15 Temmuz Gecesinden beri nerdeyse ülkenin her tarafında fellik fellik aranan Adil Öksüz'ünAnkara, İstanbul, İzmirve Elazığ arasında uçaklaseyahat etmesine rağmenyakalanmadığı iddiasına, mal bulmuş mağribi gibi sarıldı CHP'liler.
Oysa devlet ciddiyetihususuna azıcıksaygıları olsaydı,böyle bir şeyinmümkünolamayacağınıbilir ve olayınsadece bir isimbenzerliğindenibaretolabileceğinidüşünebilirlerdi.
Ancak yönetime olan kızgınlıkları sebebiyle devleti suçlama alışkanlığını bu konuda da sürdürerek sazan durumuna düştüler.
Söz konusu yolculukları yapan hakikaten aranan Adil Öksüz olsaydı, CHP açısından tadından yenmez bir şey olurdu muhakkak. 15 Temmuz'un bir tiyatro ya dakontrollü bir darbe olduğu şeklindekisaçma sapan iddialarına destek bulmuşolurlardı böylelikle.
Tıpkı 15 Temmuz bir tiyatro ya da kontrollü darbe girişimiydi iddiaları gibi, aranan Adil Öksüz çeşitli iller arasında, hem de uçakla yolculuklar yaptı iddiasının da, 'gerçek olamayacak kadar güzel' olduğunu fark edemedi CHP'liler.
'O kadar güzel ki, gerçek olması mümkün değil' sözü, özellikle de CHP'lilerin üzerinde çalışmaları gereken bir söz. İşlerine yarayabileceği ümidiyle birilerince ortaya atılan her iddianın üzerine atlıyor ve sonunda mahcup olma durumuyla karşı karşıya kalıyorlar.
15 Temmuz gecesi liderleri Kılıçdaroğlu'nun İstanbul YeşilköyHavalimanı'nda darbe girişiminekarşı çıkan insanımızla kalmakyerine orayı terk etmesi, süreçle ilgili yanlışlıkların da başlangıcı oldu aslında.
Kılıçdaroğlu, hiçbir şey yapmasa bile, olayı Bakırköy Belediye Başkanı'nın evine gidip orada izlemek yerine Yeşilköy Havalimanı'nda izleyebilseydi, o günden beri yaşananlar farklı bir şekilde cereyan edebilirdi belki. Ancak her nasıl olduysa, gemi kaçtı!..
DEĞİŞMEK DEĞİL, DEĞİŞTİRMEK!..
Milletimizin tamamının içinde bulunduğu darbe karşıtı koalisyonun aktif bir parçası olamayınca, içten içe muhalifi olma yolunu seçti CHP'liler. O günden beri de, zaman zaman makulve mantıklı açıklamalar yapsalarda, çoğu zaman şanlı 15 Temmuz mücadelesini itibarsızlaştırabileceğini düşündükleri işlere imza atıp duruyorlar. 15 Temmuz'un müsebbiplerive teşvikçileri ile aynı saftabulunmanın kaybettireceğininfarkındalar. Ancak ülkemizin hali veistikbali açısından hesapları olan buçevrelerle kesişen çok tarafları var. Buda amansız birer muhalif haline getiriyorCHP'lileri.
Türkiye'nin geçirdiği önemli aşamalardan sonra ulaştığı durumu ve yakın vadede gerçekleşecek yeni gelişmeleri doğru bir şekilde algılayabilseler, toplumla beraberhareket etme dışında bir yollarıkalmadığını anlamış olmaları gerek oysa.
Kendilerini toplumun üzerinde bir yerde görme alışkanlığını, kolaylarına geldiği için sürdürüyor CHP'liler. Her şeyin iyisini ve doğrusunukendilerinin bildikleri ve insanlarında bu kanaatlerini paylaşmaktanbaşka yolları olmadığı şeklindekisaplantılarını da.
Demokratik bir ülkede yaşadıkları ve iktidara ancak insanların kendilerine teveccüh etmeleri sayesinde gelebileceklerini bilseler de, yapabilecekleri fazla şey olmadığının farkındalar.
Değişmek yerine, insanları değiştirme ümidini hala muhafaza ediyorlar...
Hemen her konuda olduğu gibi, mütereddit tavırlarıyla 15 Temmuzkonusunda da milletimizle tersdüşmeyi başaran(!) CHP'liler, 'yanlışın neresinden dönülürse dönülsün kar olacağı' sözünü de bilmiyor ya da doğruya yönelmeyi başaramıyorlar bir türlü.
Bu sebeple yakın zamanda ortaya atılacak inanılması mümkün olmayan başka 'güzel' iddialara da sazan gibi atlayacaklarına, şüphe yok...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.