TÜRKİYE türbülansın fazla olduğu bir ülkedir. Zor bir coğrafyanın büyük oyuncusudur. İlk büyük savaşla birlikte iki imparatorluk çöktü.
Osmanlı bunlardan biriydi. Ortadoğu hala okullarımızda okutulmayan bir biçimde paylaşıldı.
Kim neyi nasıl aldı hala bilinmez!
Aslında buralarda çok konuda aynı ortak payda vardır! İlk düğme yanlış iliklendiği için buna zorlandığımız için diğerlerinde sorun yaşarız.
İkinci büyük savaştan sonra da yine ORTADOĞU KÜRESEL MASANIN büyük hamlesiydi. İsrail kuruldu. Şu an içinden geçtiğimiz ÜÇÜNCÜ savaşta da yine Ortadoğu ve Türkiye masada...
Dengenin ve mücadelenin bir kısmı ÇİN'e doğru kaysa da merkezinde olduğumuz toprak ve denizler hala çok ama çok değerli.
Elbette Çin'i çevrelemek ve rahat hareket etmesini engellemek için atılan adımlar var. Kimse "YOK" diyemez. Ancak burada yaşanan türbülanslara da kimse sırtını dönemez.
Bir de ÇİN'in AVRASYA üzerinden gelmek istediği koordinatları düşünürsek bu coğrafyanın önemi daha da net olarak anlaşılır...
DÜN NE YAZDIM?
TÜRKİYE VE BAŞKAN ERDOĞAN 2013'TEN ÖNCEKİ FREKANSA DÖNSÜN İSTENMEKTE...
İsimlerle, konuşulanlarla, çekilen restlerle, üstü kapalı ya da açık tehditlerle uğraştığımız için YAPILMAK İSTENENİ gözden kaçırmaktayız...
Bu topraklarda çok kişi KOD'larla konuşurdu.
Eskiden çok daha fazlaydı bu. Şimdi de var. Hiç de az değil. Televizyon izleyen ya da gazete okuyan insanlar olan biteni anlamakta zorlanırdı. Çünkü KÜRESEL DENGENİN içerideki kısmı KESKİNDİ!..
Kabul etsek de etmesek de her ülkenin bir rolü vardı.
Buna ya uyacaktınız ya savaşacaktınız. Savaş da silahla askerle olmazdı.
Finansal ataklar, suikastlar, terör, koalisyonlar, manşetler, ihaleler gibi buraya sığmayacak kadar ŞIKKI vardı.
Patronlar ligi, ordu, emniyet, istihbarat hepsi de mücadelenin zaman zaman tarafları olmuştur...
Türkiye'nin yaşadığı ve yaşamakta olduğu her sarsıntı ÜLKENİN KONTROLÜNÜ ELE GEÇİRMEK İÇİNDİ. DIŞARIDAKİ merkezler içerideki AKIL KARDEŞLERİYLE ülkeyi arzuladıkları istikamette görmek ister.
Bu finansal yapıdan dışişlerine kadar, MİT'ten ORDU'nun politikasına kadar uzanırdı. Hangi DIŞ merkez içeride ağırlık kazanırsa ANKARA'nın bütün politikaları buna göre belirlenirdi...
Yakın geçmişte bunun çok örneği vardı. ABD de İngiltere de Almanya da vardı. Öne çıkanlar bunlardı... Bazen de birbirleriyle YENİŞEMEZ ORTAK İTTİFAK kurarak gelirlerdi. 9 Martçılar 12 Martçılar gibi...
1971'den sonra ABDİNGİLTERE ortaklığı kuruldu içeride... Mesela Turgut Özal farklı, Mesut Yılmaz farklı politikaya inanan isimlerdi. Aynı partinin iki önemli ismi olsa da fark savaşa dönüşecek kadar büyüktü... Son 8-10 yılda Türkiye'nin yaşadığı basınçlar ve operasyonlar hem ülkenin rotasını hem başkan Erdoğan'ın koordinatlarını değiştirdi.
Kendisini farklı bir yerde konumladı.
Haliyle Abdullah Gül'den de Ahmet Davutoğlu'ndan da diğer isimlerden de uzak düştü.
