O kapılar bir gün çalınacak!..

28 Şubat Süreci'nde medya sahasında önemli isimlerinden birisi olan Tuncay Özkan, 'ilk defa açıklıyorum' diyerek, 28 Şubat'ın aslında FETÖ'nün marifeti olduğunu ileri sürüyor. Özkan'ın katıldığı televizyon programının yöneticisi ve yine 28 Şubat döneminin önemli isimlerinden olan Uğur Dündar da tasdik ediyor.
Özkan'ın kesin bir dille ileri sürdüğü ve Uğur Dündar'ın da tasdik ettiği bu iddia, Müslüm Gündüz baskınını gazetecilerin de katılacağı bir şekilde organize eden emniyet istihbarat müdürünün FETÖ'cü olmasına dayanıyor. 28 Şubat sadece Müslüm Gündüz ve Fadime Şahin'den ibaret olsaydı, programın diğer katılımcıları ve stüdyodaki seyircilerin de onayladığı bu iddia doğru olabilirdi elbette...
Ancak, üzerinden geçen bunca seneden sonra, 28 Şubat tümüyle FETÖ'nün işidir denildiğinde, kafalar karışır. Çünkü bu, TSK içinde o zaman oluşturulan cuntayı, Batı Çalışma Grubu'nu, devletin parasını ucuz faizle alıp devlete pahalı olarak satan rantiyeyi, banka sahibi medya baronlarını ve Erbakan Hükümeti'nden rahatsız olan dış güçleri yok saymak manasına gelir.
Aynı şekilde, inançlı kesime yönelik akıl almaz baskıları, ülke geneline yayılan başörtüsü yasağını, ikna odalarını, İmam Hatip ve meslek liselerini yok etme girişimlerini... de unutturma gayretidir, meseleyi sadece bir olay üzerinden değerlendirmek.
15 Temmuz baz alınacak olursa, 28 şubat süreci günlerinin FETÖ'nün TSK içerisindeki örgütlenmesinin henüz ilk aşamalarının yaşandığı bir dönem olduğu düşünülebilir oysa.
Aynı şekilde bu örgütün emniyet ve yargı içerisinde de kozasını dikkatle ördüğü, yeni palazlanmaya başladığı günler olmalı o günler.
FETÖ'nün tepesindeki kişinin 28 Şubatçıları takdir ve teşvik eden hatta alkışlayan tavrı, 'beceremediniz bırakın gidin' demesi, yüz binlerin mücadele verdiği başörtüsü hakkında 'füruattır' açıklaması yapması ve benzeri şeyler unutulmazlar arasındadır tabii ki...
SIRADA 'SİVİLLER' VAR...
Aynı kişinin, inanç düşmanlığı yaptıkları açık olan 28 Şubatçıların yaptıklarını bir tür 'içtihat' olarak değerlendirmesi ve sonrasında dershaneler için AK Parti'ye savaş açacak olduğu halde, '28 Şubatçılar isterse, okullarını devretmeye hazır olduğunu' söylemesi de unutulmaz...
Evet, FETÖ'nün başındaki ismin ve beraberindekilerin yaptıkları unutulmayacak şeylerdi. Ancak, 2017 senesinde ortaya çıkıp, 28 Şubat tümüyle FETÖ'nün işiydi diyenlerin aslında suçlu olan başkalarını gizlemeye çalıştıkları da bir başka gerçek.
28 Şubat sürecinin asker kökenli müsebbipleri mahkeme huzuruna çıkarılmış olsa da, sivil kesimlere henüz ulaşılmadı bildiğiniz gibi. Ancak, bu işe gönüllü olsalar bile askerleri gaza getiren ve teşvik eden gazeteci, işadamı, STK mensuplarının da 28 Şubat'ta büyük sorumlulukları olduğunu, hepimiz çok iyi biliyoruz.
Bir başka gerçek de, o zaman yaptıkları ile ilgili kılıfları iyi hazırladığı anlaşılan 28 Şubat tevikçilerinin üzerinden bu kadar zaman geçmesine rağmen, kendilerini çok rahat hissetmedikleri hususu. Bir gün kapılarının çalınabileceği ve kendilerini savcıların karşısında bulabilecekleri ihtimalini hiç de yabana atmıyor olmalı bu çevreler, atmamalılar da...
O kapılar bir gün mutlaka çalınacak çünkü...
FETÖ'nün 28 şubat bağlantısı ile ilgili söylenebilecek çok şey vardır muhakkak.
Ama başkalarını aklamak için 28 Şubat bütünüyle FETÖ işidir demek, henüz meydana çıkarılmamış bazı gerçekleri saklamaya çalışmaktan başka bir şey değildir.
Tuncay Özkan'ın Uğur Dündar'ın da desteğiyle yapmaya çalıştığı, galiba bu!..