Ajan war!

Herkes bir şeyler konuşuyor, yazıyor... Gerçeğin ne kadarını biliyoruz ki! Bence çok az kısmını!
Bunu nereden mi biliyorum! Cevap vereyim:
Bilmediklerimden! İnanın Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ne yaptığını, ne kadar etkili olduğunu, düşmanlarını nasıl titrettiğini asla ve kat'a bilemiyoruz! Ama şunu bilmemiz gerekir ki İNANILMAZ İŞLER oluyor! Sadece bizim gibi sıradan insanlar bilmiyor!
Size bugün film tadında yaşanan gerçeklerden birkaç satır aktaracağım... Keyifle okuyacağınızdan eminim...
Ama önce İNGİLİZ medyasında çıkan haberi hatırlamakta fayda var!
Suriye'nin üst düzey istihbarat yetkililerinden Ali Memlük, "Aracılar vasıtasıyla Türk istihbaratıyla iletişime geçip darbe planı yapma" şüphesiyle ev hapsine atıldı. Peki kimdi Ali Memlük? Türkiye'deki Milli Güvenlik Kurulu'na benzer bir yapı olan Ulusal Güvenlik Bürosu Başkanı...
Esad'a en yakın 3 isimden biri.
Plandan haberi olan rejimin güvendiği üst düzey bir kaynak "Memlük bir aracı vasıtasıyla Türk istihbaratıyla iletişim kuruyordu" dedi...
Bu haber doğru muydu?
Bilmiyoruz!
Ama gelin bildiklerimize gidelim...
Olaya sadece İNGİLİZ medyasının gözüyle bakmayalım... Suriye'de Esad giderek zor duruma düşüyor!
Ülke karıştığında Esad'ın elindeki asker sayısı 300 bin iken bugün 100 bine kadar düştü! Ama anlatmak istediğim bu değil! İSTİHBARAT BAŞKANININ MİT' ile irtibat kurup kurmadığına geleceğim! Ama önce biraz geriye seyahat edelim...
Suriye istihbaratının önemli isimlerinden ve muhaberatın eski Lübnan şefliğini yapan Rüstem Gazali vardı! Gazali, İSTİHBARATIN başındaki kişiydi!
Çok etkili ve doğrudan Esad'la çalışan biriydi! Bizler bilmesek de Esad, siyasi istihbarat teşkilatını yöneten General Rüstem Gazali ile askeri istihbaratın başındaki Refik Şahada'yı aralarında şiddetli bir kavgaya tutuştukları için görevden aldı. Gazali'nin ROL KAPMA yarışında Şahada'ya yenildiği ve onun adamları tarafından fena halde dövüldüğü iddia edildi! Basına yansıyan haber bu şekildeydi! Zaten bunun sonucu olarak da tansiyon ve kalp yetmezliği nedeniyle hayatını kaybedecekti!
Ama gerçekle bunun hiçbir ilişkisi yoktu! Perde gerisinde olup biten bambaşkaydı! MİT yine devreye girmiş ve Esad'ı can evinden vurmuştu! Zaten bilmediğimiz o kadar çok operasyon yapılıyordu ki! Neyse... Konumuza dönelim.
Gazali, Türk İstihbaratı'na haber gönderip "Beni ve ailemi koruyun!
Sizinle çalışmak istiyorum!" teklifinde bulundu! MİT de akıllıca davranıp "Biz seni ve aileni koruruz!
Bunda hiçbir problem yok!
Ancak size güvenmemiz için bir adım atmanız gerekir!" cevabı verdi! Gazali de bunun ne anlama geldiğini bilecek çapta biriydi! İLK BİLGİLERİ PAYLAŞTIKTAN SONRA MİT ailesini bataklığın içinde çekip aldı! Türkiye'ye getirdi!
Güvenlik sağlandı. Gazali bunun bu kadar kolay olacağına inanamıyordu!
Ama olmuştu! Bir süre daha bilgi akışı devam etti! Esad'ın aklından geçen bile Ankara'ya akıyordu! Esad bunu görüyor ancak KAÇAĞIN NEREDE olduğunu bulamıyordu!
AKIŞ sürerken MİT Gazali'ye haber gönderip "Senin de çıkman lazım!
Peşindeler! Her an yakalanabilirsin.
Kendini riske etme!" diye uyardı!
Ama Esad'ın vahşetine karşı bir şeyler yapmak istiyordu! Ve uyarıya rağmen orada kaldı! MİT tekrar devreye girip "Sakın vakit kaybetme ve çık! Seni alacağız" diye bir kez daha uyardı!
Dinlemedi! Gelişmeler Türk İstihbaratı'nın dediği gibi oldu!
Yakalandı! Ve Esad tarafından öldürüldü! Esad'ın yıkıldığı an buydu!
Çünkü en yakın adamı aslında yanında değildi! Ancak sürprizler devam edecekti! Suriye Ordusu'nda görevli çok üst düzey askerler "Ailelerimizi alın yeter! Bizler, sizlerle çalışmak için sıradayız! Gerekirse ölürüz! Ama çocuklarımızı kurtarın!" diye peş peşe mesaj yolluyor, adeta yağdırıyordu!
