Ölçü Erdoğan değil, Kılıçdaroğlu
***
Son yirmi yılda CHP siyasi kültürünün derinlerine işleyen bir olgu var: Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın karşısına lider adayı çıkarabilmek. İşte Baykal, Kılıçdaroğlu, İhsanoğlu ve İnce gibi denemelerden sonra İmamoğlu, 2019'da İBB başkanlığını kazanınca CHP çevrelerinde beklenen lider olduğu algısı üretildi. CHP'deki bu siyasi-psikolojik boşluğu İmamoğlu ile doldurma çabasını Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu birlikte boşa çıkardı. Malum İyi Parti Genel Başkanı Akşener'in bütün gayretlerine rağmen Kılıçdaroğlu, İmamoğlu'nu değil kendisini muhalefetin ortak cumhurbaşkanı adayı yaptı. CB yardımcısı adayı olmakla yetinmek zorunda kalan İmamoğlu, CHP genel başkanlığı yarışına da giremedi. Buna İmamoğlu'nun genel siyasete abartılı ilgisini ve 4.5 yıllık zayıf belediyecilik performansını eklediğinizde "rakibim Erdoğan" argümanı slogandan öteye geçemiyor. İmamoğlu ancak genel başkanlığı elinden alamadığı Kılıçdaroğlu ile kıyaslanabilir.Neden mi? 2023 seçimlerini kaybeden Kılıçdaroğlu'na muhalif yazarların getirdiği eleştiri "Kazanmaya bu kadar yakın olan seçimi nasıl kaybedersin" şeklinde. Benzer şekilde İmamoğlu'na da "Bu kadar yıpranmış Kılıçdaroğlu'ndan CHP genel başkanlığını nasıl alamazsın" eleştirisi yapılabilir. "Değişim" arayışını ertelemek, zamana oynayan Kılıçdaroğlu'nun taktiğiydi. Ve İmamoğlu bu taktik karşısında çaresiz kaldı.
***
Siyasi çıkış yapamayan İmamoğlu ilk seçildiği zamandaki popülaritesinde değil. CHP seçmeninde bile "beklenen lider" algısı çökmüş durumda. Parti içi çekişmeler ve gizli zoom toplantıları sık çıkılan tatillere, bozulan metrobüslere ve bitmeyen kavşak ve park düzenlemelerine eşlik ediyor. Bu değerlendirmeler elbette İmamoğlu'nun İBB'yi yeniden kazanma şansının olmadığını söylemiyor. İmamoğlu İstanbul'a hizmetin getireceği bir destek zeminine hitap etmiyor. İdeolojik kutuplaşma ve ittifak sistemine dayanarak kazanmak istiyor. İktidar, mevcut dağınıklığına rağmen muhalefetin büyükşehirlerde tek aday etrafında birleşme ihtimaline göre yerel seçimlere hazırlanmak durumunda. Sözün özü, İmamoğlu'nun Erdoğan'ın hikâyesine öykünmesi CHP'ye hayal kırıklığından başka bir şey getirmez. Zira hayaller Erdoğan, gerçekler Kılıçdaroğlu...Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sabah’a veda etmenin bu kadar zor olacağını biliyordum (20.05.2024)
- Yeni gelişmeler normalleşmenin seyrini nasıl etkiler? (17.05.2024)
- Değişim ama nasıl? (14.05.2024)
- Yeni Anayasa tartışması neden kaçınılmaz? (11.05.2024)
- CHP ve İyi Parti rol mü değiştiriyor? (10.05.2024)
- Kılıçdaroğlu mirası, Özel’in zorluğu (07.05.2024)
- Siyasette ‘yumuşama dönemi’ ne getirir? (04.05.2024)
- Yeni bir siyasi süreç (03.05.2024)
- İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? (30.04.2024)
- Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması (27.04.2024)