ERGÜN DİLER

Yeni model

DÜNYA da, Türkiye de zor dönemden geçiyor. PANDEMİ bütün ezberleri alt üst etti. Kimsenin daha önceden tecrübe ettiği bir durum değildi bu.
THE ECONOMIST'in kapağına taşıdığı gibi "ENFLASYON" dünyanın temel sorunu haline geldi. Covid- 19'la başlayan süreç, ekonomiye resmen format atmaktaydı... Bir anda stok-etiket-zamkaraborsa- tedarik sorunu gibi kavramlar hayatımıza girdi... Ve kısa bir dönemde de gidecek gibi durmuyordu.
Türkiye kendi ekonomik formatını kendi atmaya çalışırken, haliyle içeride gündem ağırdı.
FAİZ-DOLAR-EURO-ENFLASYON hayatımızın merkezine gelip oturuyordu.
FAİZ-ENFLASYON arasındaki ilişki zaten aylardır herkesin konuştuğu bir konuydu.
Kimsenin elinde sihirli değnek yoktu. Alınan kararların bir günde sonucunu görmek mümkün olmuyordu...
Ancak yeterince yaşı olanlar hatırlayacaktır ki, Türkiye 10 yılda bir ekonomik türbülansa giriyordu. Basit bir ifadeyle ÜRETİP SATTIĞI, para verip ALDIĞINDAN azdı!
Dolayısıyla her zaman bir CARİ AÇIK meselesi vardı. Bugüne kadar kimse TÜRK İMZALI bir ekonomik model getiremedi.
Muhalefetteki 6 parti iktidara gelse yapacakları şey AK PARTİ'nin ilk döneminde olduğu gibi FAİZİ artırıp sıcak paranın önünü açmak olacaktı...
Uzun zamandır görüldü ki faizi artırarak yabancı paranın gelmesini sağlamak CARİ AÇIĞI tırmandırıyordu.
Değerli TL rekabet edemiyor, dolayısıyla üretip satamıyorduk.
Borçlanıyorduk yani!
Başkan Erdoğan eski modeli bırakıp ÜRETİM TEMELLİ bir frekansa geçilmesinin tam zamanı olduğunu gördü.
Çin'den kopacak üretim mekanizmalarının Türkiye'ye gelmesini de hesap ederek bu adımı attı. Pandeminin sonuçlarından biri buydu! Elbette bu dönüşüm bir günde olmayacaktı. Sancısı da kaçınılmazdı. Ancak Türkiye'nin üretmekten başka çaresi yoktu.
Çünkü CARİ AÇIK TEPEDE SALLANAN KILIÇ GİBİYDİ!
Bir örnek...
Daha doğrusu bir liste... ALMANYA-JAPONYA-ÇİN- GÜNEY KORE-HOLLANDA-TAYVAN- İSVİÇRE-SİNGAPUR- İTALYA- RUSYA-İSPANYA- DANİMARKA- İSVEÇ- İSRAİL-İRLANDA- HONG KONG-TAYLAND VE NORVEÇ... BU ÜLKELER cari fazla VERİYORDU. YANİ ÜRETİP SATTIĞI ALDIĞINDAN DAHA FAZLAYDI. Böyle OLUNCA kalkınma da beraberinde geliyordu, REFAH da ZENGİNLİK de... BU LİSTEDE en büyük olmasına rağmen bulunmayan tek ülke AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ'ydi...
İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI'nı kazanan ve dünyaya format atan ülkeydi. Japonya da Çin de ARAP ÜLKELERİ de CARİ FAZLALARINI ABD finans sisteminde değerlendiriyordu.
Yani bu ülkeleri İŞÇİ gibi kullanıyordu!
Savaşın ganimeti, kurduğu ekonomik sistemdi.
Kremayı bu nedenle onlar almaktaydı. Cari açık onlar için yakıcı konu değildi. Çözümü basitti. Çin de Japonya da petrol üreticileri de ABD'yi aralıksız fonluyordu. ABD tekti!
İkincisi yoktu! Türkiye bu yolu seçemezdi.
Ancak kendi yolunu da kuramıyordu. Rahmetli DEMİREL döneminde AÇIĞIMIZ çok azdı!
KÜRESEL SERMAYE işin içine giriyor ülke 1980'de DARBEYE gidiyordu. İstedikleri sistem kuruluyordu!
Sonrasında kimse bunu değiştirmedi! Düşünen bile tasfiye ediliyordu.
Dün iki ülke İNGİLTERE ve NORVEÇ faiz artırdı!
Norveç Merkez Bankası (Norges Bank) son üç ayda üçüncü kez faiz artırma kararı alarak politika faizini 0.25'ten 0,50'ye yükseltti.
Merkez Bankası Müdürü Oeystein Olsen, "Salgının gidişatı ve ekonomi üzerindeki etkileri konusunda ciddi bir belirsizlik var. Ancak ekonomik gelişmeler genel olarak öngörülerimizle paralel doğrultuda ilerlerse politika faizi muhtemelen Mart ayında tekrar yükselecek" dedi.
İngiltere de aynı kulvardaydı!
Enflasyon baskıları artınca, İngiliz Merkez Bankası dayanamadı ve politika faizini 0.10'dan 0.25'e yükseltti!
Adamlar faizi yükseltiyor ancak hala 1'e bile gelemiyorlardı... Peki herkes bunlar gibi miydi?
Elbette değildi! Yüksek faiz verenler de yok değildi!
Mesela Zimbabwe yüzde 60 faizle gidiyordu. Venezuela yüzde 56,86'le ikinciliği kimseye bırakmıyordu.
Bunları yüzde 38'le Arjantin, yüzde 27 ile Yemen, yüzde 20 ile Angola ve Liberya, yüzde 18.3'le Sudan, yüzde 18 ile İran, yüzde 17 ile Haiti, yüzde 15 ile Güney Sudan takip ediyordu. Bu listenin son üyesi Türkiye idi.
YÜZDE 14...
Yani Türkiye eskiden beri yürüdüğü yolda yürüyemezdi...
CARİ FAZLA VEREN ÜLKELER LİGİNE GİRMELİYDİ... Bu nasıl olacaktı? Bence tartışılması gereken buydu. Hangi yol ve hangi metotla? Sadece AK PARTİ değil, bütün siyasi partiler olaya böyle bakmalıydı! Ancak bakmıyorlardı. Zaten bakmayanlar Erdoğan'ı tasfiye için bastırıyordu.
Konu buydu...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.