‘Teker teker öldüreceğiz!..’
1947'de başlayan hazırlıklar sonrası, batılı devletlerin himayesinde 1948'de, Filistin topraklarında mevcut 1.300 yerleşim biriminde yaşayan 1 milyon 400 bin Filistinli'nin 800 binden fazlası yaşadıkları yerleri terke zorlanıp mülteci haline getirilir.
Yaşanan, Filistinliler ve Arapların Büyük Felaket (Nekbe) olarak andıkları süreçtir. 774 kent ve köyü ele geçiren ve 531 köyü yerle bir eden işgalciler, 70'den fazla bölgede kitlesel katliam yapıp, 15 binden fazla Filistinliyi de şehit etmişlerdir...
İSRAİL'İN TÜKENİŞİ...
1948'de sayıları 1 milyon 400 bin olan Filistinliler günümüz itibariyle 12 milyonu geçmiş durumda.
Acı olan bu nüfusun büyük bir bölümünün mülteci konumunda olması.
Günümüzde Filistin topraklarında yaşayanların sayısı 4 milyon 600 bin civarında. Bunlardan 2.800 bini Batı Şeria'da, 1 milyon 800 bini Gazze'de.
İsrail vatandaşı Filistinlilerin sayısı ise 1 milyon 800 bin...
Mülteci konumundaki yaklaşık 6 milyon Filistinli, toplam 58 mülteci kampında hayatlarını sürdürüyor. Bu kamplardan 19'u Batı Şeria, 12'si Lübnan, 10'u Ürdün, 9'u Suriye ve 8'i de Gazze'de bulunuyor.
Mülteci rakamları aslında kayıtlı olandan çok daha fazla. Çünkü dünyanın değişik ülkelerinde dağılmış olup mülteci kaydı yaptırmayan çok sayıda Filistinli mevcut.
Toplam nüfusu 8 milyon 500 bin civarında olan İsrail'i kara kara düşündüren hususlardan birisi Yahudi nüfusun artış hızının iyice düşmüş olması. Gerek kendi vatandaşı olan ve gerekse diğer bölgelerdeki Filistinlilerin nüfus artış hızı ise yüksek.
Nüfus artış hızının düşük olması sebebiyle, diğer ülkelerde yaşayan Yahudi asıllıları kendisine has yöntemlerle İsrail'e göçe teşvik eden İsrail'in 2005'te Gazze işgaline son vermesinin sebeplerinden birisi de, buradaki nüfusun iç dengeler açısından sıkıntı çıkarabilecek olması.
Filistin-İsrail meselesinin en önemli tartışma konularından birisi, bir barış durumunda mültecilerin geriye dönüşü konusu... Mültecilerin dönüşü, Filistin tarafı açısından tartışmaların olmazsa olmazlarından birisi.
Yahudi nüfusu gittikçe azalırken Filistinlilerin gittikçe çoğalması sebebiyle korkulu rüyalar gören İsrail açısından 6 milyon mülteciye geri dönüş hakkı tanınması, adeta dünyanın sonu demek.
Bu geri dönüş -sebep olacağı ekonomik, sosyal ve siyasi travmalar bir yana-, bir Yahudi Devleti olmak için gayret eden İsrail'in Arapların, dolayısıyla Filistinlilerin ağırlıkta olduğu bir devlete dönüşmesi demek çünkü...
1940'larda Filistinlileri bulundukları topraklardan kovup oralara çökmek, çok hoşlarına gitmişti muhakkak...
Ama bölge ile ilgili rakamların günümüzdeki durumuna bakılırsa, gelecek İsrail açısından hiç te hoş değil...
Konuyu yarın da sürdürelim inşallah.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Dünya umurunda değil!.. (25.09.2024)
- Her şeye hazır olmak!.. (22.09.2024)
- AB, para mı dağıtacak?.. (21.09.2024)
- Gaziantep: İş bilenin… (18.09.2024)
- Enerjik bir ülkeyiz… (15.09.2024)
- Sayaç çalışıyor (14.09.2024)
- Elini veren kolunu kaptırır!.. (11.09.2024)
- Her şey kontrol altında… (08.09.2024)
- Dev aynası (07.09.2024)
- Ümit dağın ardında… (04.09.2024)