ABD’ye bağlı işadamları
Kolay kolay da unutmam.
1,5 yaşındayken rahmetli BABAANNEMDEN aldığım buyrukları bile hatırlarım.
Önemsediğim konularda hata yapmam. Neyse...
Gelin bugün kısa kısa gidip hatırlatmalar yapalım. Belki çok önemli konuları basit geri dönüşlerle tazeleyebiliriz! Bundan tam bir yıl önce yine Ağustos'ta "ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford olacak!" diye yazdım. Bunu yazarken kaynağım AMERİKALI dostumdu. Herkes onun ismini soruyor ama açıklama şansım yok. Ama şunu bilin ki muazzam etkili bir isimdir. Bizlerin asla ve kat'a ulaşamayacağı yerlere girer çıkar ve istediğini alır. Takip edenler bilir! Çok kez bana ulaşanların az bir kısmını paylaşırım. Son dönemde yaşananlara ve konuşan askerlere bakınca üzülüyorum.
Çünkü DOSTUMUN onlar için söylediği her şey DOĞRU ÇIKMAKTA!
Bir örnek!
Dün gazetelerde vardı.
ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford Bağdat dönüşü Türkiye'ye uğradı.
Ziyaret nedenini ABD medyasına açıklarken "Muhatabım, General Akar'ı uzun zamandır tanırım.
Arkadaşımın iyi olduğundan emin olmak istedim" dedi. Belli ki Dunford 15 Temmuz'u yakın dostu olan Genelkurmay Başkanı Org.
Hulusi Akar'dan öğrenmek istedi!
Normal ve doğal!
Ancak bir yıl geriye gidelim. 20 Ağustos'ta yazdım sanırım.
"General Joseph Dunford...
ABD'nin yeni Genelkurmay Başkanı olacak. Uzmanlık alanı Türkiye ve Kuzey Irak. Obama'nın bu evrende güvendiği tek askerdir. Obama'nın sırtını dayadığı Dunford, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın çok yakın dostudur" Bunları ben yazdım ama söyleyen AMERİKALI dostumdu. O paylaşıyor ben de yazıyordum. Bu yazının sabahı Genelkurmay Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı'ndan bir yetkili aradı ve şunları söyledi:
Ergün Bey Genelkurmay Başkanımız, Sayın Dunford'la tanışmamıştır dostluğu yoktur...
Bunun üzerine ben kaynağımın ne kadar SAĞLAM olduğunu bilsem de "Bunu yazmamı ister misiniz?
Böyle bir talebiniz var mı?" diye sordum. "Gerek yok" yanıtı aldım ve görüşme sona erdi.
Peki dün yazıldı? Dunford ne dedi? "YAKIN DOSTUZ!" İşte bunu anlamıyorum. Neden buna gerek duyulduğunu bilmiyorum.
Neyse NOT düşeyim istedim. Başka örnekler de var ama gerek yok.
Devam...
Ankara'nın en önemli işadamlarından biri. Çok varlıklı. Çok kişi bilmese de cemaatin önemli isimlerinden.
15 Temmuz'un sonucunu görünce atlamış uçağa ver elini yurt dışı. Böyle başkaları da var. Hem de çok. Koca bir evde oturan işadamı dışarı çıkarken yıllardır yanında çalıştırdığı hizmetliye "Ben 4 ay yokum.
Geldiğimde her şey başka olacak.
Eve iyi bak. Dönünce görüşürüz.
Kurban'dan sonra asıl bayram" demiş. Bence en iyi istihbarat budur!
Evin içindeki çalışan evin sahibi bilmese de her şeyi bilir. Yeni periyot 4 ay demek ki! Göreceğiz.
Başka bir not. Türkiye'deki başarısız darbe girişimi, CIA içinde de sarsıntıya yol açtı. Zaten sonuçları olacaktı. Darbeyi kınama açıklaması yapan CIA Direktörü Brennan'ın titrek konuşması buna en güzel örnekti. ABD eski Dışişleri Bakanı Colin Powell'ın Özel Kalem Müdürü Lawrence Wilkerson konuştu.
Amerika'da konuştuğu hiçbir söz için kanıt aranmayan isimlerin başında gelir. Çok etkili ve saygındır. Wilkerson "15 Temmuz'un içinde CIA Direktörü Brennan vardı. Rolü büyüktü" dedi. Bakın Wilkerson çok önemli biridir. Dediğini not edin.
Bir süre sonra dedikleri gün gibi ortaya çıkar. Gerçeklerin zamanla ortaya çıkma gibi bir huyu vardır! Paylaşayım istedim! Başka kulisler de var!
Kissenger, çok etkili 100 kişiden biridir belki. Beyaz Saray'da çok özel bir toplantı yapılıyor. Konu Türkiye ve büyük denge. Kissenger başından beri BÜYÜK DENGENİN ABDRusya arasında olmasını savunuyor.
