OLAYLARI "TEK"olarak ele almak vekişiler üzerinden ilerlemekkimseyi hedefe götürmez.
Sevelim sevmeyelim, dünyanın BÜYÜK AKILLAR tarafından yönetildiğini kabul etmek durumundayız... Tarihe geniş kadrajla baktığımız zaman oyuncuların değiştiğini ancak dünyanın kendi haline bırakılmadığını görürüz.
Osmanlı zamanında da Roma zamanında da İskender zamanında da durum böyle...
Örnekleri çoğaltabiliriz...
Takip edenler bilir! Sadece sahne önündeki isimlerle ilgilenmem. Onların TAŞIDIĞI misyona ve bagaja bakarım. KAMPLARDAKİ oyuncular ve varsa yer değişiklikleri sonucu tayin eder...
Bunu ıskalamadığınız zaman gidişat ekranınızdadır!
Biraz geri çekilin, bakın!
Çok zor değil... Hatırlayın... İPEK YOLU'nu çok yazdım... BÜYÜK SİSTEMDEĞİŞİKLİĞİ getireceği için yazdım... Para da silah da kurumlar da ittifaklar da değişecekti. Sınırlar da...
Bu değişim ABD'nin yok oluşu anlamına geliyordu.
Uzaktaki kıtada evlerinin içinde oturmaları anlamına geliyordu. Her zaman "OTURUP İZLEMEZLER, İZLEYEMEZLER" diye not düştüm... Kavga buydu çünkü...
ABD, Çin'in büyük projesi İpek Yolu'nda patron olmak için dünyayı yakmaya kararlıydı. GELİNEN SON NOKTA BU! Onlar için zorunluluk bu... Eğer Çin, İpek Yolu için 'Tek patron Pekin' stratejisinde direnmeseydi, Arap Baharı olmazdı, Kral Abdullah öldürülmezdi, Suudi prensler tutuklanmazdı, Türkiye'de 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimleri yaşanmazdı, Türkiye Rus uçağını düşürmezdi, Karlov Ankara'da suikasta kurban gitmezdi, İstanbul'da Cemal Kaşıkçı, New York'ta da Epstein ortadan kaldırılmazdı, İstanbul'da Reina, Fransa'da, İngiltere'de ve Almanya'da terör saldırıları olmazdı, Las Vegas'taki kanlı eylem gerçekleşmezdi, Fransa eski Cumhurbaşkanı Hollande'ın skandalları ortaya çıkmazdı, Mısır'da Sisi darbe yapmazdı, Kasım Süleymani infaz edilmezdi. Hatta Trump'ın azil süreci de başlamazdı. Bu listeye yüzlerce olay ekleyebiliriz.
Yakın tarihteki olayları alt alta getirin, görün... Hepsinin nedeni ÇİN'İN TEK PATRON olma isteği ve kararlılığıydı! Arkada İNGİLTERE hep vardı! Çin önde gidiyordu... TÜRKİYE içinde yaşanan PEK ÇOK olayın nedeni de buydu... En son İngiliz James Bond'un Karaköy'deki infazı da bu hesaba dahildi... 65 ÜLKELİK BİR ZİNCİR KURULUYORDU VE ESKİ ROLLER DEĞİŞİYORDU. TÜRKİYE de Washington'dan uzağa düşüyordu... ABDBUNA İZİN VERMEK İSTEMİYORDU. Fransa'ya, İtalya'ya, Almanya'ya vermek istemediği gibi...
Kasım Süleymani operasyonu ve ardından İngiliz Kraliyet Ailesi'nin PRENS HARRY yüzünden karışması ÇİN'İNABD İLE ANLAŞMAK ZORUNDA OLDUĞUNUN İŞARETİYDİ... ABD'nin 65 ülkeyi kontrol için yaptığı ataklara ÇİN'den ciddi karşı atak gelmedi. Çin ortaklığı sessizce kabul etti, frekansını değiştirdi. Ancak Amerika Birleşik Devletleri, şimdi İpek Yolu'nu tamamen istiyor.
Akdeniz merkezli İpek Yolu'nun tek patronu olacağını ilan ediyor. Venezuela, Rusya, İran, Irak, Katar ve Suudi Arabistan dünyadaki petrol ve gaz rezervlerinin yüzde 80'ine sahip.
Doğru mu? Doğru! Venezuela, Rusya, Irak ve İran, Çin ile yakınlaştı mı? Evet yakınlaştı.