Çünkü Erdoğan gelen dalgalara teslim olmadı mücadele etti. Bu da BATI ile araya mesafe koymayı beraberinde getirdi.
Mücadele zor olan taraftı.
Aksi çok daha kolaydı.
AK PARTİ'nin içinden başka partilerin çıkması KÜRESEL ANLAMDA doğan ayrılığın sonucuydu.
Başkan Erdoğan'la düne kadar birlikte olanlar şimdi tamamen karşıydı.
Nedeni TÜRKİYE'nin dünya üzerindeki ittifakları, konumu ve yapmak istedikleriydi. Bu ÇELİŞKİ ortaya çıkınca yollar ayrılırdı. NETTİ. Daha önce de çok yaşanmıştı.
Başkan Erdoğan son günlerde yükselen tansiyona değiniyor ve tavrını açıkça ortaya koyuyordu. Bunu yaparken de önemli mesajları vermeyi ihlal etmiyordu:
Terör örgütlerinin, suç çetelerinin, çeşitli görünümler altındaki uluslararası ajanların ve onların yerli işbirlikçilerinin cirit attığı Türkiye'yi, milletin başını huzurla yastığına koyabildiği güvenli bir ülke haline getirdik...
Konuşmasını tamamına bakıldığında Erdoğan söylemese de şunu söylüyordu... TÜRKİYE ARTIK UZAKTAN YÖNETİLECEK BİR
ÜLKE DEĞİL. MHP İLE BU YOLDA YAN YANA OMUZ OMUZAYIZ. WASHİNGTON'UN İSTEDİĞİNİ YAPABİLECEĞİ BİR ADRES DEĞİL ARTIK BURASI...
Ben kabaca böyle anladım. Bu nedenle bir gün önce de "2013 FREKANSINA DÖNDÜRMEK İÇİN GELİYORLAR" diye de yazd��m... Erdoğan dün asla ve kat'a 2013 öncesine dönmeyeceğini ilan etti... KAVGANIN MÜCADELENİN ana hattı buydu.
Başkan Erdoğan çalışma arkadaşlarına sahip çıkarken de 15 TEMMUZ'daki çabalarını unutmayacağını dolaylı olarak da olsa ilan ediyordu.
Türkiye'nin GİZLİ GÜNDEMİ buydu! ABD ile yakın mı olunacak uzak mı? Erdoğan birlikte çalışılsa da YAKIN OLMAYACAĞINI duyuruyordu... Bir gün önce MHP lideri Bahçeli'nin açıklamaları da aynı frekanstaydı... Erdoğan ve Bahçeli ABD-AVRUPA merkezli güçler ile mücadele edeceklerini ilan ediyordu.
CUMHUR İTTİFAKI ülkeye de bölgeye de dünyaya da muhalefetten çok farklı bakıyordu. Bu da aradaki uçurumu iyice açıyor sinir uçlarını tahrip ediyor ve mücadeleyi sancılı hale getiriyordu... Bu kavga çok eski ve derindi.
Şiddetlenecekti... İsimlerin üzerine çıkılıp bakıldığında görülen tablo buydu...
Osmanlı bunlardan biriydi. Ortadoğu hala okullarımızda okutulmayan bir biçimde paylaşıldı.
Kim neyi nasıl aldı hala bilinmez!
Aslında buralarda çok konuda aynı ortak payda vardır! İlk düğme yanlış iliklendiği için buna zorlandığımız için diğerlerinde sorun yaşarız.
İkinci büyük savaştan sonra da yine ORTADOĞU KÜRESEL MASANIN büyük hamlesiydi. İsrail kuruldu. Şu an içinden geçtiğimiz ÜÇÜNCÜ savaşta da yine Ortadoğu ve Türkiye masada...
Dengenin ve mücadelenin bir kısmı ÇİN'e doğru kaysa da merkezinde olduğumuz toprak ve denizler hala çok ama çok değerli.
Elbette Çin'i çevrelemek ve rahat hareket etmesini engellemek için atılan adımlar var. Kimse "YOK" diyemez. Ancak burada yaşanan türbülanslara da kimse sırtını dönemez.
