Vaktiyle, ülkesinin hapishanelerinde bulunanları ziyaret eden padişah, suçlarını sorduğu insanların hemen hepsinden 'suçsuz oldukları, kaderkurbanı oldukları,yanlışlıkla hapse girdikleri' şeklinde cevaplar alır.
İçlerinden sadece birisi açık sözlülükle davranıp suçlu olduğunu söyleyince, yanındakilere döner padişah ve emreder: "Derhal salınbu adamı,içeridekimasumlarınahlakınıbozmasın"der.
15 Temmuz gecesi darbe girişimine katılıp emirlerindeki uçaklar, helikopterler, tanklarla TBMM'yi, Beştepe'yi, MİT'i bombalayan, Cumhurbaşkanı'na suikast için tim gönderen, 249 insanımızınşehit, yüzlerce insanımızın gaziolmasına sebebiyet veren FETÖmensupları da, çıkarıldıklarımahkemelerde suçsuz olduklarınısöylüyorlar.
Emirlere itaat ettikleri, darbe girişiminden habersiz oldukları, tatbikat zannettikleri, terör saldırısı olduğunu düşündükleri, darbe karargahı ya da benzeri yerlerde tesadüfen bulundukları... verdikleri ifadelerin ortak teması. Mızrağın çuvala sığmadığı noktaise, eldeki deliller sebebiyle,söylediklerinin yalan ve yanlışolduğunun çocuklarca bilebilinebilmesi.
Daha ortaokul ve lise yıllarında devşirilip askeri lise, harp okulu ve akademi yıllarında çalınan sorular, hak edilmeyen terfiler yoluylabulundukları rütbelere gelmişbirilerinin, 15 Temmuz gecesiisteneni yapmaktan başka çarelerivar mıydı, bilmiyoruz. FETÖ yapısının insanları sadece inandırma ya da ikna yoluyla değil, yeri geldiğinde tehdit ve şantajla kontrol ettiği de biliniyor çünkü.
Ancak, yaptıkları yanlış başlangıcı yine yanlış birtakım gelişmelerle sürdüren bu kişilerin, cürm-ü meşhut yanisuçüstü yakalandıkları halde, halainkar yoluna başvuruyor olmaları,içinde bulundukları çaresizliğingöstergesi. Dahası, her nasıl kandırıldılarsa, bütün olup bitenlerden sonra mesuliyetten kurtulabileceklerini umuyor olabilmeleri ise, ibretlik bir durum.
ULUSLARARASI PROJE...
Adeta bir canlı yayın şeklinde bütün milletimizin gözleri önünde cereyan eden ve hemen her aşaması kayıt altında alınmış olan bir darbe girişiminin sorumluları olduklarını biliyorlar tabii. Buna rağmen beklenmedikbirtakım gelişmeler olabileceği ümidinde olmalılar ki, mahkemelerde netice açısından işlerine yarayabilecek davranışlarda bulunmuyorlar.
İçlerinden itirafçı olanlar var tabii.
Ancak itirafçı olduğu söylenenlerinçoğunun aslında itirafçı olmadıkları,'oluyormuş gibi yaptıkları' kesin.
Çünkü itiraf dedikleri şeylerin hemen tamamı kamuoyu tarafından zaten bilinen şeyler.
FETÖ ve melanetleri hakkında arzu edildiği kadar detaylı bilgilere ulaşılamaması da, bir yönüyle örgütün yapılanması ile alakalı bir durum. Hücre tipi de denilen ve adeta bir üzümsalkımını andıran yapılanma, herkişinin ancak bilmesi gerektiğikadarını bilmesi temelineoturtulmuş gibi.
Bu da FETÖ'nün uluslararası bazımihraklar tarafından başlatılan vesürdürülen bir proje olduğunu iyicenetleştiriyor.
TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu tarafından hazırlanan raporun bildiklerimizden başka bir şey ihtiva etmemesi yanında, mahkemelere çıkan FETÖ mensuplarının esas konuya bir türlü gelmemekteki ısrarları, kafalarda soru işaretleri doğuruyor.
Bazıları iyi niyetle olsa da, yazılıp çizilenlerle insanımızda görülmekte olan FETö davalarınınsulandırılmaya çalışıldığı gibisinden bir algı oluşturulmaya çalışılıyor.
Oysa, her ne olursa olsun suçları sabit olan FETÖ mensuplarınınyaptıklarını inkar ederekmesuliyetten kurtulma şanslarınınolmadığı, bilmemiz gereken temel gerçek... İnkar etmeleri, alacakları cezaları ağırlaştırmaktan başka işe yaramaz yani...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.