SIK sık yazıyorum, ancak tam olarak anlaşıldığını düşünmüyorum. EZBERLE, FORMA AŞKIYLA yürüyen çok insan var. Oysa gerçek bunların dışında.
ŞABLONLARA inanan ve silinen çok büyük kitleler var. Türkiye'de de... Devamlı olarak sözünü ettiğim İKİ EKOL her yerde mevcut!
ABD'li dostum bir ara PENTAGON'DAKİ ŞÖVALYELERİ SAYMIŞTI.
İnanamamıştım.
Ne isimler vardı içlerinde. Küçük bir kısmını yazabilmiştim.
Bu büyük kuruluşlarda da siyasi partilerde de böyledir.
İKİ EKOL de karşı blokta adam tutmak ister. Öteden beri. Bu nedenle isimlere değil, olaylara bakarak gitmek daha doğru bir rota verir.
Türkiye'de gündem HAYAT PAHALILIĞI, DÖVİZ KURLARI ve FAİZ ORANLARI.
İşinde gücünde olan insan "YARIN NE OLUR?" sorusunun cevabıyla yaşıyor.
Ki haklı. Ekonomistler işin ekonomi kısmını yazıyor.
Oraya girmeye niyetim yok. Ben FAİZ ve DÖVİZ KURU üzerinden verilen mücadeleyle ilgiliyim. Gelin güncele SİYASET üzerinden ilerleyelim...
Bir sabah bir de baktık ki BELARUS'ta binlerce GÖÇMEN sınıra yığılmış AVRUPA'ya girmek istiyor.
Haliyle Avrupa panikte.
Rusya nerede? Belarus'un hemen arkasında! İten o! Daha önce Afrika'ya bakalım. İnsanlar teknelerle botlarla gemilerle nereye gitmek istiyordu? Elbette AVRUPA'ya. Peki Suriye'deki savaştan sonra neresiydi adres? Yine AVRUPA...
Yani SOROS'un BREXIT'i, AVRUPA'NIN SOVYETLER GİBİ YIKILACAĞINA YORMASI BOŞUNA değildi.
Bir akıl bir güç AVRUPA'yı KAVİMLER GÖÇÜ GİBİ BİR AKIMLA İÇERİDEN KEMİRİYORDU...
Belarus sınırında yığılan insanlar Türkiye, Irak, İran, Afganistan ve Suriye'den geliyordu. Dubai gibi Cidde gibi şehirlere ya da Bahreyn gibi zengin ülkelere giden yoktu. Kaldı ki bunlar MÜSLÜMAN ülkelerdi. Yok!
Hepsi AVRUPA'ya gitmek istiyordu... Bir akıl bir güç AVRUPA'yı SOROS'un dahice altını çizdiği şekilde DAĞITMAK istiyordu.
ABD-İNGİLETRE arasındaki bu akıl BREXIT'ten sonra AVRUPA'nın fişini çekmek niyetindeydi. Türkiye'nin Paris-Berlin hattından kopuşu da bu tarihlere denk gelmektedir. AK PARTİ AVRUPA'dan koptuğu için Ahmet Davutoğlu-Ali Babacan gibi onca isim parti ile yolları ayırdı. 7 Haziran'dan sonra da görüldü ki Davutoğlu ile Kılıçdaroğlu arasında derin bir ayrılık yoktu. KOALİSYON hazırdı.
Bahçeli "hemen seçim" diyerek olası koalisyonu bozdu. Erdoğan zaten istemiyordu. İYİ ya da kötü diye bir şey yoktu! TERCİH vardı.
AK PARTİ'nin içinden kopan önemli isimler gibi Kemal Bey'in CHP'si, İYİ PARTİ, HDP, SAADET, AVRUPA'ya yakın oluşumlardı. Kötü mü? Tabii ki değil. Ancak AVRUPA'nın TÜRKİYE'ye ve Türkiye üzerinden dünyaya bakışı farklıydı. Bizler bunu içeride sembollerle forma renkleriyle tartışıyorduk, Çocuklar gibi...