Bunun için de Putin'le Moskova'da baş başa 10 gün geçirdi. Dengeyi savunan Kissenger Türkiye ile ilginç bir şey söylüyor. "Dengeyi Rusya ile yaşatmaya devam edelim. Ama Türkiye ile Rusya'nın yakınlaşmasını da bir önce bitirelim. Bu bizim çıkarımız için atılacak en önemli adımdır"diyor. Arkasından RUS UÇAĞI düşürülüyor. İlişkiler kopuyor, gerilim başlıyor ve dostlar çatık kaşlarla birbirine bakıyor.
Orada konuşulanı burada yapacak çok adam vardı. Bizim çocuklarımızı onlar ele geçiriyor biz bakıyorduk!
Galiba çocuklarımız elde tutmanın AKLINI bulamıyorduk. Sıra şimdi bunda! Oralarda bir şey daha konuşuluyor.
Neden bu adamlar aralıksız Erdoğan'a ve Türkiye'ye saldırıyor? Gezi, Oslo sızıntısı, 17-25 Aralık, 15 Temmuz! Sorun 2011'de başlamış!
Erdoğan Türkiye'yi devlerin cirit attığı AFRİKA'ya taşıyınca Washington'un sinir sistemi alarma geçmiş. Gülen cemaatiyle oralarda operasyon yapan CIA Türkiye'yi bölgede görünce çıldırmış. Bu nedenle saldırılar başlamış. Gelen GÜLEN ve ekibi olsa da aslında Amerika ile CIA. Bakın SUDAN 'da cemaat okulları kapatıldı! Amerika için kırmızı alarm bu! Arkasında kim var? Muhtemelen ÇİN! En büyük rakibi! Çin'in yanına Türkiye'yi aldığını düşünün! Amerika bununla yatıp kalkıyor. Saldırmasının nedeni de bu! Yoksa cemaat figüran! Bugün var yarın yok!
CIA demişken devam edelim.
Bu çok ama çok önemli. 15 Temmuz başarısız olunca CIA'da ve Pentagon'da korku başladı! Kendilerine bağlı işadamlarının deşifre olma ihtimali paniğe yol açtı. Cemaatin arkasında görünmeyen daha doğrusu cemaatle yan yana getirmekte zorlanılan işadamları operasyonun başından beri arkasında. Bunu kim biliyor bilmiyorum! Kim ne kadarına hakim bilmiyorum! Ama Amerikalı DOSTUMUN ilettikleri bende!
Rakamlar ve isimler korkunç! Hiç aklınıza gelmeyecek isimler cemaatin tam göbeğinde. AK Partili görünen de CHP'li bilinen de.
Adamlar akıllı! Yaptıkları kalenin yakılmaması için bu PATRONLARI korumaya çalışıyorlar. Çünkü GÜLEN gider GÜLMEYEN gelir!
Önemli olan AĞ'ın korunması. Bunun için muazzam istihbarat savaşı var. LİSTENİN Ankara'nın eline geçmemesi için gösterdikleri çaba büyük!
Nasıl devlet daha önce cemaatle savaşırken EŞİ BAŞÖRTÜLÜ birini arıyor ve yanılıyorsa şimdi de pantolonun ütüsüne gömleğin biçimine göre cemaatçi arıyorlar. Oysa gizlenenler çok başka yerlerde. Hiç uzak değiller. O liste ele geçerse zaten her şey açığa çıkacaktır. Ve asıl darbe o zaman inecektir. Unutmayın PARASIZ HİÇ BİR ŞEY OLMAZ. Takip ediyorum. Bakalım kim kazanacak!
Liste kimin elinde kalacak.
Yazıyı Erdoğan'la kapatalım.
Bütün kritik zamanlarda yanında ailesinden başka kimse olmadı.
Siyaseten büyüttüğü, makam mevki verdiği herkes kayboldu. Gezi'yi hatırlayın! 7 Şubat'ı, 17-25 Aralık'ı.
Kendi başına savaştı. Yardım eden yoktu. En son 15 Temmuz'u cep telefonuyla FACE TİME'la yendi. Millet de yanındaydı. Allah'ın bir hesabı vardı ve o işledi! CIA hem BOĞAZ KÖPRÜSÜ'nde hem de ekranda yenildi. Kendilerine çok güveniyorlardı ama bu onlara yetmedi. Hep söylediğim gibi OMUZ OMUZA yürümemiz gerekiyor. Bu saatten sonra kesinlikle ayrılmamalıyız. Hep bir ve bütün olmalıyız. Unutmayın şu anda bile çok ilginç yerlerde İKİNCİ SEANS TOPLANTILARI yapılmakta. Biz dağılmazsak kimse dağıtamaz! Biz dağılırsak kimse toplayamaz!
NOT: Daha önce Hürriyet'e cam kırıldığı için giden BÜYÜKELÇİLER neden 15 temmuz gecesi kurşun yağmuruna tutulan bizlere gelmezler!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.