GEÇTİĞİMİZ gün ABD Maliye Bakanlığı, "Ülkenin küresel terör, uyuşturucu kartelleri ve diğer tehditlerle mücadele etmek için son 20 yılda başvurduğu ekonomik ve mali yaptırımların, hızla değişen finans dünyasına uyum sağlaması gerekir" açıklaması yaptı. 11 Eylül 2001 saldırılarından hemen sonra uygulanan yaptırım sayısı 912 iken 2021'e gelindiğinde bu sayı 9 bin 421'e çıkıyordu. YAPTIRIMDAN geçilmiyordu anlayacağınız...
Maliye Bakanlığı "YAPTIRIMLARLA" ilgili önemli bir noktaya geliyordu! DERİN ABD şunu söylüyordu "Dijital para birimi, alternatif ödeme platformları ve mali işlemlerin gizlenmesi için kullanılan yöntemler, ABD'nin yaptırımlarının etkinliğini azaltma potansiyeline sahip. Bu teknolojiler, kötü niyetli unsurlara, geleneksel ABD doları bazlı mali sistemin dışında para tutma ve para transferi yapma imkanı tanıyor..."
Yani ABD DERİN DEVLETİ KRİPTO PARA İŞİNE YÜKLENECEKTİ!
Fısıltılarla açıklananı şimdi YÜKSEK SESLE İLAN EDİYORDU! Önce YASAL OLMAYAN YOLLARLA DOLAŞAN PARAYI TAKİP EDECEKTİ. KONTROL SAĞLAYACAKTI. Zor olan buydu. Ardından kripto PARAYI tamamen kabul ettirip DOLAR'ı istirahate çekecekti. Yeni, yepyeni bir oyunu sahneye koyacaktı.
Borçlarından kurtulduğu gibi DİJİTAL TABANLI para ile en az bir yüzyıl daha egemenliğini sürdürecekti.
Amaç buydu! Kafalarında bu vardı.
ABD, KRİPTO PARA ile yol haritası belirlerken bu dünyanın en bilinen isimlerinden Microstrategy CEO'su Michael Saylor, katıldığı bir televizyon programında konuyu TÜRKİYE'ye getirdi. Saylor "Türkiye, Merkez Bankası rezervlerine 5 milyar dolarlık Bitcoin ekleyebilir ve bu 5 sene içinde 50 milyar dolar değerine yükselebilir.
Bu sayede para birimlerini güçlendirebilirler" ifadelerini kullandı. Bunu söyleyen sıradan biri değildi! Öylesine söylenmiş bir söz de değildi!
Binance'ın CEO'su Changpeng Zhao bir süre önce "Bitcoin'i kuran hayata geçiren SATOSHİ değil, MIT'ten Michael Saylor..." diyordu...
Peki aslında SAYLOR ne diyordu? Nasıl okumalıydık bunu?
Önce iki küçük hatırlatma...
Mücadeleyi ve kampları görmek açısından...
Geçtiğimiz NİSAN ayının ortasında belki de şimdi unuttuğumuz bir tartışma vardı. Tartışmanın bir tarafında CHP-Kemal Bey ile diğer tarafta MERKEZ BANKASI vardı. Dolayısıyla iktidar! Gece yarısı alınan bir kararla Merkez Bankası'nın ödemelerde kripto varlıkların kullanılmamasına dair yönetmeliği Resmi Gazete'de yayımlandı. Yani "Kripto varlıklar, ödemelerde doğrudan veya dolaylı şekilde kullanılamayacak"tı!
30 Nisan gibi bu yürürlüğe girdi. İlk tepki Kemal Bey'den geldi. Durumu gece yarısı zorbalığı olarak değerlendiren Kılıçdaroğlu "Kurtulamadılar bu zihniyetten. İlla gece yarıları bir akılsızlık yapacaklar. Böyle kararlar verilmeden önce tüm paydaşlarla konuşulur. Kripto kararını kime danıştın ey iktidar? Bu konunun tüm paydaşları ile oturup, istişarelerde bulunacağım" dedi.
Aradan yaklaşık 2 ay geçmeden İYİ PARTİ lideri Meral Akşener TENOLOJİK DEVRİMİ açıklıyordu. Konu yine KRİPTO PARA'ydı!
İktidara sert şekilde yüklenen Akşener, geleceği ARTAGAN'da görüyordu. ARTAGAN'ın ÖZ TÜRKÇE'de BOLLUKBEREKET anlamına geldiğini belirten Akşener "Adı gibi memleketimizi, bolluk ve berekete kavuşturma yolunda, çok önemli bir kilometre taşıdır.
ARTAGAN'la maddi varlıkları dijitale taşıyacağız.
Nakitsiz topluma geçeceğiz.
Altın, döviz nakit para dijital ortama taşınacak.
Artagan'la kimse aç ve açıkta kalmayacak. Devlet her vatandaşının derdini bilecek kimseyi darda bırakmayacak. Artagan siyasetin bile el süremeyeceği kimsenin emrine girmeyecek bir kurum olacak. Tüm şüpheleri ortadan kaldıracak benzersiz bir teknoloji ile kuruldu. Artagan'da veriler şifreli olarak korunacak..." sözleriyle yeni dönemi anlattı.
Her hafta açıklanan anketlerde ERDOĞAN'ın oy kaybetmesinin beklendiği artık bir SIR değil! İşinde gücünde olan insanlar kendi motivasyonları gereği OY kullanmakta.
Genelde duygusal motifler ağır basmakta. OYSA MİLLET İTTİFAKI ile CUMHUR İTTİFAKI arasında KÜRESEL BİR AYRIŞMA var.
Erdoğan siyaseten KÜRESEL ANLAYIŞA İTİRAZ ederken muhalefet ise KRİPTO PARALAR üzerinden KÜRESELLEŞMENİN yeni vagonlarına katılmakta kararlı.
Kimse bunu söylemiyor.
Erdoğan "DÜNYA 5'TEN BÜYÜKTÜR" diyerek konumu belli ederken muhalefet, döviz fiyatlarından, faiz oranlarından, enflasyondan söz ediyor. Ancak asıl mesele TÜRKİYE'nin nerede olacağı ile ilgili.
Michael Saylor'un da böyle okunması gerekmekte...
Yani MUHALEFETİN TAMAMI Michael Saylor gibi düşünmekte. AK PARTİ ile MHP de buna mesafeli... Mücadelenin ana omurgası bu! Belki doğrudan bir ilgi kuramayacaksınız ancak 2016'da TRUMP'ın gelişinden sonra İYİ PARTİ'nin kurulması ilginç değil mi? MİLLİYETÇİ MHP varken neden kuruluyordu?
Neden ihtiyaç vardı?
KÜRESEL BAKIŞ AÇISI
FARKLIYDI da ondan...
Bütün siyasi mücadelelere de buradan bakın. SAFLAR net! Dünyaya dayatılan projeyi MUHALEFET satın aldı. CUMHUR İTTİFAKI ise itiraz ediyor.
Bizler de bunu değişik mecralarda sorun olarak görüyoruz. Döviz artışından Suriye meselesine kadar...
Hatta teknolojiye yatkın ve yakın olan Z KUŞAĞI meselesini bile buradan okuyun! Son günlerdeki çalkantıları da...