Enerji desteği vermeyi kabul ettiler mi? Elbette ettiler. Peki sonuç ne oldu? 4 ülkenin de neler yaşadığını görüyoruz. Aynı şekilde Türkiye, Ukrayna, Katar ve Fransa da Çin ile İpek Yolu anlaşması yapmayı kabul etti.
Sonuç? Herkes hedef oldu.
Şimdi artık Yeni Dünya Düzeni için Amerika Birleşik Devletleri öne çıktı. Çin enerji olmadan hiçbir üretim yapamayacağını biliyor. Ne yaparsa yapsın topraklarında fabrikalarını çalıştıracak enerji kaynakları yok.
Nüfusunuz ne kadar olursa olsun, Amerikan tahvillerinde 1 trilyon dolardan fazla paranız olsa da hükmünüz yok. Çünkü enerjiniz yok.
O nedenle Washington, petrolün olduğu yerlere askeri üs kurdu. Hiçbirini ıskalamadan hem de... Bugün Ortadoğu'nun belki de en az petrolüne sahip Suriye'deki enerji kaynaklarında bile ABD'yi görüyoruz. Gitmiyorlar.
Gitmezler... Gidemezler... Bugün Libya'ya CIA merkezinden gönderilen Hafter, sizce neden Trablus'u almak istiyor? Cevabı biliyorsunuz. Libya petrollerini Washington'a bağlamak için orada. Biz bilmiyoruz ama çok garip şeyler oldu.
Libya'nın doğusunu kontrol altında tutan General Hafter'e YPG'den bile destek gönderildi.
Suriye'de görev yapan 1200 kişilik YPG grubu, 1 Ocak itibariyle Hafter'in ordusuna katıldı. TAM BİZ ASKERGÖNDERME KARARI ALIRKEN ONLAR DA ekip yolluyordu... Doğal bir sonuçtu bu. Çünkü Hafter, büyük bir koalisyonun lideri olarak Libya'da. O güçler HAFTER'i istiyor. Kendi çıkarları için...
Peki Libya'da petrol olmasa bunlar yaşanır mıydı? Hiç sanmıyorum. Çok da huzurlu bir ülke olarak hayatlarına devam ederlerdi... Ama izin vermediler. Sadece Akdeniz konusunda baskı altında kalırdı, tercihini yapar sorundan kurtulurdu. Şimdi Washington'ın daha da sertleşeceği günleri göreceğiz. Çünkü Amerikan iç kamuoyundaki çatlak azaldı.
Pentagon'un etkisi arttı, karşıt görüşler kabuğuna çekildi.
Washington'ın etkisiz kalması içerdeki sorunların büyümesiydi.
Trump bile artık Pentagon'a karşı adım atmıyor. Pentagon, 7 ülkeye ekstra askeri güç gönderme kararı aldı. Trump'a bu kararını iletti. İzin istemedi, kararını iletti! Trump da kabul etti... 1 yıl önce bu durum pek ihtimal dahilinde değildi. Başkan Trump bir şekilde dengeyi buluyordu... Pentagon güçlenirse BEYAZ SARAY'ın etkinliği azalırdı... Geçmişte birlikte denge kuruluyordu. Şimdi son olaylarla birlikte PENTAGON öne çıktı. SİLAH parladı!
Şunu biliyoruz ki SİLAH ÖNALIRSA huzur mutluluk gider...
Silahın geldiği yer de AKDENİZ ve ORTADOĞU...
Süleymani saldırısından sonra kimse İRAN'ın yanında durmadı, duramadı. Çin hiç, Rusya biraz! İngilizler ise Washington ile ORTAKLIK işareti verdi. Bu olurken sadece TÜRKİYE kalkıp LİBYA'ya asker yolladı... OYUNU görüp hamle yapan tek ülkeydi...
Tribünde oturup PAY alma, güvenliği sağlama imkanımız yoktu. Gereken yapıldı...
Süleymani saldırısında Çin sustu. Bu ABD'nin beklediği en son şıktı. Bu oldu. Trump da hemen Tahran'a zeytin dalı uzattı... İran ve Türkiye olmadan bırakın İPEK YOLU'nu patika bile yapamazdınız! Türkiye son sözü kimin söyleyeceğine bakmadan kendi sesini yükseltiyor. Olay budur... Bu sesten rahatsız olanlar KADİFEKUTU İÇİNDE EMİR ALMAYI tercih edenler... Her şartta kazanan TÜRKİYE olur... Bu değişmez...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.