Xerox devrimi!
OLAN bitene iyi bakmak gerektiğini düşünüyorum. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu son dönemde garip bir şekilde vitesi artırma gayreti içine girdi.
Mesela bürokratları uyardı, tehdit etti.
Yetmedi, "Daha önce gelen tezkerelere evet demiştik, ne oldu, ne yaptılar?" çıkışı yaptı. Rusya'yı işaret ederek "EGEMEN GÜCÜN KAPISINA
GİTTİLER" diyerek Ankara'yı eleştirdi.
CHP'nin tezkere ile ilgili çıkışlarından sonra Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar " Mehmetçiğin morale ihtiyacı var. Bu ordu bizim ordumuz, bu orduya sahip çıkılması lazım. Günlük siyasetin dışında tutulması lazım..." dedi. Bence Kemal Bey doğrudan ORDUNUN içine mesaj yolluyor, hatta Hulusi AKAR'ı dolaylı yoldan sıkıştırıyordu.
Akar da bunu anlıyor HASSASİYET talep ediyordu... Kemal Bey'in RUSYA'yı açıktan hedef alması, üzerinde düşünülmesi gereken bir noktaydı!
Açalım... Eskiyi hatırlayıp gidelim...
5 ya da 6 yıl önceydi.
Bir haber kanalında tansiyon yükseliyordu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Açık Toplum Enstitüsü kurucusu George Soros'un desteklediği TESEV'in 183 nolu kurucu üyesi olduğu yönündeki iddialar tartışılıyordu. Gazeteciler bu hararetli programı sürdürürken içlerinden biri noktayı koyuyordu:
Kemal Bey TESEV'e üye olduğunu, ancak çalışmalara hiç katılmadığını açıkladı...
George Soros, dün olduğu gibi bugün olduğu gibi yarın da TÜRKİYE'nin gündeminde olacaktı.
Bu net... Şili'de, Güney Afrika'da, Ukrayna'da, Gürcistan'da, Sırbistan'da, Kırgızistan'da ve Çin'de olmuştu. Türkiye'de de olacaktı...
Morton Abramowitz'e göre "Amerika'da kendi dış politikası olan ve bunu uygulayabilen tek adam"dı Soros... İngiliz para biriminde düşüşü öngörüp 10 milyar dolarla oynayan ve bir günde 1 milyar dolardan fazla kazanan SOROS, kendini iki lider üzerinden tanımlıyordu. "Bank of England'ı batıran adam" olarak ün salan SOROS "Ama gurur duyduğum bir şey var!
Hem Bush hem Putin benden aynı oranda nefret ediyor..." diyordu.
Soros ailesiyle daha doğrusu BABASININ öngörüsüyle MACARİSTAN'dan Londra'ya kaçıyordu.
Almanlar (NAZİLER) ile Ruslar arasında bir fark görmeyen BABA, doğru yolun Londra'dan geçtiğine inanıyordu. George Soros, 17 yaşında London School of Economics'e girdi.
Orada hayatını kökten değiştirecek filozofun öğrencisi oldu. O isim Karl Popper'dı...
AÇIK TOPLUM buradan geliyordu yani...
Soros bu stratejinin açılışını 1984'te doğduğu yer olan Macaristan'da yaptı.
Kurduğu vakıf, ilk iş olarak eğitim kuruluşlarına 50 bin kitap aldı. Yasaklı yazarların eserlerinin de bulunduğu ekonomi, siyaset, sosyoloji kitapları kütüphanelere dağıtıldı.
Kitaplar kapışılınca ardından ikinci ilginç hediye geldi. Fotokopi cihazı... Rejim bilgiyi tekelinde tutuyordu.
Açık Toplum Enstitüsü bunu delmenin yolunu, üniversitelere 200 fotokopi makinesi dağıtmakta buldu.
Yaşanan "Xerox devrimi"ydi. Böyle tanımlıyordu. Sonra ÇEKOSLAVAKYA'dan ÇİN'e kadar uzanan hat üzerinde hamle üstüne hamle yapacak kadar kudretli bir isim oluyordu... RUSYA ise olmazsa olmazdı!
1987'de, parası ödenmediği için yurtdışına gitmeye hazırlanan Rus bilim adamlarına 100 milyon dolar destek verdi.
Ardından "Eğitimi, Marksist-Leninist dogmadan kurtarmak için" yeni kütüphaneler açılmasını istedi. İlk olarak öğretmenlerin eğitimi için 100 milyon dolar bağışladı. Rusya'yı internete bağladı. İlk yılki bağış miktarı 5 milyon dolardı. Bu rakam kısa zamanda 350 milyon dolara çıktı. Soros fonlarından yararlanan Rusların sayısı 5 milyonu buluyor ve Moskova'da tek büroyla başlayan Vakıf, 156 Rus kentinde şube açma başarısını yakalıyordu.
Bunları neden hatırlatıyorum? Kavganın dün başlamadığını, yarın da bitmeyeceğini bildiğim için... Ünlü para sihirbazı Soros, AÇIK TOPLUM'un anavatanı olarak ABD'yi görüyordu. Oradaki tehlike BUSH'tu, Trump'tı. Rusya'da Putin, Türkiye'de Erdoğan'dı...
Kendisini devletlerin üzerinde görüyor ve tanımlıyordu.
Dün fotokopi makinaları vardı şimdi sosyal medya... Daha etkili daha kapsamlı daha hızlı... Savaşın yeni alanı yani...
Bu çerçevede Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden 9-10 Aralık 2021 tarihlerinde ev sahipliği yapacağı Demokrasi Zirvesi'ne Türkiye, Azerbaycan ve Macaristan'ı davet etmedi. Ne kadar ilginç değil mi! Malum, Macaristan bugün yönetimiyle SOROS'a savaş açmış durumda.
Kaldı ki BABA OCAĞI olduğu için SOROS için çok ama çok önemli bir ülke. Türkiye ya da Azerbaycan için durum farklı değil.
Soros'un istemediğini Biden da istemiyordu.
Kemal Bey'in ya da muhalefetin izlediği politikalar ile Biden'ın "DOSTLARIMIZLA İKTİDARA GELECEĞİZ" sözlerini unutmadan yan yana değerlendirmekte fayda var. Mücadele bu çünkü...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.