Fatura
AVRUPA'DA gaz ve petrol sıkıntısı var. Fiyatlar uçmuş durumda. Putin'e de Avrupalı liderlere de kulak verseniz durum ilginç. Putin "Avrupa enerji denklemini yanlış kurdu. Alternatif yollarla enerji elde edeceklerdi.
Olmadı şimdi gaz talep ediyorlar" diyor… Avrupa'dan yükselen sesler ise daha ilginç!
Mesela "Rusya, Norveç ve Cezayir gibi ülkelerden gaz tedarik ediyoruz.
Bu yüksek fiyata rağmen Avrupa'ya daha fazla gaz gelmedi. Bu oldukça garip!
Fiyat artıyor ve bir tedarikçisiniz.
Yedek kapasiteniz var, bu fırsatı daha yüksek fiyata daha fazla gaz satmak için kullanabilirsiniz. Bu henüz gerçekleşmedi…" çıkışı çok sarsıcı!
Yani "PARAMIZI veriyoruz ancak gaz alamıyoruz" diyorlar… Rusya ile ALMANYA arasındaki KUZEY AKIM'a rağmen bunların yaşanması gerçekten ilginç. Merkel "Avrupa Rus gazına göre hareket etmiyor" derken içerideki sıkıntıyı aktarıyordu sanırım..
Avrupa gaz sıkıntısı yaşarken bir de elektrik faturalarının uçmasıyla birlikte DESTEK paketleri açıklamak zorunda kaldı. İşin garibi ELEKTRİK ÇİN için de sorundu. Ülkenin kuzeydoğusunda 100 milyon kişinin yaşadığı bölgelerde ciddi elektrik kesintileri vardı. Üretim duruyor, şehirler uzun süre karanlığa gömülüyordu. Diğer taraftan petrol fiyatları da tavan yapıyor yakında 120 DOLAR'ı göreceği söyleniyordu.
Daha geçtiğimiz yıl 17 DOLAR'dan alıcı bulamayan petrol şimdi tavan yapıyordu.
OPEC taleplere rağmen üretimi artırmayacaklarını ilan ediyordu. Mal para ediyor daha çok kazanmak varken kimse buna yanaşmıyordu!
Tıpkı GAZ konusunda olduğu gibi petrolde de bir el fiyatları sanki yukarı çekiyordu…
Uzaktan bakılınca bundan en çok zarar gören AVRUPA ve ÇİN oluyordu. Durum böyle olunca DOĞU AKDENİZ'in ne kadar önemli yer olduğu bir kez daha ortaya çıkıyordu. Tam da bu nedenle AUKUS ile darbe yiyen FRANSA yine sahne alıyordu.
Macron, Yunanistan Başbakanı Miçotakis ile bir araya geliyordu.
Fransa ile Yunanistan SAVUNMA ANLAŞMASI imzalıyordu. Miçotakis, ''Hepimiz Doğu Akdeniz'de kimin kimi savaş nedeni olabilecek şekilde tehdit ettiğini biliyoruz'' diyerek Türkiye'yi işaret ediyordu.
Fransa Yunanistan'a 3 milyar EURO değerinde 3 savaş gemisi ve 24 Rafale uçağı da satacaktı. Anlaşmanın bizi bağlayan asıl yanı ÜÇÜNCÜ BİR TARAFIN İKİ ÜLKEDEN BİRİNE SALDIRMASI DURUMUNDA ASKERİ DESTEK KOŞULUNUN AÇIKÇA YER ALMASIYDI…
Paris, Avustralya'nın 56 milyar euro'luk denizaltı ihalesini iptal etmesinden yalnızca iki hafta sonra, Atina ile "Stratejik Ortaklık Anlaşması'na" imza atıyordu.
Ve hedef doğrudan TÜRKİYE'ydi.
NATO üyesi iki ülke diğer bir üyeye yani TÜRKİYE'ye karşı BLOK oluşturmaktaydı.
Olacak iş değildi ancak oluyordu! Zaten Macron çok önceden "NATO'nun beyin ölümü gerçekleşti" demişti. Fransız liderin CEZAYİR ve OSMANLI konusunda söyledikleri de ortadaydı. Macron gerginliği azaltmak yerine gittikçe artıran taraf oluyordu.
NATO Genel Sekreteri daha önce söylediklerini tekrarlıyor "Avrupa Ordusu Avrupa'nın dağılmasına yol açar" diyordu.
Yani Macron'a "NATO DIŞINDA YOL ARAMA" mesajı veriyordu!
Ancak Fransa durmuyordu. Bütün bunlar NATO'nun yolun sonuna geldiğini gösteriyordu.
ABD'nin Afganistan'da çekilirken attığı golden sonra zaten ipler kopmuştu… Dünya yeni düzene geçmeye hazırlanırken bir akıl, bir el herkese ENERJİYİ HATIRLATIYORDU SANKİ… Bu da Türkiye'nin bulunduğu coğrafyayı eşsiz yapıyordu.
Akdeniz'deki TÜRK DONANMASININ BAYRAK GÖSTERMESİNİN ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyordu!
Avrupa BALKANLAR'IN geleceğini konuşurken Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, "AB bu bölgeye gerçek bir perspektif sunmazsa, Çin, Rusya ve Türkiye gibi süper güçlerin orada daha büyük bir rol oynayacağının farkında olmalı.
Bölge coğrafi olarak Avrupa'ya aittir ve bir Avrupa perspektifine ihtiyaç duymaktadır…" diyerek zihin altlarında olanı açık ediyordu.
Türkiye'yi nasıl gördüklerini itiraf ediyordu.
Bunu içeride görmeyen de çoktu! Sorun her yerde vardı!
Türkiye her şeye rağmen yoluna hızla devam ediyordu..
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.