önemli olan kendi hayatıyla ilgili söyledikleriydi... "Bazen ek gelir edinmem gerekiyordu.
Arabayla, şoför olarak para kazanıyordum. Taksicilik yapıyordum. Dürüst olmak gerekirse o dönemden konuşmak nahoş ama durum buydu" ifadelerini kullandı.
Pandemiyle, sarsılan ekonomik kurallarla, savrulan güvenlik anlayışı ile çok şeyi kaçırıyoruz.
Enflasyondaki rahatsız edici yükseliş ve COVID- 19'un sürekli işkencesi, zengin ve fakir ülkeler ile halklar arasında daha da büyük bir uçuruma yol açacağı ortada. ABD'deki bazı düşünce kuruluşları 24 saat bu işlere kafa patlatıyor... Hazırlanan raporlardan birinde "En otoriter hükümet biçimlerinin nihayetinde en kırılgan olduğunu anlaşıldı.
Dünyanın ilk kapitalistkomünist deneyi olan Çin'in kayda değer yükselişi, kendi kendine neden olan bir dizi aksilikle karşı karşıya.
Başkan Cinping iç baskıyı ikiye katlıyor.
Komünist Parti'nin, Çin'in en başarılı şirketleri üzerindeki, özellikle de teknoloji alanındaki kontrolünü pekiştiriyor.
Bunu yaparken, onları uluslararası finans piyasalarından uzaklaştırıyor. Belki de Çin'in ekonomik mucizesini ortaya çıkaran pandayı öldürüyor..." notu düşülüyordu. Rusya da dosyada kendine yer buluyordu. "Vladimir Putin'in Rusya'sı, yükselen enerji fiyatları ile Suriye'den Donbas'a kadar jeopolitik kas esnetmeleriyle yürüyüşte olan bir ülke gibi görünüyor. Bununla birlikte, ekonomik yaptırımların ağırlığı, demografik zorluklar ve tamamen enerjiye dayalı bir ekonomi, Putin'in hayatındaki aşağılamaları geri alma arzusunu sekteye uğratacaktır..." ifadesi de kullanılıyordu...
ABD de ıskalanamıyordu elbette...
"Dış ve iç tehlikelerin, ABD'deki derin siyasi bölünme ve uluslararası çekingenliğin ortasında birleşmesi, herhangi bir etkili müdahale için zorluk seviyesini yükseltiyor...
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra küresel sistemi bir arada tutan yapıştırıcı olan Amerika Birleşik Devletleri, dünyadaki pek çok kişiye yapışmamış görünüyor.
Amerika, Çin'in veya başka birinin geleneksel küresel liderlik rolünün yerini almasını istemiyor ve sahneden çekilmiyor.
Ancak dünya meselelerini şekillendirmek için güncel ve etkili araçlar bulmakta zorlanıyor..." çıkarımı yapılıyordu.
Mart ayında ABD Başkanı Biden "Dünyamız bir bükülme noktasında.
Küresel dinamikler değişti.
Yeni krizler dikkatimizi gerektiriyor... Kesin olan bir şey var: Yalnızca en yakın müttefiklerimiz ve ortaklarımızla ortak davada çalışacağız. Kendi kalıcı ulusal güç kaynaklarımızı yenileyerek Amerikan çıkarlarını ilerletmeyi ve evrensel değerlerimizi korumayı başaracağız..." diye konuşuyordu...
Yani Biden ve ortakları olacaktı ve birlikte hareket edeceklerdi.
Şu an için görünen tabloda TÜRKİYE bu ORTAKLAR arasında değildi. Bunu, siyasetin her adımında görebiliyorduk.
Daha önceki gün TÜRKSAT 5B, Elon Musk'ın SpaceX firmasına ait Falcon 9 roketiyle uzaya gönderildi. Başkan Erdoğan, "Türkiye karşıtı lobilerin şantajına boyun eğmediği için şahsım ve milletim adına Musk'ı tebrik ediyorum" dedi.
Biraz geri dönelim...
ABD Başkanı Biden, dünyanın yörüngesinde 3 gün dolaşan ilk sivil astronot ekibini tebrik etmiyordu. Kutlamıyordu.
Bu sorunun kendisine sorulması üzerine Musk "UYKULU JOE" yanıtı veriyordu. Yani Trump'ın Biden için kullandığı ifadeyi yineliyordu! Trump Dünya Ekonomik Forumu'na röportaj verirken, Elon Musk için "O bizim büyük dahilerimizden biri ve dehamızı korumak zorundayız" diyordu.
Yine pandemi nedeniyle Kaliforniya'daki TESLA fabrikası tartışmalara neden olmuş, Musk vakit kaybetmek istemediğini söylemiş, Başkan Trump da destek vermişti:
"Kaliforniya, Tesla ve Elon Musk'a üretim tesisini açması için hemen izin vermeli. Bu çok hızlı ve güvenli bir şekilde yapılmalı..."
Başkan Biden, geleceğin elektrikli otomobilde olduğunu söylüyor ve BEYAZ SARAY'da büyük marka sahiplerini ağırlıyordu. Ancak TESLA davet edilmiyordu...
Ford, General Motors ve Chrysler gibi şirketler katılırken, TESLA gelmiyordu! Musk'ın, Biden'a yönelik hücumları da eksilmiyordu!
Biden, otomotiv işçileri sendikasında yaptığı bir konuşmada kendisini '180 yıl önce' Senato'ya seçtirdiği için sendikaya teşekkür etti. Dili sürçen Başkan, bu kez Musk'a takılıyordu!
Musk, izlediği bu konuşmanın altına "200 yaşındaki birisi için bile iyi görünüyor" ifadelerini kullanıyordu... Defalarca yazdığım gibi, ABD içinde başlayan AYRIŞMA, dünyanın her yerinde.
Türkiye TRUMP'ın, Elon MUSK'ın ABD'siyle yan yana. Biden ise çok uzak.
Bu ayrışmayı ve sonuçlarını çok değerlendirmek gereken bir dönemden geçilmekteydi. Çok sesliliğin elzem olduğu dönemdi çünkü... Fırsatlar kadar riskler de vardı...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.