İYİ Parti Genel Başkanı Akşener
"ayrı ayrı aday çıkarma" söylemini güçlendiriyor. Cumhur İttifakı'ndan gelen
"birlikte girme" ve
"koçbaşı" adaylar belirleme açıklamalarına rağmen Akşener haftaya toplayacağı Genel İdare Kurulu kararı ile bu tercihini nihai hale getirme eğiliminde. CHP çevrelerindeki yorumcuların
"Bu durumda muhalefetin mevcut büyükşehir belediye başkanları kaybeder" uyarısını da umursamıyor. Akşener, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları İmamoğlu ve Yavaş ile ilgili önceki olumlu açıklamalarına rağmen partisinin aday çıkarması konusunda ısrarcı görünüyor, ilçe bazlı işbirliği kapısını ise kapatmıyor. Gerekçesi
"insanları kutuplaştıran ittifak siyasetine şiddetle karşı olması."
Aslında Akşener muhalefet
cenahındaki ittifak siyasetinden
daha fazla rahatsız. Bunu ittifak kıyaslaması yaparak Cumhur İttifakı'nı
"rasyonel ve etle tırnak gibi" nitelemesinde ve Millet İttifakı'nda ise
"masa altında tekme atıldığını" vurgulamasında görüyoruz. Keşke Cumhur İttifakı gibi bir ittifakımız olsaydı öykünmesi var bu değerlendirmede.
***
Akşener'in ittifak siyaseti karşıtlığını benimsemesinde kanaatimce üç husus öne çıkıyor.
1- İttifak sisteminin CHP lehine çalışması, muhalefetin sağ partilerini zora sokması.
2- Millet İttifakı'nın Mayıs 2023 seçimlerindeki sorunlu tecrübesi.
3- Hem 2019 hem de 2023 seçimlerinde ittifaktan en çok İyi Parti'nin zarar görmesi.
Türk siyasetinin fay hatları üzerinde olan İyi Parti yeni bir başlangıç yaparak üçüncü yol oluşturmaya çabalıyor. Yani Akşener iki kere içine düştüğü kaybet-kaybet denkleminden çıkacak bir çözüm arıyor. Ancak bunu muhalefetin yerel seçimlerde başarısız olma riskini alarak yapması gerekiyor.
"CHP'nin seküler medyasının" ağır eleştirileri ile yüzleşerek yapmak durumunda. Bu medya karşısında ne kadar kırılgan olduğunu 3-6 Mart 2023 tarihlerinde gösterdi. Kılıçdaroğlu'nun yerel seçimler için
"CHP dominantlığından" bahsettiği bir ortamda Akşener'in işi hayli zorlu.
"İttifak siyasetine karşıyım" çıkışının hem 2016 sonrası pekişen
Cumhur İttifakı'nı çözecek
etkide bulunması lazım hem de
sorunlu da olsa başka çaremiz
yok hissiyatındaki muhalefeti
daha fazla dağınıklığa ve hayal
kırıklığına taşımaması lazım.
***
Öncelikle ittifak sisteminden en çok zarar gören partinin İyi Parti olduğu tespitinin doğru olduğu görüşündeyim. Zaten Kılıçdaroğlu'nun ortak aday olarak dayatılması sırasında 6'lı masada yaşadıkları Akşener'in bu kanaatini pekiştirmiş. Nitekim o sürecin İyi Parti teşkilatında ve seçmeninde
"bir şeyler biriktirdiğini" açıkça söyledi. İyi Parti ittifak siyasetini aşacak üçüncü bir yol bulabilir mi? Bu arayışı yerel seçimler sonrasına bırak baskısına karşı koyabilir mi? Zorda kalan CHP'nin alternatif işbirliği önerileri ile masaya oturabilir mi? Bu soruların cevabını önümüzdeki haftalarda Akşener ve İyi Parti verecek. Eğer Akşener, CHP belediyelerinin kaybedilmesi riskini alarak aday çıkarırsa, iktidar ve CHP'den ayrışacak bir siyaset izlerse 2028 için yeni bir imkânı yakalayabilir. Akşener mevcut arayışını daha önce olduğu gibi
"iki ismi cumhurbaşkanı yardımcısı adayı yapalım" şeklindeki önerilerle terk ederse seçmen nezdinde
"siyasi çıkışlarına itibar edilmez" noktasına gelebilir. Bakalım Akşener bu cesareti gösterebilecek mi?