Sazanlık parayla değil!..
Oysa devlet ciddiyeti hususuna azıcık saygıları olsaydı, böyle bir şeyin mümkün olamayacağını bilir ve olayın sadece bir isim benzerliğinden ibaret olabileceğini düşünebilirlerdi.
Ancak yönetime olan kızgınlıkları sebebiyle devleti suçlama alışkanlığını bu konuda da sürdürerek sazan durumuna düştüler.
Söz konusu yolculukları yapan hakikaten aranan Adil Öksüz olsaydı, CHP açısından tadından yenmez bir şey olurdu muhakkak.
15 Temmuz'un bir tiyatro ya da kontrollü bir darbe olduğu şeklindeki saçma sapan iddialarına destek bulmuş olurlardı böylelikle.
Tıpkı 15 Temmuz bir tiyatro ya da kontrollü darbe girişimiydi iddiaları gibi, aranan Adil Öksüz çeşitli iller arasında, hem de uçakla yolculuklar yaptı iddiasının da, 'gerçek olamayacak kadar güzel' olduğunu fark edemedi CHP'liler.
'O kadar güzel ki, gerçek olması mümkün değil' sözü, özellikle de CHP'lilerin üzerinde çalışmaları gereken bir söz. İşlerine yarayabileceği ümidiyle birilerince ortaya atılan her iddianın üzerine atlıyor ve sonunda mahcup olma durumuyla karşı karşıya kalıyorlar.
15 Temmuz gecesi liderleri Kılıçdaroğlu'nun İstanbul Yeşilköy Havalimanı'nda darbe girişimine karşı çıkan insanımızla kalmak yerine orayı terk etmesi, süreçle ilgili yanlışlıkların da başlangıcı oldu aslında.
Kılıçdaroğlu, hiçbir şey yapmasa bile, olayı Bakırköy Belediye Başkanı'nın evine gidip orada izlemek yerine Yeşilköy Havalimanı'nda izleyebilseydi, o günden beri yaşananlar farklı bir şekilde cereyan edebilirdi belki. Ancak her nasıl olduysa, gemi kaçtı!..
DEĞİŞMEK DEĞİL, DEĞİŞTİRMEK!..
Milletimizin tamamının içinde bulunduğu darbe karşıtı koalisyonun aktif bir parçası olamayınca, içten içe muhalifi olma yolunu seçti CHP'liler. O günden beri de, zaman zaman makul ve mantıklı açıklamalar yapsalar da, çoğu zaman şanlı 15 Temmuz mücadelesini itibarsızlaştırabileceğini düşündükleri işlere imza atıp duruyorlar.
15 Temmuz'un müsebbipleri ve teşvikçileri ile aynı safta bulunmanın kaybettireceğinin farkındalar. Ancak ülkemizin hali ve istikbali açısından hesapları olan bu çevrelerle kesişen çok tarafları var. Bu da amansız birer muhalif haline getiriyor CHP'lileri.
Türkiye'nin geçirdiği önemli aşamalardan sonra ulaştığı durumu ve yakın vadede gerçekleşecek yeni gelişmeleri doğru bir şekilde algılayabilseler, toplumla beraber hareket etme dışında bir yolları kalmadığını anlamış olmaları gerek oysa.
Kendilerini toplumun üzerinde bir yerde görme alışkanlığını, kolaylarına geldiği için sürdürüyor CHP'liler.
Her şeyin iyisini ve doğrusunu kendilerinin bildikleri ve insanların da bu kanaatlerini paylaşmaktan başka yolları olmadığı şeklindeki saplantılarını da.
Demokratik bir ülkede yaşadıkları ve iktidara ancak insanların kendilerine teveccüh etmeleri sayesinde gelebileceklerini bilseler de, yapabilecekleri fazla şey olmadığının farkındalar.
Değişmek yerine, insanları değiştirme ümidini hala muhafaza ediyorlar...
Hemen her konuda olduğu gibi, mütereddit tavırlarıyla 15 Temmuz konusunda da milletimizle ters düşmeyi başaran(!) CHP'liler, 'yanlışın neresinden dönülürse dönülsün kar olacağı' sözünü de bilmiyor ya da doğruya yönelmeyi başaramıyorlar bir türlü.
Bu sebeple yakın zamanda ortaya atılacak inanılması mümkün olmayan başka 'güzel' iddialara da sazan gibi atlayacaklarına, şüphe yok...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Dünya umurunda değil!.. (25.09.2024)
- Her şeye hazır olmak!.. (22.09.2024)
- AB, para mı dağıtacak?.. (21.09.2024)
- Gaziantep: İş bilenin… (18.09.2024)
- Enerjik bir ülkeyiz… (15.09.2024)
- Sayaç çalışıyor (14.09.2024)
- Elini veren kolunu kaptırır!.. (11.09.2024)
- Her şey kontrol altında… (08.09.2024)
- Dev aynası (07.09.2024)
- Ümit dağın ardında… (04.09.2024)