BURHANETTİN DURAN

Büyük Filistin Mitingi ve İsveç’in Katılım Protokolü

İç siyasetin gündemini hareketlendirecek iki önemli haber dün medyada yer aldı. İlki, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nın önümüzdeki cumartesi günü Büyük Filistin Mitingi düzenleyeceği, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Cumhur İttifakı liderlerinin de mitinge katılacağı SABAH Gazetesi'nde yer aldı. İkincisi de İletişim Başkanlığı'nın İsveç'in NATO'ya Katılım Protokolü'nün Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından imzalanarak TBMM'ye sevk edildiğini açıklamasıydı. Bu iki haber Türkiye'nin uluslararası sistemdeki yeri, ne yapmak istediği, Batı ile ilişkileri ve İsrail-Filistin çatışmasına dair nasıl bir politika izlediği üzerine yaygın bir tartışmanın bizi beklediğini gösteriyor. Erdoğan'ın çarşamba günkü grup toplantısında Gazze ve İsveç konularında vereceği mesajların gündemi belirleyeceği anlaşılıyor.

***

İsveç'in Katılım Protokolü'nün Meclis'in gündemine ivedilikle alınıp alınmayacağı henüz belli değil. Bununla birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın protokolle ilgili Meclis sürecini başlatması yeni bir adım. Türkiye geçen yı l Finlandiya'nın Katılım Protokolü'nü onaylayarak NATO genişlemesini desteklediğini göstermişti. Şimdi de Ankara, Meclis ve partileriyle İsveç'in terörle mücadele konusunda gerekli adımları atıp atmadığını değerlendirecek ve buna göre protokol hakkında kararını verecek. Protokolün Meclis'e sevk edilmesinin arkasında AK Parti'nin desteğinin olup olmadığını Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın grup konuşmasında göreceğiz. Malum daha önce Meclis'in takdirine bırakma yönünde açıklamaları olmuştu. Protokole onay konusuna Cumhur İttifakı partilerinin de dağınık muhalefet partilerinin de nasıl yaklaşacağı Türkiye-Batı ilişkileri üzerine kapsamlı bir çerçeve müzakeresini getirebilir.

***

Mayıs 2023 seçim yenilgisinden sonra muhalefet parti içi çekişmelere ve ittifaksız yerel seçim arayışlarına sürüklenmişti. CHP'nin yurtdışında asker bulundurma tezkeresine anlaşılmaz "yabancı asker" argümanı ile yeniden "hayır" demesi bir kenarda tutulursa muhalefet dış politika konularında da hayli düşük bir profil sergiliyordu. Zaten bu konu da İsrail- Filistin çatışmasının gölgesinde kaldı. Tüm siyasi partiler, İsrail'in Gazze'de uyguladığı ağır abluka ve bombardımanı "katliam" olarak telin etmekte birleştiler. İsrail ordusunun hastaneleri, okulları, sivil konvoyları, fırınları ve pazar yerlerini de bombalayarak Gazze'yi imhaya yönelmesi Türk kamuoyunu ziyadesiyle rahatsız etti. MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin önceki günkü "24 saat içerisinde ateşkes sağlanamazsa Türkiye süratle devreye girmeli" çağrısı ülkemizdeki farklı toplumsal kesimlerin Filistinlilerin öldürülmesine ne büyük bir tepki duyduğuna işaret ediyordu.

***

7 Ekim'de Hamas'ın saldırısından sonra taraflara itidal telkin eden Türkiye, İsrail'in Gazze'yi toplu cezalandırmaya yönelmesiyle eleştiri tonuna geçti. Daha ilk günden itibaren Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Fidan, uluslararası toplumu ve bölge ülkelerini Gazze konusunda harekete geçirmek için yoğun bir diplomasi trafiği işletti. İsrail ordusunun Gazze'deki sivilleri bombardımanı "katliam" seviyesine ulaştığında Türkiye, İsrail'i ve koşulsuz destek veren ABD'yi daha sert eleştirmeye başladı. İİT Zirvesi ve Kahire Zirvesi başta olma üzere bölge ülkeleri ile yapılan ikili görüşmelerde de Türkiye bir an önce ateşkesin sağlanması, sivil yardımların başlaması ve iki devletli çözümün konuşulması için gayret gösterdi. Gazze'deki Filistinlilerin Mısır ya da Ürdün'e sürülmelerine karşı çıktı.
Yapıcı öneri olarak hem İsrail hem de Filistin için "garantörlük" fikrini öne çıkardı. Şimdiye kadar dünya başkentlerinden bundan daha olumlu bir öneri getiren olmadı. Batı ülkeleri hâlâ "İsrail'in savunma hakkından" bahsederken Arap ülkeleri düşük seviyede gündemle hareket ediyor. İsrail ordusu sınırlı kara harekâtı ve ağır bombardımana devam ederken Filistin mitingi ve İsveç'in NATO'ya katılım protokolü bağlamında Türk kamuoyu "mevcut dünya düzeni, Batı'nın değerlerinin/politikalarının eleştirisi ve İsrail" üzerine hararetli bir tartışmaya doğru gidiyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.