ERGÜN DİLER

İptal

SON dönemde MUHALİF TAVRINI iyice keskinleştiren Kemal Bey "aday olacak mısınız?" şeklindeki bir soruya İTTİFAK karar verir anlamına gelen bir cevap verdi. Dün de "Demokrasi konusunda birlikte mücadele ettiğimiz, güçlendirilmiş parlamenter sistemi getirmek istediğimiz arkadaşlarımızla birlikte karar vereceğiz..." açıklaması yaptı. Meral Hanım zaten öteden beri PARLAMENTER sistemi savunuyor ve BAŞBAKAN OLACAĞINI iddia ediyor. Demirtaş da "Parlamenter sistem gelince tüm sorunlarımız bitecek anlayışı yanlış..." diye uzaktan frekans belirliyor... 6 parti zaten ana hatlarda aynı kulvarda buluşmuş durumda...
Ancak ben Kemal Bey'in aday olacağı konusunda emin değilim.
Hatta olmayacak... Şimdi net konuşmamasının nedeni bu. Gösterecekleri aday hem AK PARTİ'ye hem MHP'ye uzak olmayacak. Bana gelen bilgiye göre isim belli.
Yazsam kesinlikle kabul etmeyecekler. Erken!
Kritik gün gelinceye kadar da açıklamayacaklar...
Yazmak istediğim kimin ADAY olacağı değil!
Türkiye'nin kulvarı yol alacağı iklim ve ittifakları... Daha önce de yazdım, Erdoğan bıraksa emekli olsa da, Türkiye'nin rotasının değişmeyeceğini görüyorum.
Bir süre önce Birleşik Arap Emirlikleri'ni oradaki ABD baskısını ŞEYH'in zorda olduğunu, Türkiye ile temasların neden canlandığını aktardım.
ABD ile Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki SİLAH krizini, F-35 türbülansını da aktardım...
Başkan Trump, 23 milyar dolarlık silah satışı konusunda onay vermişti. Biden gelince önce inceleme başlattı.
Sonra ABU DABİ'yi arayıp resmen uyardı.
Üstü kapalı tehdit de vardı... F-35'lerin hemen verilmeyeceğini de iletti. Arada önemli sorunlar vardı.
ETİSALAT yani Birleşik Arap Emirlikleri'nin telekomünikasyon şirketi Çinli Huawei ile yürüyordu. Bütün alt yapısını yani 5G üzerinden Huawei'ye veriyordu. Bu hamle ile ABD'yi çılgına çeviriyordu. Bir de yapılan yeni liman içinde GİZLİ BİR ÇİN ÜSSÜ OLDUĞU BELGELERİYLE ABU DABİ'ye sunuluyordu.
Baskı üzerine liman inşaatı duruyor, ancak aradaki gerginlik bitmiyor aksine tırmanıyordu.
Oysa OCAK ayında Birleşik Arap Emirlikleri 50 adet F-35 tipi savaş uçağı ve 18 silahlı insansız hava aracı satın almak için anlaşma yapmıştı. Ve ısrar da ediyorlardı. Pentagon Sözcüsü John Kirby ise "Abu Dabi ile ortaklık, silah satışından daha stratejik ve karışık..." diyordu. Aradaki sorunu diplomatik dille anlatıyordu!
F-35'lerin üreticisi Lockheed Martin bastırıyor, ABD de Birleşik Arap Emirlikleri'ne yükleniyordu. ABD hem uçakları vermek istiyor hem de KULLANIM ŞARTLARININ ALTINI KALIN ÇİZGİLERLE çiziyordu.
Huawei ve 5G nedeniyle ÇİN'in bu uçakları rahat bir şekilde ele geçirebileceğini ileri sürüyordu.
Zaten oradaki ABD Üssü'nün, ÇİN İSTİHBARATI tarafından takip edildiğini söylüyordu. Ülkeye gelen GİZLİ GEMİLER ve GİZLİ UÇAKLAR hakkında dosya hazırlanıyordu. ABD tuttuğu bütün raporları sert bir tonda Şeyh Nahyan'a sunuyordu. İşin içinde TEHDİT de vardı!
Üst perdeden hem de...
Buna rağmen Birleşik Arap Emirlikleri geri adım atmadı.
Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan, Ankara'da Başkan Erdoğan'la bir araya geldi.
Ve bu anlaşmayı iptal etti!
Türkiye S-400 meselesi yüzünden ABD ile uzak düştü. Şimdi de ABU DABİ, Huawei nedeniyle ABD'den uzaklaşıyordu...
Bu adımlar büyük dengeyi bozacak hamlelerdi... Birleşik Arap Emirlikleri'nden sonra Suudi Arabistan da Türkiye ile yürümek isteyeceğini açıklayacaktı.
BÜYÜK DENGE bunu gerektiriyordu. Kısa süre içinde yapacaklardı...
Türkiye KORUMA KOLLAMA anlamında bir garanti de verecekti.
Ancak Türkiye'nin 2013'ten sonra yaşadıkları düşünülürse, KÖRFEZ'de de sıcak günlerin çok uzak olmadığı görülecekti. Belli ki çok önemli ataklar gelişmeler yaşanacaktı... Hatırlayın Fransız Olivier Dassault, BULUT SİSTEMİ ve 5G konusunda ÇİN ile yakınlaştığı için helikopteri düşüyordu. Aynı şekilde ÇEKYA'nın en ünlü ismi PETR KELLNER de Alaska'daki kayak tatilinden döndüğü sırada içinde bulunduğu helikopter düşüyor ve hayatını kaybediyordu.
Kellner de TELEKOMÜ- NİKASYON işinde önemli bir figürdü! Ve ÇİN ile yürümek istiyordu...
Yani 6 muhalif parti ADAYLIKTAN, PARLAMANTER sistemden söz ederken asıl yapmak istedikleri Erdoğan'ı tasfiye edip rotayı AVRUPA'ya doğru kırmaktı. Oysa orada Türkiye'yi nasıl bir gelecek bekliyordu?
Aksine 70 yıldır kapıda bekletilen bir Türkiye vardı. İçerideki mücadele Türkiye'nin KÜRESEL ROLÜ ile ilgiliydi. Dolar-euroaltın- faiz gündemiyle yatıp kalkılan bir yerde elbette bunları görmek ve anlamak kolay değildi.
Ancak gerçek gündem buydu!
NOT: The Economist dergisi, DÜNYA EKONOMİSİNİN TEHDİTLERİ ve ÇİN ÇÖKÜYOR MU kapağıyla çıktı!
Enflasyona vurgu yapması da önemliydi! Kavgayı mücadeleyi anlatıyordu çünkü...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.