ERGÜN DİLER

Kim kazandı

OLAYLARA biraz daha geniş bakabilirsek GÜNCEL tartışmaların dışında kalır, "ASLINDA NELER OLUYOR?" sorusunun cevabına yaklaşmış oluruz...
Binlerce kez yazdım!
"Türkiye çok değerli bir ülkedir. Öyle kolay kolay kimse gözden çıkaramaz" diye... Başkan Erdoğan, AFRİKA dönüşü OSMAN KAVALA olayı nedeniyle 10 BÜYÜKELÇİ'yi hedef tahtasına koydu. "Kimse ülkeme karışamaz. Kimse talimat veremez" dedi.
ABD, Almanya ve Fransa'nın da aralarında olduğu 10 ülkenin Ankara büyükelçilikleri ortak bir açıklamayla Osman Kavala'nın serbest bırakılmasını istedi. Dışişleri Bakanlığı devreye girdi.
Büyükelçiler uyarıldı.
Bakanlık "Hadsiz açıklama kabul edilemez" dedi.
Ortada ABD, Fransa, Almanya, Hollanda, İsveç, Norveç, Finlandiya, Danimarka, Kanada ve Yeni Zelanda'nın İMZA ATTIĞI bir bildiri vardı... Az şey değildi!
Oysa takip edenler bilir ki ilk günden bu yana başka şeyler yazıyordum!
Genel çoğunluğun tam tersi!
Uzaktan bakıldığında, bir de muhalif kesim takip edildiğinde Erdoğan'ın gittiğini, hükümetin yıkıldığını, yargılamaların başladığını, bazı isimlerin yurt dışına kaçtığını, yeni bir dönemin başladığını görüyordunuz. Devlette GÖREV yapmış çok sayıda isim de böyle düşünüyordu! Olacak iş değildi ancak durum böyleydi! Bana gerçekten çok ilginç geliyordu! Ya bu insanlar gerçeği göremiyor ya da açıktan husumet güdüyorlardı. Bilemem.
Ancak durum onların anlattığı gibi değildi! Haklı çıkmak ya da çıkmamak hiç önemli değildi.
GİDİŞATI GÖRMEK değerliydi!
10 BÜYÜKELÇİ yani 10 ülke geri adım attı: ASLA SİZİN İÇ İŞLERİNİZE KARIŞMAYACAĞIZ...
İlk açıklamayı yapan ABD tarafıydı. Diğerleri de katıldı. Beştepe de gelen açıklamaları "OLUMLU" buldu. Böylece OSMAN KAVALA üzerinden başlayan kriz çözüldü...
Oysa gerçekler daha başkaydı! Dünya değişiyor, dengeler yerinden oynuyordu. Geçtiğimiz hafta yazdığım gibi BÜYÜK GÜÇLER isimler üzerinden siyaset yapmaz.
Umurlarında bile olmaz.
Günlük açıklamalarla İLİŞKİYİ korur gibi yaparlar. Yani OSMAN KAVALA hiç önemli olmazdı bunlar için. Ya da bir başkası. Önemli olan ÇIKARLARDI! "DOST YA DA DÜŞMAN YOK SADECE AJANDA VAR" felsefesi hakim olurdu...
KOBANİ OLAYLARINI hatırlayın! ÇİN'den Hava Savunma Sistemi almayı düşündük. Ülkeyi karıştırdılar. 50'den fazla insanımız hayatını kaybetti. Olaylar dünyanın manşeti oldu. Son tahlilde Türkiye'nin ÇİN ile yakınlaşmasının önüne geçildi. Sonra gidip RUSYA ile S-400 anlaşması yaptık. Haliyle pekçokları BÜYÜK tepki bekliyordu!
Oysa gelmesi gereken tonda tepki geliyordu.
YAPTIRIMLAR masadaydı ancak ÇİN ile olan yakınlaşmaya verilen tepkilerin çok ama çok altındaydı. Kağıt üzerinde bir tesiri vardı. O kadar!
