EKREM KIZILTAŞ

Kötü miras!..

Suriye'nin ne kadar alçak ve zalim bir rejimden kurtulduğunu anlamak için, Sednaya Hapishanesi'nden çıkarılan bir kadının: 'Buraya girdiğimde 19 yaşında bir bekârdım. Şimdi 32 yaşındayım ve üç çocuğum var, ancak babalarını bilmiyorum' şeklindeki sözleri, yeterli… Yaşı uygun olanlar, Hama'da on binlerce insanın katledildiği 1982 sonrası, Suriye hapishanelerinden yükselen, 'Nusayri askerlerin 'p..'lerini doğurmak istemiyoruz. Bulunduğumuz hapishaneyi bombalayıp, bizi öldürün!' çığlıklarını hatırlamışlardır.
Sednaya, çöken Baas rejiminin on binlerce kişiye yıllarca işkence ettiği 50 civarındaki hapishaneden, daha doğrusu işkencehaneden sadece birisi. Şam'daki Mezze ve Kabun, Humus'taki Balone ve Tedmur, işkence konusunda öne çıkan diğer merkezler.
Hama'daki hapishaneden salınanlar arasında 1982'den beri orada tutulanların da bulunması, Beşşar'ın baba mirasına sahip çıktığının (!) delili. İnsanları uçağıyla bombalama emrine karşı çıktığı için 1982'de tutuklanıp 42 sene sonra ancak özgürlüğüne kavuşabilen pilot Raghid Al-Tatari de keza.
Bunları duymak, çeşitli gerekçelerle Suriye rejimine sahip çıkan ve ağızlarını her açtıklarında 'Sayın Esad' diyenlerin yüzlerini kızartır mı, bilinmez. Ancak, ülkesinin ne kadarına hükmettiği bilinmese de kısa bir süre öncesine kadar Suriye Devlet Başkanı olarak bilinen Beşşar Esad'ın kaçışıyla, Suriye'de on yıllardır devam eden zulüm rejimi sona erdi.
Oysa, eli kanlı bir katil olduğu konusunda kimsenin şüphesi olmayan babası Hafız Esad'tan sonra iş başına gelen Beşşar Esad'la Suriye'de birçok şeyin değişebileceği düşünülüyordu. Bu konuda birtakım emareler de vardı. Ancak, kendisine ümit bağlanan Beşşar, şaşırtamadı… Rejimin sertliklerinin yumuşatılması ve diasporadaki Suriyelilerin dönüşlerinin sağlanması, değişiklikle ilgili öncelikli beklentilerdi. Hama ve çevresinde on binlerce insanın katledildiği, binlercesinin kaybolduğu 1982'de ülkeyi terk eden ve sayıları artık 2 milyona ulaşan diasporadaki Suriyelilerin, ülkeye bilim, sanayi, teknik vb. her konuda destek olabileceği de, herkesin ortak kanaatiydi.
Ancak, babasının vefatı sonrası anayasa değişikliği ile Beşşar'ı devlet başkanı seçtiren Baas kadrolarının, adeta çiftlikleri gibi yönettikleri Suriye'deki hükümranlıklarını kaybetmek istemeyeceklerinden korkuluyordu ve öyle oldu.
Yönetimlerini 1946'da fiili olarak bitiren Fransızların, 1933'te kurdurdukları Halep Askeri Akademisi'nden yetişen ve Nusayri, Dürzi ve Hristiyan azınlıklara mensup subaylarca yönetilen Suriye gerçeği, Beşşar döneminde de değiştirilemedi.
Ortodoks Hristiyan Mişel Eflak ve Sünni Müslüman Salahaddin el-Bitar'ın, Fransa'daki öğrencilik yıllarında sosyalist ideoloji ve seküler Arap milliyetçiliği sentezi ile oluşturdukları Baas ideolojisinin kötü mirası, umulur ki Beşşar ile son bulur…

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.