Bu trafik yaşanırken Suriye Ordusu'nun içindeki bütün gizli kodları ve sistemin özelliklerini bilen üst düzey komutan da geldi!
Artık Esad'ın yapacağı hiçbir şey yoktu! Bunu başka komutanlar ve istihbaratçılar izledi! Ailesini gönderen arkadan elindeki bilgilerle yola düşüyor ve Türkiye'ye geliyordu!
Şu an Esad'ın elinde yarar sağlayacak yetişmiş üst düzey isim yoktu! Başarabilenler Türkiye'ye kaçmıştı! Daha doğrusu MİT tarafından oradan alınmıştı! Israrla kalanlardan bazıları ise açık düştüğü için infaz edilmişti!
Ama oradan Türkiye'ye öyle bir akış vardı ki Esad'ın GİZLİSİ SAKLISI kalmamıştı!
Uçağımız düşürüldüğünde hatırlayın bazıları Esad'ın Hava Savunma Sistemi'ne övgüler yağdırmıştı!
Oysa şimdi olması gereken her şey Ankara'nın elindeydi! Ve ne acı ki Esad kendi adamlarının bunu MİT'e verdiğini çok iyi biliyordu!
Türkiye buradan böylesine çullanırken Esad ne yapıyordu?
Buna bakalım biraz da! İran'a yaklaşıyor ve Şİİ milislerle özellikle KERK ÜK'e çullanıyordu! Kasım Süleymani bu Şİİ grupları bir araya getiren isimdi! Endonezya'dan bile paralı asker geliyordu! "IŞİD'le savaşacağız!" bahanesiyle biraraya gelip KERKÜK PETROLLERİNE çökmek için saldırıyorlardı! Esad'ın elindeki güçlerin büyük bir bölümü de burada görev alıyordu! Bu nedenledir ki HALEP yakında düşecek ve Esad'ın ellerinden kayıp gidecekti!
MİT'in bölgede anlatılmayacak kadar başarıları vardı! Ama bugünlük bu kadar! Bölgeden devam edelim...
Ben önemsediğim için takip ettim! Barzani, Obama'nın karşısına geçti ve derdini anlattı! Bu bir milattı! Kürt Yönetimi, ABD'nin üst takımı ile aynı masadaydı! "Neler oluyor" diye çok merak ettim! Ama boşunaymış! Dün öğrendim ki Ankara ve Türk İstihbaratı orada konuşulan her şeye ama her şeye hakimmiş! Zaten Barzani de "Türkiye olmasa IŞİD bizi perişan edecekti!" demiş! Ve bu NOT anında Ankara'ya düşmüş!
İyi değil mi?
Madem istihbarat oyunlarından girdik, devam edelim... Geçtiğimiz günlerde yine çok küçük kalan ama çok önemli bir olay yaşandı! Nerede mi? Adana'da tabii! Yok yok MİT TIR'ları ile ilgili değil bu kez! ABD'nin Adana Konsolosluğu Güvenlik ve İrtibat Müdürü S. S. boyunu aşan işlere kalkışmış! Bir gazeteciden MİT, TSK ve bölgedeki yapılanmalar hakkında bilgi toplamış! Tabii para karşılığında! Sadece bir gazeteci üzerinden de değil üstelik! Jandarma ve emniyetteki adamlarını da bu iş için koşturmuş! Türkiye sınırında ne olup bittiğini anlamak için ne gerekiyorsa yapmış! Belli ki kendisini TÜRK 'ten daha çok başka bir şey hissediyormuş! Bağlı olduğu ve emir aldığı yer Türkiye Cumhuriyeti makamları değil! Bu olay bilmediğimiz kanallarda gizli gizli çok büyüdü! Depremler oldu ancak hissetmedik! Çünkü bu olayda da MİT tereyağından kıl çeker gibi operasyonu yapmış ! Bu kendine güvenen zat ile birlikte hareket edenleri tek tek DOSYALAMIŞ!
Ve ilgililerin önüne koymuş! Siz bakmayın o yalanlamalara! Herkesin yaptığı ettiği ortada! Peki bu adamı deşifre eden MİT bu hamle ile ne demiş oldu: Bu ülkede bize rağmen bir şey yapmaya kalkmayın!
Ensenizdeyiz! Eski Türkiye yok artık!
E güzel vallahi!
Malum örgüte de girelim bugün...
Geçtiğimiz günlerde yaşanan hakim krizi vardı! Malum yapıya üye oldukları söylenen 68 kişi bu hakimlerin kararıyla salıverilecekti!
Nöbetçi hakimler dosyalara bakmadan düğmeye bastı! Oysa işin arka planı hiç de böyle değilmiş!
Bu hakimlerin bu kararı vereceği zaten biliniyormuş! Bunların görev aldığı saat önceden kararlaştırılmış!
Düğmeye basacakları bilindiği için de bir başkası gelip düğmeye basmış!
Hakimler operasyon yapacakken operasyon yemiş!
Burası Türkiye! Dikkat şart!
Bir de malum yapı ile ilgili bir not!
Çok sayıda kişi İTİRAFÇI olmak için sıraya girmiş! "Mücadele bambaşka boyut kazandı!" diyen çok! Bakalım iş nereye varacak! Ama "Konuşmak istiyorum!" diyen önemli isimler var!
Benden söylemesi!