Büyük güç!
Geçtiğimiz gün Almanya Başbakanı Merkel ekranlara çıkıp şunları söyledi: Amerika Birleşik Devletleri KUZEY AKIM'da görev alan bütün mühendislerimizi tehdit etti.
Herkes ölüm korkusuyla baş başa kaldı. Buna rağmen proje durmadı durmayacak.
ABD'ye rağmen bu proje bitecek...
Alman Başbakanı'nın sözleri ortadaydı.
Bir gün sonra ise BİLD sahne aldı.
Ve "KUZEY AKIM'DAN VAZGEÇ MERKEL" manşeti ile çıktı... BİLD resmen Merkel'e ayar vermeye kalkıyor ve KUZEY AKIM'I DURDUR çağrısı yapıyordu...
Bunlar olurken geçtiğimiz hafta yazdığım ALEXSEY NAVALNİ dosyası öne sürüldü.
Zaman ayarlı operasyon yani...
Navalni'nin "Noviçok" diye bilinen karmaşık kimyasal madde ile zehirlendiği iddia edildi. Rusça'da 'yeni gelen' manasını taşıyan Noviçok, ilk kez 1991 yılında Sovyetler Birliği dağılmadan önce Özbekistan'da devlete ait bir laboratuvarda sentetik olarak üretilen bir sinir gazı grubuna verilen isim. Noviçok'un iki yıl önce İngiltere'nin Salisbury şehrinde eski Rus casus Sergey Skripal ve kızı Yulia'ya yönelik saldırıda da kullanıldığı bir gerçek...
Navalni'nin toksikoloji sonuçları da açıkça Noviçok sinir gazına işaret etmekte.
İşin garibi DOKTORLAR arasında AMERİKALI da var! Siberya'daki Tomsk şehrinden Moskova'ya giden uçakta bayılarak rahatsızlanan Navalni, götürüldüğü hastanede komaya girmişti. Navalni'nin destekçileri, muhalif liderin çayına 'zehirli bir madde konduğunu' öne sürüyordu.
ABD, ALMANYA ile RUSYA bütünleşmesini engellemek için bu yola başvurdu diyen de çoktu. KUZEY AKIM ABD'nin şiddetle karşı çıktığı bir projeydi.
Bu savaş Almanya'nın içinde ve dışında sürmekte... Sürecek de...
AKDENİZ'de de bu görülecek...
Orta Doğu'da da... Noviçok'un kimyasalların bir grubu olan A-230'un VX sinir gazından 5-8 kat daha fazla zehirli olduğu söyleniyor.
Devam...
Birkaç gündür yazdığımız noktalardan gidelim.
Açık kaynaklardan yine.
Yazılanlardan...
ABD-ÇİN-ALMANYA-RUSYA-İNGİLTERE-FRANSA- JAPONYA...
Bunlar dünyaya baktığımız zaman gördüğümüz göreceğimiz BÜYÜK güçler.
İçlerinde her zaman söylediğim gibi ABD ve İNGİLTERE hep bir adım önde. Almanlar da İDEALLERİ açısından hep bunlara yakın... Savaşların çıkış nedeni de bu zaten...
Kazananlar ve kaybedenler de bu grup içinde! Doğru m?
Doğru!
Açalım biraz...
Vitol Group ne kadar güçlü?
Hakkında pek fazla bilgi bulamayacağımız bu grup ne?
Kim? Amacı ne?
Soru çok ama cevap pek fazla yok... Bu, uzun yıllardır birçok önemli ülkede cevabı en çok aranan soru. Bu konuda birçok cevap verilirken, Londra'nın önemli gücünü yansıtan isimlerden olan İngiliz Gizli Servisi'nin (MI6) Başkanı Sir Alex Younger'ın cevabı bizimi için çok önemli. Kısa bir süre önce koltuğu kendi isteğiyle devreden, tarihi operasyonları nedeniyle oğlunun bir suikastla ölmesini izleyen Alex Younger, "Vitol Group'la uğraşmak zaman kaybıdır. Boşuna güç kaybına neden olacak bu durum şimdilerde Brezilya için geçerli. Vitol Group'u hedef alan yolsuzluk operasyonundan bir sonuç çıkmaz. Kim bu yolsuzluk zırvasını ortaya attıysa, bedelini öder. İlginç bir not vereyim.