Şimdi güncele gelelim!
2020 rakamları ortada.
Türkiye'nin en büyük TİCARET PARTNERİ AVRUPA BİRLİĞİ...
Türkiye ve AVRUPA arasında büyük bir ivme kazanan ticaret hacmi 2020 yılında 143 milyar dolar olarak gerçekleşti.
AVRUPA, 70 milyar DOLAR'la ihracatımızın yüzde 41.3'nü kapsıyordu!
AVRUPA'nın ihracatında ise TÜRKİYE ALTINCI sırada yer almaktaydı!
Eğer 10 ÜLKE OSMAN KAVALA nedeniyle gerçekten ilişkileri bitirmeyi GÖZA ALSALARDI ilk atacakları adım TİCARET üzerinden, PARA üzerinden olurdu. Bu onları da bizi de sıkıntıya düşürürdü!
Ancak asla ve kat'a niyetleri bu değildi.
Olamazdı. Çünkü geçtiğimiz hafta da yazdığım gibi NATO ve G7 ZİRVELERİNDEN sonra ÇİN'den bazı sektörlerin çıkması gerekiyordu.
Brezilya gibi Meksika gibi TÜRKİYE'ye de gelecekler vardı. Zaten AVRUPA BİRLİĞİ GELECEĞİNİ ÇİZERKEN TÜRKİYE'YE STRATEJİK ÖNEM
VERMEKTEYDİ.
Pandemi ile kopan TEDARİK zincirleri büyük ders olmuştu. Şimdi yakına yani TÜRKİYE'ye taşıyacaklardı. Türkiye de ÜRETEN ve kazanan ülke olacaktı. Dövizdeki dalgalanmalar da Türk ürünlerinin tercih edilmesi için gerekliydi. Türkiye AVRUPA'ya yakın olduğu için hem nakliyeden hem kaliteden hem uygun fiyattan dolayı vazgeçilmez olacaktı. Böyle bir dengede ENERJİ FİYATLARI Türkiye'yi zorlayabilirdi.
Sonuçta enerji DOLAR'la alınıp satılıyordu! Artan maliyet ihracata olumsuz yansıyabilirdi.
Belki bu nedenle Başkan Erdoğan bu yıl üçüncü kez AZERBAYCAN'a gidiyordu. GAZ'ı garantiye almak için!
Türkiye kendi rolünü bildiği için EVİN İÇİNE KİMSEYİ KARIŞTIRMIYORDU.
Kabaca olan biten buydu!
Bence yeni dengede, yeni oyunda Türkiye "FABRİKA" rolünü üsleniyordu. Ürettikçe üretecekti! Avrupa bir yandan enerji ile RUSYA'ya, diğer yandan ürettikleriyle TÜRKİYE'ye bağlanıyordu... Onlar da bundan mutluydu. Şirketleri sırayla buraya gelecekti.
İHRACAT ARTACAK, PAHALI DÖVİZ NEDENİYLE İTHALAT AZALACAKTI. İthalatı azaltıp içeride çözümler üretilecekti. Yerli-yabancı ortaklıklar ile...
Türkiye bu rolü taşırken ÇİN bir şekilde budanıyordu! Kontrol edilir hale geliyordu!
Konu kabaca böyleydi.
Muhaliflerin olaylara bir daha bakması gerekmekteydi! GAZ vererek olmuyordu bu işler... Siyaseti büyük denge ve PARA'nın dışında okumaya kalkılırsa eksik ve yanlış olurdu! Dengeleri değiştirecek (SAVAŞ GİBİ) beklenmeyen bir olay olmazsa 2023'ü Erdoğan şimdiden kazandı... Sanırım Meral AKŞENER bunu gördüğü için "BAŞBAKAN OLACAĞIM" dedi...
Olmayan bir makama talip oldu!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.