İki büyük
ÇOK geriye gitmeye gerek yok. 2001'deki İKİZ KULE saldırılarını bile hatırlamayan koca bir kalabalık genç nüfus var.
Kulelerin vurulması ardından Irak ve Afganistan'a ABD askerlerinin gelmesi Başkan Bush'un HAÇLI SAVAŞI tanımı yapması Sovyetler'in yıkılışından sonra dünyayı tekrar kutuplaşmaya itti. Irak'ın başına gelenler ölen milyonlarca insan ortada... Ya ARAP BAHARI?
Liderlerin devrildiği insanların birbirini boğazladığı 2010'da başlatılan rüzgara ne demeli?
Ortalıkta elle tutulmayan bir BELA dolaşıyordu. Ancak ne hikmetse bu hep MÜSLÜMAN topraklarda görülüyordu. Mısır'da, Libya'da, Yemen'de, Somali'de, Suriye'de, Irak'ta... Zaman zaman Türkiye'yi yokluyordu... Pakistan'a kadar Afganistan'a kadar gittiği de çoktu...
Tek tek olaylara bakınca anlaşılması ve çözülmesi zor bir tablo karşınıza çıkmakta...
Sovyetler'in dağılmasından sonra ortada bir DENGESİZLİK hali vardı. ABD İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI'ndan sonra karşıya ANTİ-TEZ olarak Sovyetler'i koydu. Yönetimi, nüfus yapısı, üretim kalıpları, rejimi, askeri yapısı gibi bambaşka özellikler taşıyan bir ülkeyi. Ona da koca bir alan verdi. O zaman da kimse olaylara GENİŞ BAKIP oyunun tümünü göremiyordu. Dünyayı iki kutuplu yönetmeye başladılar.
Avrupa'yı resmen harita üzerinde ortadan ikiye böldüler. DEMİR PERDE ülkeleri Moskova'da kalanı Washington'daydı... Garip olan İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI'ndan sonra kurulan masaya ÇİN'in davet edilmesiydi. Olacak iş değildi bu!
Çin neden geliyordu? Bu soruyu en yüksek sesle soran SOVYETLER'di!
Ancak geldi. ABD Başkanı Nixon 1972'de Çin'e adım attı mı? Attı!
Kissinger ilişkileri örmeye başladı mı? Başladı! Çin'e ilk ayak basan BAŞKAN olan Nixon, MAO ile görüştü mü? Elbette... Bunlar eskide kalanlar... Afganistan ve TALİBAN'a bakın... Hepimiz İPEK YOLU ve ABD-ÇİN rekabeti üzerinden değerlendirmeler yapıyoruz. Bunda haklılık payımız var. Ancak girip baktığınızda BÜYÜK PLANLA ilgili tek satır bulmak mümkün değil.
YOK!
Geçmişteki gibi ABD-SOVYET dengesi yerine ABD-ÇİN dengesi gelmekte... MOSKOVA işin ASKERİ DENGESİNİ temsil ediyordu. Zamanın ruhuna göre doğru olan buydu. Çünkü DÜNYA İKİ BÜYÜK SAVAŞ YAŞAMIŞ
İKİSİ DE AVRUPA'DAN
ÇIKMIŞTI... Washington-Moskova dengesi DÜŞMAN KARDEŞLER rolünü oynayıp kimsenin elini silaha götürmesine izin vermedi! Ancak bu ABD için yeterli değildi. Sonsuza kadar böyle gidemezdi. İşin aslı ekonomik DENGE olmalıydı... ABD REFAH ile KAZANÇ ile ayakta duran bir DEVLETTİ... Bizler gibi değillerdi. Onları bir arada tutan şey ZENGİNLİKTİ. Ve bu onların BEKA sorunuydu. Bu nedenle içinde yapay zeka, uzay teknolojisi, karbon salınımı, nesnelerin interneti, elektrikli araç devrimini de barındıran yeni bir EKONOMİK MODEL oluşturmalıydı.
Nasıl askeri alanda ABD dünyaya ÖTEKİ olarak SOVYETLER'i sunduysa şimdi de ekonomik olarak ÇİN'i sunmakta... ABD denilince Biden'ı, Çin denilince de Cinping'i anlayın! İki ülkenin de derinliklerinde büyük devletleri var. Ancak ABD burada birkaç adım önde. Emin olun Biden'ın olan bitenin çoğundan haberi yoktur. Olmaz da... Başkanlar ABD politikaları doğrultusunda göreve getirilen insanlardır. Son 10 yıla bakın! Türkiye'de onlarca terör saldırısı oldu mu? Yüzlerce insanımızı kaybettik mi? Almanya ve Fransa silahla kanla sarsılmadı mı? Paris kan gölüne dönmedi mi? Belçika'da havaalanı basılmadı mı? İngiltere tarihinde görmediği, yaşamadığı bombalarla patlamalarla tanışmadı mı? Konser alanları gençler için kabusa dönmedi mi? Ya ABD? neredeyse ırkçılık üzerinden ülke bölünme noktasına sürüklenecekti.
Ferguson'dan Las Vegas'a kadar her yerde TERÖR yüzünü göstermedi mi? Kan manşetlere çıkmadı mı?
Hepsini biliyorsunuz... Örnek çok. O kadar terörle iç içe geçtik ki dünyada huzur kalmadı!
Ancak bu tablo içinde garip bir şey oluyordu! Dünyanın her noktası sarsılırken ÇİN'de TERÖR ya da TERÖRİST yoktu! Akılla izah edilecek bir durum değildi bu!
İçeride bu kadar parçalı yapısı olan gelir dağılımında bu kadar farklılık gösteren ve liderliğe oynayan bir ülkeyi kimse kendi haline bırakmazdı.
Ama kalıyordu... CORONAVİRÜS ile birlikte ÇİN ilk kez DÜNYA SAHNESİNDE net olarak konuşuluyordu! Bu bile Pekin'i ÖTEKİ yapıyordu! Dengenin diğer ucuna yerleştiriyordu...
Türkiye'nin de içinde yer aldığı GÜÇLÜLER yeni saflara itiliyordu...
Aslında ABD ile Çin, G2 olarak yani İKİ BÜYÜK OLARAK yeni frekansı oluşturuyordu. İKİ ÜLKE ARASINDA KALANLAR YENİ
KUTUPLARINA DOĞRU YOL
ALIYORDU. OLAN BİTEN
BUYDU. Ancak rekabetten sürtüşmeden terörden başımızı kaldırıp bakamıyorduk. Bu savaşsız olacak iş değildi. Bu nedenle TERÖRÜ ve COVİD gibi dalgaları yaşıyorduk... Afganistan'dan kalkan ABD ASKERİ KARGO uçağını gördünüz! Afganlar uçağın tekerlek boşluğuna kanadına sarılıp gitmek istiyordu. Öleceğini bile bile... Konu her ne olursa olsun hiçbir ülkede kimse ÇİN'e giden bir uçağa böyle sarılmazdı! İçinde ya da dışında olabilmek için canını vermezdi. Bu da ÖTEKİ'nin yani Çin'in rolüyle ilgiliydi. ABD BATILI değerleri temsil edecek, Çin ise DOĞU'nun kapalı rejimini... Eğer Çin günün birinde gerçekten ABD'nin rakibi olacaksa DEMOKRASİNİN AYAK SESLERİ oradan da gelecektir... O güne kadar her olan bitene mesafeli duralım...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.