Ulusal Güvenlik Kurumu'nun (NSA) eski direktörlerinden Michael Hayden, Keith B.
Alexander ve Michael S.
Rogers neden görevden alındı?
Gerçekleri kimse bilemedi ama ayrıldı! Cevabı basit Vitol Group CEO'larını hedef aldıkları için...
Vitol Group CEO'su Russell Hardy ve eski CEO Ian Roper Taylor, NSA'ye diz çöktürdü" dedi.
Dünyanın KULAĞI olan herkesi her şeyi izleyen kuruluş, BAZI İSİMLERE yaklaşamıyordu. Ama kimse bunu bilmiyordu...
Efsane isim Alex Younger, bunları kime söyledi?
Kraliçe II. Elizabeth'e...
Peki ne zaman?
Prens Harry'nin evliliğinden hemen sonra Kraliçe'yi ziyaret ettiği gün... Ancak Alex Younger, NSA ve Vitol Group konusunu tam olarak Kraliçe'ye anlatmadı. NSA'in direktörleri, 'Kırmızı Kod' takıntılı olur.
Çünkü 'Kırmızı Kod' güçlü adamların listesidir. NSA'in dokunamadıklarının listesidir.
Hayden, Alexander ve Rogers, NSA direktörü olduklarında Vitol Group yöneticilerini de dinlemek istediler. Bunu ne zaman takıntı haline getirdiler, birkaç gün sonra görevden alındılar. Bu Vitol Group'un dokunulmazlığını gösterirken, Washington'da da ne kadar etkin olduğunu kanıtlıyor.
Washington'da etkin olan aslında tek bir güç vardır.
Altındaki iki karşıt güç hep savaş halindeyken, asıl güç yani Vitol Group, son karar verici olarak karşımıza çıktı.
NSA konusunda da aynısı oldu.
GALİBA GÖZDEN KAÇAN DA BU OLUYORDU...
OYUNUN ASIL ŞEKLİNİ KİMSE GÖRMÜYOR VE BİLMİYORDU...
Belki garip gelecek ama Vitol Group'u kıyaslayabileceğimiz bir güç yok. Çünkü Amerikan devleti iki parça, İngiliz devleti 3 parça, Alman devleti 2 parça.
Fransızlar da 3 parça... Şimdi bu sistemdeki yapılarda, ilk güç olmak için mücadele vardır.
Bütün amaç budur! ABD örneğini vermek gerekirse, Trump da Biden da tam karşı kutupları temsil eder.
Ancak 5 yıl önce Trmup'la Biden aslında aynı taraftaydı.
Trump, Cumhuriyetçiler'de, Biden da Demokratlar'da aynı akımı temsil ediyordu. Ancak günümüzde kırmızı olan gün geliyor maviyi, mavi olan da an geliyor kırmızıyı savunmaya başlıyor. Trump ve Biden da böyle...
Bizi ilgilendiren ise VİTOL'ün AKDENİZ'i istediği gerçeği...
Yıllar önce prensip anlaşmasını yaptığı Akdeniz'i resmi olarak istiyor. Tabii zor olan da bu. Akdeniz Vitol'ün kurulduğu günden itibaren hedefindeydi. Şimdi bu hedefi sonuçlandırmak için ortaya çıktı.
NSA'yi bile önemsiz bir güç gibi gören Vitol, elbette Akdeniz'de de en güçlü grup olacak. Bunu araştırmalar da gösteriyor. Suudi Arabistan dünyanın en önemli petrol üreticisi. Ancak Vitol, Arabistan petrollerine ambargo uygularsa ne olur? ARAMCO iflas eder, Arabistan tek damla petrol satamaz. Vitol bu kararı alırsa Trump ile Biden birleşse bile ambargoyu kaldıramaz. Şimdi AKDENİZ'e biraz da bu gözlükle bakmakta fayda var.
Öndeki piyonlar birden fazla. Bu da doğal. Önemli olan masada paylaşımı yapacak olanlar...
Hemen yanıbaşımızda kocaman yeni bir dünya kurulacak.
Etrafımızda olacak her şey...
Merkezde de biz olacağız...
Öyle ya da böyle...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.