Bir de ÇİN'in AVRASYA üzerinden gelmek istediği koordinatları düşünürsek bu coğrafyanın önemi daha da net olarak anlaşılır...
DÜN NE YAZDIM?
TÜRKİYE VE BAŞKAN ERDOĞAN 2013'TEN ÖNCEKİ FREKANSA DÖNSÜN İSTENMEKTE...
İsimlerle, konuşulanlarla, çekilen restlerle, üstü kapalı ya da açık tehditlerle uğraştığımız için YAPILMAK İSTENENİ gözden kaçırmaktayız...
Bu topraklarda çok kişi KOD'larla konuşurdu.
Eskiden çok daha fazlaydı bu. Şimdi de var. Hiç de az değil. Televizyon izleyen ya da gazete okuyan insanlar olan biteni anlamakta zorlanırdı. Çünkü KÜRESEL DENGENİN içerideki kısmı KESKİNDİ!..
Kabul etsek de etmesek de her ülkenin bir rolü vardı.
Buna ya uyacaktınız ya savaşacaktınız. Savaş da silahla askerle olmazdı.
Finansal ataklar, suikastlar, terör, koalisyonlar, manşetler, ihaleler gibi buraya sığmayacak kadar ŞIKKI vardı.
Patronlar ligi, ordu, emniyet, istihbarat hepsi de mücadelenin zaman zaman tarafları olmuştur...
Türkiye'nin yaşadığı ve yaşamakta olduğu her sarsıntı ÜLKENİN KONTROLÜNÜ ELE GEÇİRMEK İÇİNDİ. DIŞARIDAKİ merkezler içerideki AKIL KARDEŞLERİYLE ülkeyi arzuladıkları istikamette görmek ister.
Bu finansal yapıdan dışişlerine kadar, MİT'ten ORDU'nun politikasına kadar uzanırdı. Hangi DIŞ merkez içeride ağırlık kazanırsa ANKARA'nın bütün politikaları buna göre belirlenirdi...
Yakın geçmişte bunun çok örneği vardı. ABD de İngiltere de Almanya da vardı. Öne çıkanlar bunlardı... Bazen de birbirleriyle YENİŞEMEZ ORTAK İTTİFAK kurarak gelirlerdi. 9 Martçılar 12 Martçılar gibi...
1971'den sonra ABDİNGİLTERE ortaklığı kuruldu içeride... Mesela Turgut Özal farklı, Mesut Yılmaz farklı politikaya inanan isimlerdi. Aynı partinin iki önemli ismi olsa da fark savaşa dönüşecek kadar büyüktü... Son 8-10 yılda Türkiye'nin yaşadığı basınçlar ve operasyonlar hem ülkenin rotasını hem başkan Erdoğan'ın koordinatlarını değiştirdi.
Kendisini farklı bir yerde konumladı.
Haliyle Abdullah Gül'den de Ahmet Davutoğlu'ndan da diğer isimlerden de uzak düştü.
Çünkü Erdoğan gelen dalgalara teslim olmadı mücadele etti. Bu da BATI ile araya mesafe koymayı beraberinde getirdi.
Mücadele zor olan taraftı.
Aksi çok daha kolaydı.
AK PARTİ'nin içinden başka partilerin çıkması KÜRESEL ANLAMDA doğan ayrılığın sonucuydu.
Başkan Erdoğan'la düne kadar birlikte olanlar şimdi tamamen karşıydı.
Nedeni TÜRKİYE'nin dünya üzerindeki ittifakları, konumu ve yapmak istedikleriydi. Bu ÇELİŞKİ ortaya çıkınca yollar ayrılırdı. NETTİ. Daha önce de çok yaşanmıştı.
Başkan Erdoğan son günlerde yükselen tansiyona değiniyor ve tavrını açıkça ortaya koyuyordu. Bunu yaparken de önemli mesajları vermeyi ihlal etmiyordu:
Terör örgütlerinin, suç çetelerinin, çeşitli görünümler altındaki uluslararası ajanların ve onların yerli işbirlikçilerinin cirit attığı Türkiye'yi, milletin başını huzurla yastığına koyabildiği güvenli bir ülke haline getirdik...