Erdoğan'ın AK PARTİ'si ile Bahçeli AVRUPA'ya uzak, İNGİLTERE'ye yakındı. Trump seçildiği zaman kutlamaya ilk giden İngiltere Başbakanı Theresa May'di. Kraliçe mektup yolluyor, dönüşte doğrudan ANKARA'ya geliyordu.
Başkan Erdoğan'da 15 TEMMUZ'dan sonraki en önemli ziyaretini Londra'ya yapıyordu. Aslında gazetelerde televizyonlarda görünmeyen bir AĞ vardı ve bu canlanıyordu... Bu AĞ'daki güçler KÜRESEL SERMAYEYE karşı tavır alıyordu. Yani AVRUPA'dan çıkarak ABD'ye uzanan ve dünyayı saran yapıya... Mesela Obama da Biden da SOROS da bu yapının önemli isimleriydi...
Döviz-faiz ve hayat pahalılığı üzerinden ERDOĞAN'ı köşeye sıkıştırmaya çalışan figürlerin hepsi, AVRUPA'yı yanlarında gören ve görmek isteyenlerdi.
AK PARTİ-MHP dışındaki bütün partiler AVRUPA'nın içinden yükselirdi.
Ve dünyaya buradan bakarlardı. OSMANLI'da da aynı frekanslar vardı... OSMANLI'nın ALMANLARLA birlikte dünya savaşına girmesinin nedeni neydi? BİR ve İKİNCİ DÜNYA SAVAŞLARI neden ALMANYA ve İNGİLTERE arasında oluyordu? Ezberden fırsat bulunamadığı için bizlere okullarda bunlar okutulmuyordu! Gerçek güç sahiplerini bilmiyoruz.
Iskalıyoruz!
BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed el Nahyan Türkiye'ye geliyordu. Birileri bilerek ya da bilmeden RAHATSIZ oluyordu. KÖRFEZ'deki ülkeler uzaktan komut alırdı.
AVRUPA merkezli, yani KÜRESEL FİNANSAL ATAK OLUNCA bu gücün karşısında yer alan diğer güç TÜRKİYE'ye destek için NAHYAN'ı yolladı.
Belki yarın SUUDLAR da gelecekti. Gelenlerin çok istemesi ya da hiç istememesi önemli değildi. EKOLLERİN içindeki KARAR ALICILAR konuşurdu! Bizler de bunu eylemlerle görürdük.
Türkiye'ye karşı başlatılan KUR atağına KÖRFEZ'den destek yollayan bir güç vardı. Konuya böyle bakılması gerekiyordu.
Ancak biz kavgayı severdik.
Kapışıyorduk.
Erdoğan TÜRK LİDERLERİ TOPLADI DÜNYAYA FOTOĞRAF verdi. O karede Macar Başbakanı ORBAN da vardı.
SOROS'la daha doğrusu KÜRESEL SERMAYE ile kapışıyordu. Soros'un okuttuğu biri olmasına karşın.
MUHALEFET dört bir koldan Erdoğan'a karşı cephe açacaktı. NET! Çünkü Erdoğan'ın kazanması AVRUPA'nın kaybetmesi anlamına geliyordu.
Muhalefetin kazanması ise İNGİLTERE'nin ADA'ya hapsolması demekti!
Aslında içinden geçtiğimiz bir DÜNYA SAVAŞI...
Anlamıyoruz. AK PARTİ- MHP ittifakını yerel bir unsur gibi görüyoruz. Muhalefeti de... Değil hiç değil...
Avrupa merkezli KÜRESEL akım ANKARA'yı faizle KUR'la yokladı. Yine yoklayacaktı.
KÜRESEL SERMAYE'nin vurmak istediği koordinatlar, PETRO-DOLAR'la takviye edilecekti. PETROL fiyatlarının artması da İKLİM DEĞİŞKLİĞİ konusu da savaşın diğer cepheleriydi... Altını tekrar çizmekte fayda var. İçinden geçtiğimiz dönem DÜNYA SAVAŞI... SAFLAR da rotalar da net!