Abu Dabi
ÜÇ gün önce bir dostum aramış.
Ulaşamamış. Önceki gün bir daha denemiş. Yine olmamış. Dün de arayıp not bırakmış. Bilgi elime geçer geçmez hemen döndüm.
Selam vermeden söze girdi: "SENİN ZAMANIN YOKTUR. FAZLA VAKTİNİ ALMAK İSTEMEM" diyerek...
Öyle akıcı konuşuyor, öyle vurgular yapıyordu ki nefes almadan sözünü kesmeden dinliyordum...
Çünkü anlattıkları filmlerde bile olmazdı! Olsa inanmazdık!
Birkaç dakikada olan biteni özetledi. Şaşırıp kalmıştım.
Telefonu kapattıktan sonra "Hadi ya! Bu neydi şimdi" dedim...
Sanırım tek bir cümle çıktı ağzımdan! "BUNLARI YAZAYIM MI?" diye fısıltıyla sordum. "Sen bilirsin" şeklinde cevap verdi. Telefon kapandı.
Dostum hattan çekildi.
Birkaç dakika soluksuz kaldım "Ne yapabilirim?" diye düşündüm. Elimi hemen telefona attım. "Kim bana yardım edebilirdi" sorusunun peşinden yuvarlanıyordum. Birkaç yere ulaştım. Sanırım TELEFONDAYIZ diye "YAZABİLİRSİN" demiyorlardı... Ama doğrulatmadan da yazmak istemiyordum.
YÜZDE 100 DOĞRULATAMASAM DA "İDDİA" diye gündeme getirmenin akıllıca olduğunu düşündüm...
Konu BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ'ydi...
Türk askeriydi. NAHYAN AİLESİYDİ. DARBEYDİ!
İşte dün yaptığım görüşmelerin tek bir DÖKÜM halindeki özeti...
Bakalım sevecek misiniz?
İşte Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayid Al Nahyan'ın "ACİL KOD'UYLA ANKARA'ya GELİŞİNİN" perde arkası...
ABD Başkanı Trump görevinin son günlerinde önemli bir anlaşmayı onayladı. Attığı imza ile Abu Dabi yönetimine 50 adet F-35 tipi savaş uçağı ile 18 adet MQ-9 Silahlı İnsansız Hava Aracı'nın satışına izin verdi. Anlaşmanın içinde özel mühimmat da vardı! 10 milyar dolarlık bir anlaşmaydı bu... Trump'ın attığı imzanın gereği yerine gelecekti. Ancak Bob Menendez ve Dianne Feinstein gibi etkili isimler yeni Başkan Biden'ı etkiledi.
Hava bir anda döndü.
Biden "DEMOKRASİ ÖZGÜRLÜK ve kapalı yönetim" vurgusu yaparak satış hakkında inceleme başlattı. Haliyle ABU DABİ şoke oldu. Nisan ayında ise gelişmelerde biraz gevşeme görüldü. Bütün adımlara rağmen SATIŞ yine gerçekleşmedi. Üstelik PAKET 10 milyar dolardan 23 milyar dolara çıkmasına rağmen. KASIM'ın başı gibi ise SATIŞ DURDURULUYORDU.
Hatta Suudi Arabistan bile kapsama alanına alınıyordu...
Heyecanlı yere daha gelmedik... Devam...
Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Nahyan ziyaretten önce çok yakın bir adamını ACİL KOD'UYLA Ankara'ya yolladı. Mesaj BEŞTEPE'ye iletildi.
Aradaki kişi tek bir cümle iletiyordu: "NAHYAN HEMEN BURAYA GELMEK İSTİYOR! HAYATI TEHLİKEDE... TEK ÇARE SİZSİNİZ...
Haliyle bu sıradan bir mesaj değildi... Önemli bir ülkenin önemli bir ismi gelmek istiyordu. Hem de ACİL OLARAK..
"Hayır" denmedi. Atladı uçağa geldi... Birleşik Arap Emirlikleri imza atıldığı halde F-35'leri ve diğer silahları alamıyordu. ABD tarafı sıkıntılıydı. ABU DABİ yakınlarında ÇİN bir liman inşaatına girişmişti. Bir hafta önce CNN "İnşaat durduruldu" şeklinde yayın yaptı.
Ancak sıkıntı konuşulanların çok dışındaydı.
Liman'a gelen ÇİN'e ait iki küçük gemi büyük sorun teşkil ediyordu. Bir de aynı zaman diliminde ÇİN'e ait iki uçak gizli bir şekilde ABU DABİ'ye iniyordu. ABD istihbaratı olanları izliyor ve gerilim tırmanıyordu.
ABD'ye göre ÇİN limanda bölgeyi ve ABD'yi izlemek için TEKNİK ALT YAPI oluşturuyordu.
Ve bundan birinci derecede sorumlu olarak NAHYAN AİLESİ'Nİ görüyordu. Bunun üzerine ABD'li bir temsilci makam aracına atlayıp yanındakilerle birlikte SARAY'a gitti.
NAHYAN AİLESİ ve devlet oradaydı. ABD'li isim sesini yükselterek "Neler olup bittiğini biliyoruz. Her şeyi yakından izliyoruz. Bu koltukta oturamazsınız. Sizi yollar demokrasiyi getirir, faturayı ödersiniz..." diyordu.
Yani ABD ÇİN'in bulduğu alandan dolayı NAHYAN AİLESİ'Nİ tehdit ediyordu.
Haliyle DİPLOMASİ KURALLARININ DIŞINA çıkılıyordu. Ve ABU DABİ titriyordu.
ABD enselerindeydi... Tek seçenekleri ANKARA'ya koşmaktı. Hayati tehlike kapıdaydı. DARBE gelmekteydi.
Ankara hemen dereye girdi. KATAR'daki TÜRK ÜSSÜ'nden acil olarak 3 tim ABU DABİ'ye kaydırıldı.
Çok sayıda DRONE da yollandı. NAHYAN AİLESİ 24 saat kontrol ediliyordu. HAVADAN ve KARADAN KORUMAYA alınmıştı. Güvendeydi. Aile nefes alabilmişti... Ancak ABD'nin husumeti devam ediyordu. TRUMP'ın onayladığı ancak Biden'ın askıya aldığı silah satışındaki PÜF nokta ise F-35'ti.
ABD'li istihbaratçılar "Uçakları teslim ettiğimiz an ÇİN bütün bilgileri anında alacak. NAHYAN bunu engellemeyi bırakın tem tersi destek olacaktır" raporu veriyordu.
Zaten bu da ilişkilerin kopmasına DARBEYE kadar gidecek yolun açılmasına neden oluyordu... Hem yapılan limandan SİNYAL TOPLAYAN ÇİNLİLER hem de alınacak F-35'ler üzerinden PEKİN'e gidecek bilgiler bomba gibi KÖRFEZ'e düşüyordu...
TEHDİT de gelince düne kadar Türkiye karşıtı pozisyon alan Birleşik Arap Emirlikleri çareyi ANKARA'da buluyordu...
Ziyaretin perde arkası kabaca böyle. Daha çok ayrıntı var. Ancak başta da belirttiğim gibi YÜZDE 100 DOĞRULATMA ŞANSIM olmadı. Yine de konuyu bu haliyle de "kayıtlara geçsin" diye paylaştım...
Eğer aktarılanlar doğruysa ORTA DOĞU'da taşlar yerinden oynayacaktı. Şok şey olacaktı ... Bakalım görelim...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.