Körfez atağı!
SINIR ihlali yapan RUS UÇAĞI vurulduktan sonra Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkiler kopma noktasına geldi. Krizin çözülmesinde rol alan Cavit Çağlar ilginç bir değerlendirme yaptı: "15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminden hemen önce Rusya ile Türkiye arasında mutabakat sağlanmasıydı, MOSKOVA darbecilere destek verirdi... Sonuç farklı olurdu..."
Cavit Bey gibi düşünen çok isim de var.
Biliyorum. Ancak ben böyle düşünmüyorum.
Gelin isterseniz KALKIŞMADAN girip bugüne ve daha önemlisi yarına bakalım...
Defalarca yazdığım gibi 2016 yılı, 2013'te başlayan kavganın sonuç alınma yılıdır! Öncelikle RUSYA önemli bir ülke olsa da dünyada oyun kuran ve bunun sonucunu alabilecek bir ülke değildir! Ekonomik yapısı da nüfus yapısı da tarihsel olarak uzandığı yerler de buna yetmez...
15 Temmuz'dan sonra Türkiye'ye ilk gelen isim daha önce de birkaç kez yazdığım gibi İngiltere'nin AVRUPA ve ABD'den Sorumlu Devlet Bakanı Alan Duncan'dı. Zaten buradaki krizi iyi yönettiği için MI6'in başına geçen Richard Moore'un katkısı inkar edilemezdi. Genel çoğunluk dünyanın tepesindeki ilişki yumağını anlamıyor.
Her olayı kendi içindeki aktörleriyle değerlendiriyor.
Durum böyle olunca pek çok şey eksik kalıyor...
15 Temmuz'dan sonra Türkiye'nin ABD ve AVRUPA ile ilişkisi başka bir frekansa geçti. Zaten kalkışmadan yaklaşık 2 ay sonra Erdoğan BM Zirvesi için ABD'ye uçtu. Orada çok önemli bir toplantı gerçekleşti... Toplantıda EMEA Citi İcra Başkanı James C. Cowles, Coxton Associates ortağı Jeff Enslin, Lazard CEO'su Ken Jacobs, Blackstone Başkanı Hamilton E. Jones, Warburg Pincus CEO'su Chip Kaye, Kissinger Associates'i temsilen Henry Kissinger, BBVA İcra Kurulu Direktörü Jose Manuel Gonzalez-Paramo, WL Ross and Co. Başkanı Wilbur Ross, BM Personeli Emeklilik Fonu Başkanı Carol Boykin, satranç ustası Magnus Carlsen ve temsilcisi Espen Agdestein ile Rotschild ailesi mensubu James Rotschild yer aldı.
Genel bakış açısı ile dünya üzerindeki her etkili YAHUDİ ismin aynı şeyi düşündüğü var sayılıyordu.
Ancak böyle bir şey yoktu... George Soros, Obama'yı Clinton'u, Biden'ı desteklerken TRUMP'a "GEÇİCİ FENOMEN" diyordu.
Aynı SOROS İsrail BAŞKANI Netanyahu hakkında YOLSUZLUK DOSYASI açtırıp soruşturma başlatabiliyordu... Obama, Netanyahu'nun yüzüne bakmazken Trump kapıda karşılıyordu.
Netanyahu'nun oğlu sosyal medyada Soros'u hedef alan bir karikatürü paylaşıyor ve olay hem İsrail'de hem de ABD'de büyük tartışma başlatıyordu. Eski Başbakan Ehud Barak "Netanyahu'nun oğlunun psikolojik tedaviye ihtiyacı var" diyerek tartışmaya katılıyordu.
Yani nasıl Washington- Londra- Moskova- Ankara İKİ PARÇA ise YAHUDİLER de böyleydi.
İşte 15 Temmuz'dan sonra Türkiye İNGİLTERE'nin başını çektiği grupla yan yana geldi. Diğer kanat 2010'dan beri operasyon yaptığı için aradığı ittifakı orada buldu.
Türkiye, Trump için "En büyük tehdit", "hilekâr ve sahtekar", "başarısız bir diktatör" diyen SOROS'un karşısında yer aldı...
Türkiye 15 Temmuz'u yaşıyor ve yolunu değiştiriyordu. İlk gelen İNGİLTERE oluyordu.
Onlar da DERİN ABD ile yeni dünyayı görüşmeye başlayalı çok olmuştu zaten. Brexit ile Avrupa'dan farklı bir yol çizen Londra, Ankara'nın etkisine sığınıyordu.
Orta Asya'dan Afrika'ya kadar olan kapıyı TÜRKİYE aralayacak, paylaşım hakkaniyetle olacaktı. Bu paylaşımla birlikte TÜRKİYE KÖRFEZ'den YETERİ KADAR fayda sağlayacaktı.
KÜRESEL SERMAYE, ABD'den AVRUPA'ya kadar Erdoğan'a karşıydı.
SOROS zaten gizlemiyordu. Ancak Erdoğan'ın gitmesi İngiltere ve DERİN ABD'nin kurduğu planın çökmesi anlamına gelmekteydi. Bu nedenle ERDOĞAN'a destek şarttı. Verilecekti. CHP Lideri Kemal Bey'in sık sık yaptığı "LONDRA" vurgusunun altında yatan gerçek buydu.
Washington-Londra arasındaki ittifak, Erdoğan'a KÖRFEZ'den destek olarak kendini gösterecekti. PETRODOLAR Ankara'ya uzak değildi. Karşı taraf da elbette boş durmayacaktı. KÜRESEL BİR MÜCADELE TÜM HIZIYLA SÜRÜYORDU...
Bu denge çok zor oluşmuştu. Bir günde kaybolacak gibi de değildi. Daha önce de altını çizdiğim gibi ERDOĞAN SIKILSA "YORULDUM
BIRAKIYORUM" dese bile yerine bugünkü politikaları sürdürecek isim gelecekti.
Kendini içeriye fazla kaptıranlar bunu ıskalıyordu. İsimler önemli olsa da sistem bir adım öndedir...
Erdoğan bıraktığı zaman "Torunlarımla vakit geçireceğim" dediği zaman AK PARTİ değil, İNGİLTERE ve DERİN ABD kaybedecekti.
AVRUPA MERKEZLİ KÜRESEL ANLAYIŞ ZAFER İLAN EDECEKTİ. Ve bunun inanılmaz KÜRESEL sonuçları olacaktı...
Dönelim başa... Cavit Bey'in yanlış bildiği de buydu. RUSYA 15 Temmuz'a destek veremezdi. Çünkü Soros, Putin'i de sevmiyordu... Yani Erdoğan öyle kolay kolay mağlup olacak bir lider değildi... Sanırım ıskalanan bu...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.