Bize parasıyla bile vermediği bazı silahları terör örgütlerine hediye eden ABD başta olmak üzere, güya müttefikimizolmalarına rağmen talep veihtiyaçlarımız konusunda kör vesağır davranan ülkeler sayesinde, savunma sanayinde hatırı sayılır derecede yol aldık.
Müttefiklerimizin bir şekilde ikame edebileceğimiz kanaatiyle vermedikleri düşünülmeyeceğine göre, o meşhur atasözünü gönül rahatlığıyla kullanabiliriz: Kötü komşu insanı mal sahibi yapar!.. Hatta bu sözü, 'kötümüttefik, savunma sanayi sahibiyapar' ya da benzeri şekillerderevize ederek de kullanabiliriz:
İstediklerimizi rahatlıkla veriyor olsalardı, yerli İHA ve SİHA yapıyor olmayabilirdik, mesela. Malum, ABD ve İsrail, bu tür araçları vermekte nazlanıyor ve verseler bile kendileri kontrol etme hevesine kapılıyorlardı.
Bu da, tespit edilen teröristlereait koordinatlar yerine, dağlarıtaşları bombalamamız manasınageliyordu.
Terör operasyonlarına sağladıkları anlık ve doğru istihbaratları ile bilinen ANKA ve Bayraktar'ın yenigeliştirilen silahlı versiyonlarının,terörle mücadelede TSK'nın eliniciddi şekilde rahatlattığı biliniyor.
Yine TSK'nin ihtiyacı olan taarruz helikopterleri konusunda, işin tadını kaçırmamış olsalardı, İtalyan Agusta Westland A129 helikopterinin gövde ve elektronik sistemlerini TSK ihtiyaçlarına göre yerli imkanlarla geliştirerek T129 ATAK TaarruzHelikopteri'ni yapma ihtiyacıduymayabilirdik belki de.
Aynı şeyleri T-155 Fırtına Obüsü için de söyleyebiliriz herhalde. Arzularının nerdeyse emir telakki edildiği EskiTürkiye zamanında, savunmaihtiyaçlarımız konusunda sadecenazlanıyorlardı müttefiklerimiz.
Ancak, kendi ayakları üzerinde durma kararlılığındaki Yeni Türkiye söz konusu olduğunda inatçılıkları da devreye girdi ve silah satmamak için bin dereden su getirmeye başladılar.
TOPLU İĞNE BİLE...
Müttefiklerimiz vermeyince kendimiz yapmak zorunda kaldığımız silahlardan birisi de T-155 Fırtına Obüsü. Hareket halinde 30saniyede atışa hazırlanıp,dakikada 6 atış yapabilen veatış sonrası 30 saniyede mevzideğiştirebilen bir top T-155...
ASELSAN'ın T-155 için geliştirdiği atış kontrol sistemi de 8 ila 25 kilometre arasında tam isabet sağlıyor.
Listeye, Kara Kuvvetleri'nin vurucu gücünü artıran 100 kilometre menzile sahip Kasırga TR-300 Füzesi yanında TÜBİTAK tarafından geliştirilen 200 km menzilli havadan, karadan ve denizden atılabilen SOM ve taarruz helikopterleri tarafından kullanılabilen UMTAS füzelerini de ilave etmek gerek.
Tank konusunda atılan adımların geldiği son nokta da sevindirici. Prototip üretimi tamamlananve sahasında teknolojinin sonaşaması olarak kabul edilenAltay isimli milli tankın seriüretimi için de gün sayılıyor.
Aynı şekilde, yerli seyrüsefer sistemleri ile donatıldıktan sonra 2008'de denize indirilen 99 metrelik "TCG Heybeliada" korveti ile başlayan ve Bozcaada, Burgazada, Kınalıada ile devam eden MİLGEM, firkateynlerle yoluna devam ediyor.
Gemicilikte bundan sonraki ufuk ise uçak gemisi yapmak. Diğer yerli yapım savunma sanayi ürünlerinde olduğu gibi, MİLGEM kapsamındayapılacak gemilerin dost ülkeleresatışı da gündemde.
Bir zamanlar toplu iğne bile yapamadığı söylenen ülkemizin günümüzde geldiği aşamayı gösteren bu liste, daha da uzatılabilir.
Birilerinin ısrarla kötü tablolar çizmeye çalıştığı ülkemizde aslında güzel şeyler olduğunu anlamak için bu yapılanlara göz atmak yeterli. Bunları yapabiliyorsak, ihtiyaçhissettiğimiz başkalarını dayapabiliriz demek bu.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.