Konuşmasını tamamına bakıldığında Erdoğan söylemese de şunu söylüyordu... TÜRKİYE ARTIK UZAKTAN YÖNETİLECEK BİR
ÜLKE DEĞİL. MHP İLE BU YOLDA YAN YANA OMUZ OMUZAYIZ. WASHİNGTON'UN İSTEDİĞİNİ YAPABİLECEĞİ BİR ADRES DEĞİL ARTIK BURASI...
Ben kabaca böyle anladım. Bu nedenle bir gün önce de "2013 FREKANSINA DÖNDÜRMEK İÇİN GELİYORLAR" diye de yazd��m... Erdoğan dün asla ve kat'a 2013 öncesine dönmeyeceğini ilan etti... KAVGANIN MÜCADELENİN ana hattı buydu.
Başkan Erdoğan çalışma arkadaşlarına sahip çıkarken de 15 TEMMUZ'daki çabalarını unutmayacağını dolaylı olarak da olsa ilan ediyordu.
Türkiye'nin GİZLİ GÜNDEMİ buydu! ABD ile yakın mı olunacak uzak mı? Erdoğan birlikte çalışılsa da YAKIN OLMAYACAĞINI duyuruyordu... Bir gün önce MHP lideri Bahçeli'nin açıklamaları da aynı frekanstaydı... Erdoğan ve Bahçeli ABD-AVRUPA merkezli güçler ile mücadele edeceklerini ilan ediyordu.
CUMHUR İTTİFAKI ülkeye de bölgeye de dünyaya da muhalefetten çok farklı bakıyordu. Bu da aradaki uçurumu iyice açıyor sinir uçlarını tahrip ediyor ve mücadeleyi sancılı hale getiriyordu... Bu kavga çok eski ve derindi.
Şiddetlenecekti... İsimlerin üzerine çıkılıp bakıldığında görülen tablo buydu...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Sonraki Haber
Daha Fazla Gör
- Son dakika video izle
- Son dakika haberleri
- A Haber analiz
- Gündem haberleri
- Ekonomi haberleri
- Otomobil haberleri
- Namaz vakitleri
- Hava durumu
- İstanbul Yol durumu
- Atv canlı yayın izle
- Spor haberleri
- Foto galeri
- Son dakika emekli haberleri
- Teknoloji haberleri
- A Haber programlar
- Sabah – Takvim yazarları oku
- Kuruluş Osman izle
- Gazete manşetleri
- Instagram dondurma
- Beşiktaş Başkanlık seçimi bitti mi, kim kazandı? Beşiktaş'ın yeni başkanı kim oldu? Hüseyin Yücel, Serdal Adalı...
- Plastik poşete zam mı geldi, ne kadar oldu? 2025 Zamlı plastik poşet fiyatları ne zaman geçerli olacak?
- Milli Piyango 2025 sonuçları nereden öğrenilir? Milli Piyango Online sonuç sorgulama ekranı...
- Yılbaşında ulaşım bedava mı? 31 Aralık ve 1 Ocak'ta ulaşım ücretsiz mi? İETT, metro, metrobüs, MARMARAY...
- Narin neden öldürüldü? Narin Güran davasında kim ne kadar, kaç yıl ceza aldı? Abi, Anne, Amca, Nevzat Bahtiyar...
- Katı mı yoksa yumuşak bir ebeveyn misiniz? 5 soruda tarzınızı keşfedin
- İpek gibi saçlar için doğal çözüm! Bu tarif saçlarınızı bir Rapunzel gibi uzatıyor!
- Potasyum ve vitamin deposu! Ömrü 10 yıl uzatıyor: Sindirimden cilde birçok faydası bulunuyor
- Marmaray seferleri durdu mu, seferler neden aksadı? 28 Aralık Marmaray seferleri son dakika
- Sabahları bu belirtileri yaşıyorsanız dikkat! Beyin kanserinin ilk sinyalleri olabilir
- Japonlar limonu böyle tüketiyor! Bu yöntem limonun faydalarını onlarca kat artırıyor
- Optik illüzyonda kamufle edilmiş 3 yavru köpeği bulun