Kahramanmaraş'taki hummalı çalışmaları gördükten sonra ülkemizin yaralarını hızlıca saracağına dair inancım güçlendi. Devlet ve milletin deprem bölgesine yardım seferberliğinin ivmesi giderek artıyor.
Çadır ve konteyner kentler kurulmaya devam ediyor. İhtiyaçların fevkinde bir yere ulaşan bu yardımların etkin dağıtımı başlı başına bir konu haline geldi. Depremin beşinci gününde arama kurtarma çalışmalarında enkaz altından sağ kurtarılma haberlerinin sevinci sürüyor.
Kahramanmaraş'ta gördüklerimden yola çıkarak afet yönetimi ile ilgili bazı tespitlerimi paylaşmak istiyorum.
***
Deprem sonrasında kısa, orta ve uzun vadeli etkin bir süreç yönetimi gerekiyor. Hızlı bir toparlanma için sorunlara acil cevapların üretilmesi, şehir hayatının normalleştirilmesi ve şehirlerin güvenli gelecek planlaması için bütün çalışmaların aynı anda ve koordineli olarak yapılması gerekiyor. Kısa vadede arama kurtarma, cenazelerin defni, güvenliğin temini, depremzedelerin gıda ve acil barınma ihtiyaçlarının sağlanması önem arz ediyor. Çöplerin toplanması, yardımların depolanması ve sürdürülebilir dağıtımı, depremzedelerin tıbbi ihtiyaçlarının görülmesi, bölgeden ayrılanların ülkemizin diğer şehirlerinde barınması yine kısa vadede yapılması gerekenlerin içerisinde.
***
Arama kurtarma çalışmalarının sona ermesi ile enkazlar kaldırılacak, hasarlı binaların tespitleri tamamlanacak. Aile ve bireylere psikolojik destek, yaralıların protez ihtiyaçları, dağılan ailelerin rehabilitasyonu yine kısa vadede en önemli konular. Şehir merkezlerindeki sosyal yaşam alanlarının toparlanması, fabrikaların üretimlerine yeniden başlaması, okullarda eğitimin güvenli şartlarda sağlanması ve böylece deprem bölgelerinde kademe kademe hayatın normalleştirilmesi yine kısa-orta vade süreç yönetiminin parçası. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem deprem gören şehirleri tek tek ziyaret ederek afet yönetiminin koordinasyonunu sağlıyor hem de süreç ile ilgili yeni kararları kamuoyu ile paylaşıyor.
3 aylık OHAL uygulaması kısa vadeli afet yönetim sürecinin güvenli ve etkin şekilde yürütülmesi için kullanılacak. Türkiye bu depremin yaralarını sarabilecek devlet, özel sektör ve sivil toplum kapasitesine sahip.
***
Orta ve ağır hasarlı binaların yıkılması, sağlam zeminli yeni yerleşim yerlerinde kalıcı konutların planlaması ve inşaatlarına başlanması, merkezlerde yıkılan binaların yerlerinin yeşil alana çevrilmesi, deprem sebebiyle ayrılanların şehirlerine geri dönüşü gibi konular
3 ay ve 1 yıl arası orta vadede yapılacaklar arasında. Deprem bölgesine yapılacak yeni binaların afet odaklı bir şehir planlama ve uygulama sürecinin ürünü olabilmesi için mevcut afet bilincinin hiç kaybedilmemesi elzem. Şehir merkezleri için radikal imar kararlı almak kısa vadenin, uygulaması elbette orta ve uzun vadenin konusu olmalı. Hızlı bir toparlama gerekli ancak uzun vadeli afet yönetimine uygun kararlar alınarak bu temin edilmeli. Şehirlerin yeniden imarında devletbelediye- vatandaş arasındaki ilişki deprem bilinci canlı tutarak oluşturulmalı.
***
Öncelikle 10 ilimizde, sonra ülkemizdeki tüm muhtemel afet bölgelerinde kamu otoritesi ve sivil toplumumuz afetlere hazır olmayı eğitimden
kentsel dönüşüme kadar uzayan bir hayat tarzına çevirmeli. 2023 seçimlerinin sert rekabet gündemi hepimizin geleceğini ilgilendiren afet yönetimini gölgeleme riskine sahip. Bu kadar geniş alanda gerçekleşen ve hem ülkemizde hem de uluslararası medyada
"asrın felaketi" olarak nitelenen depremi seçimler için kullanmaya çalışacak siyasetçilere milletimiz tepkisini sandıkta gösterecektir. Yapılması gerekenler için öneri ve eleştiri getirmek ile sorumluya işaret ediyorum derken milletin acısını istismar etmek arasında ince bir ayrım var. Muhalefetin bazı temsilcileri çok hızlı şekilde bu sınırı geçtiler.