Ayakları üzerinde durabilmek
Baştanbaşa Türkiye ve Sudan bayraklarıyla donanmış Hartum, Türkiye ve Çad bayraklarıyla donanmış Encemine (N'Djamena) ya da Türkiye ve Tunus bayraklarıyla donanmış Tunus sokaklarında dolaşırken, insanın kendisini Türkiye'nin herhangi bir yerinde gibi hissetmesi, muhteşem bir şey. Kılık kıyafetleri, derilerinin renkleri ve günlük hayatları değişik olsa da, karşılaştığınız insanlarla aynı inanca ve dahası aynı ideallere sahip olmanın yanında vatandaşı olduğunuz ülkenin ve o ülkeyi yönetenlerin o insanların gözünde özel bir önemi olduğunun farkında olmak ise, bambaşka bir duygu. Hartum, Encemine ve Tunus'ta, Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik ilgiyi görünce, bazı İslam ülkelerinin sözüm ona yöneticilerinden gelen çatlak seslere mana verebilmek kolaylaşıyor... Geçtiğimiz günlerde Medine Müdafii Fahrettin paşa üzerinden, ecdadımıza ve Cumhurbaşkanımıza yönelik birtakım sözler sarf eden BAE Dışişleri Bakanı ve benzerlerinin aslında nasıl bir kompleks içerisinde kıvrandıklarını anlıyorsunuz.
Tunus'un nispeten rahat olduğunu söyleyebilmek mümkün. Ancak zengin tabii kaynakları ve son derece verimli tarım arazilerine rağmen Sudan ve özellikle de Çad'ın karşı karşıya bulunduğu sıkıntılara bakarak, dünyanın hali hazırda tabi olduğu sistemin ne kadar acımasız olduğunu fark etmemek imkansız.
Tıpkı başka bazı ülkelerde olduğu gibi Sudan ve Çad da aslında sahip olmaları gereken hayat standartlarının oldukça gerisinde tutulmaya çalışılan ülkeler.
Aslında yerin altında ve üstünde bulunan zenginliklerin bu ülkelerin insanlarının son derece rahat bir şekilde yaşatmaya yeteceği bilinse de, bunun gerçekleşmesi çeşitli şekillerde engellenebiliyor.
AFRİKA İÇİN AFRİKALI ÇÖZÜMLER...
Adalet ve hakkaniyetle zerre kadar alakası olmayan birtakım ayak oyunları ve bunların yetmediği yerlerde de, nasıl ortaya çıktıkları belirsiz olan birtakım terör örgütleri üzerinden hizaya getirilmeye çalışılan ülkeler bunlar.
Ne zaman ayağa kalkmalarına vesile olabilecek bazı adımlar atmaya kalksalar, ortalığı karıştırabilecek gelişmelerle yüz yüze kalıyorlar...
Türkiye'nin Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde gösterdiği ilginin, özellikle de bu ülkeler üzerine hesapları olanları rahatsız ettiği, açık bir gerçek. Kendi ayakları üzerinde durma kararlılığında olan Türkiye'nin, Afrika ülkelerinin de kendi ayakları üzerinde durmalarına destek sağlamaya çalışması, bazı mihrakları ciddi şekilde rahatsız ediyor belli ki. Türkiye'nin son zamanlarda sıklıkla yaşadığı müdahale girişimlerinin de, bu rahatsızlıkların bir uzantısı olduğu, açık. Ülkemizin avuçlarının içinden kayıp gittiğinin farkında olanların, aynı şeyi yapabilmeleri için başka ülkelerle temas kurmamız ve onlara destek olmaya çalışmamızdan dolayı düşmanlıkları da katlanıyor sanki. Cumhurbaşkanımızın yolculuk dönüşü uçakta sarf ettiği şu sözler, meseleyi en iyi şekilde kavrayabilmek açısından yeterli aslında:
"Bu ziyaretimiz Afrika ile münasebetlerimizi farklı yeni bir boyuta taşıyacaktır. Geleceğin Afrika'da olduğunu görüyoruz. Biz bu geleceği bir kenara koyamayız, ıskalayamayız.
Sömürge planları ile gelmedik, geçmişimizde emperyalizmin kokusu yok. Afrika için Afrikalı çözümler ilkesi ile hareket ediyoruz.
2005'i Afrika yılı ilan etmiştik.
Çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz.
Bütün arzumuz, Afrika'nın kendi ayakları üzerinde durabilmesidir. Batı ülkeleri -bunların kimler olduğunu tahmin edebiliyorsunuz- bunların tüm imkanlarını almak gayretinde.
Buralardakiler daha yeni yeni dik durmanın yollarını arıyorlar..."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Dünya umurunda değil!.. (25.09.2024)
- Her şeye hazır olmak!.. (22.09.2024)
- AB, para mı dağıtacak?.. (21.09.2024)
- Gaziantep: İş bilenin… (18.09.2024)
- Enerjik bir ülkeyiz… (15.09.2024)
- Sayaç çalışıyor (14.09.2024)
- Elini veren kolunu kaptırır!.. (11.09.2024)
- Her şey kontrol altında… (08.09.2024)
- Dev aynası (07.09.2024)
- Ümit dağın ardında… (04.09.2024)